34. Bölüm

1.3K 95 64
                                    

Bugün daha da kötü olamazdı sanırım.

"Jungkook çocuklar kayıp!!"

Yoongi hyungun sesi zihnimin derinliklerine işlerken ben telefonu kapatmıştım bile.

Gözümü karartmıştım artık. Sorun sadece ben değildim. Jimin hapse girerse asla hiçbir yerde işe giremezdi hayatı boyunca. Chang Sun ve Man Young küçücük çocuklar. Min Ji bir şey yapmasa bile kendi başlarının çaresine bakamazdı onlar. Hoseok hyungdan da yardım  isteyemezdim. Bana değil Min Ji'ye inanacağını zaten Min Ji'nin anlattığı 'Jungkook barda' masalına inanarak kanıtlamıştı bile.

Ben yalnızdım.

Ancak kendi yalnızlığıma çekmeyeceğim , kurtarabileceğim birçok insan vardı.

Her şeyimi kurtarmak zorundaydım.

Umarım ben gittikten sonra beni affedersin Jimin. 

Benim mesaj atmam gereken birkaç kişi var.

•••

Gönderen: Jeon Jungkook

Alıcı: Kim Min Ji

Ne istediğini biliyorum. Sadece Jimin'i bırakmamla yetinmeyeceğini anlamalıydım zaten. Ama benden sonra ne çocukların ne Jimin'in ne de sevdiklerimin kılına zarar gelirse iki dünyada da yakanı bırakmam haberin olsun. Yarım saat sonra Han Nehri köprüsünde.

•••

Jimin'i her şeyden çok seviyordum. Yaşadığım hayatı seviyordum. Ne yaparlarsa yapsınlar annem babam gibi davranan o insanları bile seviyordum. Hoseok hyung , Jin hyung , Taehyung , iş yerindekiler , üniversitedekiler...

Onları yüz üstü bırakmaktan korkuyordum.

Arkamdan gereksiz yere çok üzülmelerinden korkuyordum.

Ama bunu yapmak zorundaydım.

Sevdiklerim arkamdan üzülecek olsa bile en azından hayatları güzel olmaya devam edecekti. Ve bir süre sonra benim için üzülmelerine gerek olmadığını anlayacaklardı.

Planım tıkır tıkır işleyecekti.

Min Ji'nin Jimin'den ayrılmamı istediğini söylerken bu dünyadan ayrılmamı istediğini daha önce fark etseydim ne Jimin'in ne de çocukların gereksiz gerginlik yaşamasına gerek kalmayacaktı.

Her ne kadar biraz geç kalsam bile en azından sevdiklerimin hayatını geri çevirilemeyecek bir noktada mahvetmemiştim henüz.

Henüz geç kalmamıştım.

Min Ji de geç kalmamıştı ve tam yarım saat sonra gelip yanıma oturmuş , benim gibi ayaklarını han nehrinin manzarasına sallamaya başlamıştı.

"Zeki bir çocuk olduğunu biliyordum Jungkook. Mesajımı çabuk algılaman emin ol senin de iyiliğine oldu gerçekten. Daha sevdiklerinin yarısıyla ilgili planlarımı devreye sokmadan işimizi halletmiş olacağız. Emin ol Jungkook pişman olmayacaksın. Sen en doğrusunu yapıyorsun."

"Senden tek bir ricam var Min Ji. Benim bir veda mektubum var. Jimin hyung için... Zaten çıkıyorum artık hayatından. Bir vedanın sakıncası olacağını sanmıyorum."

Bunları söyledikten sonra kağıdı Min Ji'nin eline tutuşturmuş ve o yazdıklarımı okurken ben de yazdıklarımı düşünmeye başlamıştım.

'Bu sana son vedam hyung. Arkamdan çok üzülmeni istemiyorum. Seninle yaşadığım her an , her saniye dün gibi aklımda. Kitapçıdaki ilk karşılaşmamız , beraber yaptığımız tatiller , beni okuttuğun o güzel lise , büyükbabamızın dizinde dinlediğimiz hikayeler , bana ısmarladığın her bir sebzeli rameni bile hatırlıyorum biliyor musun ? Benim için her şeyden değerlisin çünkü. Bu yüzden arkamdan çok ağlama olur mu? Ben senin ağlamana dayanamam. Ve benden sonra arkamda bıraktıklarıma benim adıma iyi bak. Taehyunglara özellikle. Taehyung'a güven hyung. O sana her konuda yardımcı olacaktır. Taehyung'u ayda bi annesinin mezarına götür yeter. O sana dertlerini anlatsın. Zamanında ben çok anlattım ona. Sen de onu dinle. Senden son isteğim herkese iyi bak ve Taehyung'un dertlerini dinle. Seni seviyorum hyung. Hoşça kal.'

Poor and Fool  // JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin