1.Bölüm

12.3K 728 266
                                    

Multimedia:Sıraç Şahsüvaroğlu

Altı yıllık bir sevdanın meyvesini almıştı Dila Şahsüvaroğlu ...

Dün bu soyisime erişmişti.Artık kocasının soyismini almıştı. Sevdiği kocasının...

İlk gördüğünde vurulmuştu genç adama. Adam ise bihaberdi...

Kadın mutluydu...
Adam ise öfkeli...

Kadın cennetteydi...
Adam ise cehennemde...
Aşk ise arafta takılı kalmıştı...

Heyecanlıydı Dila. Zira Sıraç Şahsüvaroğlu şuan yanında oturmuş ondan da ziyade imam nikahı da yaklaşık on saniye önce kıyılmıştı. Başka ne isteyebilirdi genç kız! Haftanın bir günü zar zor görüyordu sevdiği, uğruna öleceği adamı. Ama artık her gün görecek, her gün onun kokusuyla uyuyup, uyanacak ve her gün onunla vakit geçirecekti. Sevinçten çıldıracaktı. Yan gözle nikahlı kocasına baktı ve gözlerini ondan çekti. Ah o mavi gözlerde kaybolmayı o kadar çok istiyordu ki! Yüzüne dokunup göz kapaklarından öpmeyi! Neler düşünüyordu genç kız. Hafifçe silkelendi Dila. Heyecandan aklı başından gitmişti.

Odadan imamın, şahitlerin ve aile büyüklerinin çıkmasıyla kalbinin atışı daha da hızlandı. İkisi tek kalmışlardı. Heyecandan bayılacağını sandı Dila. Sevdiğiyle ilk defa baş başa kalmıştı. Her ne kadar Sıraç ona bakmasa da... Eğik başını hafifçe kaldırdı ve tekrar yan gözle baktı kocasına. Çatık kaşlarıyla bakışlarını yere dikmişti. Kafasında sanki muhakeme yapıyor gibiydi. Takım elbisesinin ceketini odaya girmeden çıkarmıştı. Siyah kumaş pantolonu ve beyaz gömleği genç adamı daha da yakışıklı gösteriyordu. Genç kız nefes alışverişlerini kontrol etmekte zorlanıyordu. Ah sevdiği adam niye bu kadar yakışıklıydı! Bakışları sevdiği adamın parmağına takıldı. Yüzüğü neredeydi! Kendi parmağında yüzüğü varken kocasında niye yoktu!

"Yüzüğün neden parmağında değil Sıraç? "
Evet bu soruyu sordu Dila Şahsüvaroğlu . O nasıl kocasını, evliliğini simgeliyorsa kocası da simgelemek zorundaydı! Evli olduklarını herkes bilecekti ve hiçbir kız kocasından medet ummayacaktı! Sıraç'ı çarşıda gördüğü zamanlarda hep kızların bakışlarını sevdiği adamın üzerinde yakalıyordu ve Dila'lığını göstererek kızların payını veriyordu. Kimse onun sevdiğine kem gözlerini dikerek hayal kuramaz ve aynı cümle içerisinde bir kızla adı dahi anılamazdı!

Sıraç yanında oturan nikahlı karısına! döndürdü başını. Yüzünü inceleme zahmetine bile girişmedi. Sadece kahverengi gözlerine öfkeyle baktı. Yaklaşık iki dakika önce istemediği kızla Allah katında evlenmişti. Onunla zorla evlendirildiği yetmemiş gibi bir de hesap soruyordu! Ne sanıyordu kendini! Karısı olarak sahibi olduğunu mu!

"Benim yüzüğüm kalbimde takılı... "diye konuştu sert sesiyle. Aklı yine Sevimdeydi. Ona bir ay içerisinde nasıl bağlandığını kendisi bile bilmiyordu. Üstelik Sevim onun yasak meyvesiydi. Ağabeyinin katilinin kardeşiydi. Ama kalbine ne kadar söz geçirmek istese de geçirememişti genç adam. Üstelik kız da son zamanlarında sevmişti adamı. Şefkatine, duruşuna, ses tonuna kadar sevmişti. En başta biraz hırpalanmıştı ama o da sevmişti. O kadar çok sevmişti ki hasta haliyle onunla dini nikahını kıymıştı. Bir hafta herkesten gizli evlilik hayatları başlamıştı ve kızın son nefesini vermesiyle son bulmuştu.

Genç kızın yüzünü büyük bir gülümseme kapladı. Yani kocası da onu seviyor muydu? Sadece yüzü değil, gözlerinin içi dahi gülüyordu. Sonunda duaları kabul olmuştu. Sevdiği adam da onu seviyordu. Bundan daha güzel haber olabilir miydi? Kocasına doğru döndü;heyecanın, mutluluğun verdiği ve her daim olan cesaretiyle kollarını kocasına sardı. Elleri kocasının sırtını sararken o ferah kokusunu içine çekti. İçinden çekici diye düşündü kokusu için. Yüzünü sevdiği adamın boynuna yaslamıştı. Ve tekrar kokusunu içine çekti. Cennetteydi genç kız. Sevdiği adam kollarındaydı ve birşeyin eksikliğini hissetti. Ah evet hala kocasına bir öpücük bahşetmemişti. Heyecandan aklının başında olmadığını biliyordu. Dudaklarını büzüp kocasının boynuna tam bir öpücük bırakacakken kocası hemen onu kendinden ayırdı. İyi de ne olmuştu anlamadı genç kız. Yoksa kocası mı onu öpecekti. Beklentili gözlerini kocasının gözlerine çevirdiğinde bakmamayı diledi. O okyanusu andıran gözlerin içerisindeki fırtınayı görebiliyordu . Hatta o fırtına da kaybolmaktan korktu Dila. Kötü birşey yapmamıştı ki! Kocası aşkını itiraf etmiş ve o da masumane şekilde sarılmıştı. Hırsla yerinden kalktı Sıraç. Bu kız! Bu kız tam bir kaçıktı! Az kalsın onu öpüyordu! Üstüne bir de sarılmıştı! Lanet etti genç adam. Evlendiğine lanet etti! Kıza lanet etti! Mahsun'a lanet etti! Hayatına lanet etti! Sinirden yüzü kıpkırmızı olmuştu Sıraç'ın. Bu kız ona sarılamazdı! Öpemezdi! Koklayamazdı! İşaret parmağını tehdit edercesine yerde oturmuş kıza salladı! Keskin sesi odayı doldururken öfkenin hakimiyetinde olduğunu hissetti.

"Sakın ama sakın bir daha bana dokunma! "Bağırsa bu kadar etkili olmazdı. Ne cesaretle ona sarılmıştı anlamıyordu genç adam! Hem de ilk anda! Kafayı yiyecekti. Dila ufacık korkusundan arınıp o da ayağa kalktı ve kaşlarını çattı. Kitaplarda bu sahneyi çok okumuştu ama yanlış olan birşey vardı! Bu cümleyi normalde kadınlar söylerdi ama ona kocası söylüyordu. Ciddi olmasa kahkaha atabilirdi ama ciddiyetini koruması lazımdı. Taze kocası resmen onu tehdit ediyordu. Sarıldı diye insan tehdite yeltenir miydi? Hem elin adamına değil kendi kocasına sarılmıştı ve adamın bu tavrını anlamamıştı.

"Kocamsın. Sarılırım da, öperim de. Senden izin mi alacağım? " Lafını kimseden esirgemezdi Dila. Ve her ne kadar sevdiği adam da olsa kocasından da esirgemezdi. Ona aşık olduğunu zaten dile getirmişti. Fazla naz niye yapıyordu anlamıyordu. Sıraç, kızdaki açık sözlülükle sinirle nefesini verdi. Açık sözlü olduğu kadar dengesizdi de bu kız.

"Hem sen daha yeni demedin mi Benim yüzüğüm kalbimde takılı diye. Şimdi de naz yapman çok saçma."Kollarını göğsünde bağladı Dila Şahsüvaroğlu . Gözleri hala fırtına da takılıydı.

Sıraç kıza bakakaldı. Ne yani o sözleri kendi üzerine mi çekmişti! Öfkeli bakışları iğrenmiş bir hal aldı ve dudaklarını araladı.

"Benim yüzüğüm kalbimde takılı ve içerisinde Sevim yazıyor. Senin o bilmediğim adın değil!" Acımasızca konuştu Sıraç. Onun kalbinin sahibi vardı, bu dünyadan göçmüş olsa da! Karşısındaki kıza tahammül dahi edemiyordu ki bir de aynı odada kalacaklardı! Üstelik bu gece...
Hayır hayır. Kesinlikle bu kıza dokunmayacaktı! Onun eli sadece Sevim'e değmişti ve başkasına değmeyecekti.

Dila için sanki zaman durmuştu...
Sevdiği adam bir başkasını mı seviyordu! Ömrünü ömrüne adayacağı adamın kalbinde bir başkası mı vardı!
Üstelik onun adını nasıl bilmiyordu! Birkaç adım geriye doğru sendeledi Dila. Şuan yaşadığı, evleneceği gün yaşanacak talihsiz olay mıydı! Başka birşey olmalıydı! Pasta devrilmeliydi! Topuğu kırılmalıydı hatta ve hatta sabah giyerken biraz zorlandığı gelinliği yırtılmalıydı ama bu iğrenç itiraf olmamalıydı! Başını dik tuttu ve gözlerini bir an olsun Sıraç'ın gözlerinden ayırmadı. Gözleri dolsa da akıtmadı yaşlarını. Peki kalbinde başkası varken onunla neden evlenmişti! Gelinliğini sıktı sinirden genç kız. Bugün en mutlu günü olmalıydı! Öldüğü gün değil! Bu gelinlik onun kefeni olmayacaktı. Titrekçe dudaklarını aradı ve içinde ne zaman dahi tuttuğunu bilmediği nefesini verdi.

"Neden benimle evlendin? "Sesi fısıltı şeklinde çıkmıştı. Neden genç kızı hayatına almıştı kalbi başkasındayken. Bakışlarını bir an olsun ayırmıyordu okyanuslarından. Kaçırsa güçsüz düşeceğinin farkındaydı. Cevap veremedi Sıraç. Ne diyecekti! Yade Keje öğrenip beni tehdit etti mi diyecekti! Tehditten korkmamıştı lakin Yade Keje onun yüzünden kalp spazmı geçirmişti. Sevdiği kadının ölümünden sonra Yade Keje'yi de kaybetseydi yaşayamazdı Sıraç. Yade bu evliliği çok istediği için evlenmişti. Yaşlı kadına bir daha kendi yüzünden böyle büyük üzüntü yaşatmayacaktı. Ama bu kızla da gerçek karı koca olmayacaktı. Sadece kağıt üzerinde evli olacaklardı o kadar. Dila gelinliğini tutarak sevdiği adamla olan arasındaki farkı kapattı ve işaret parmağıyla adamın kalbine ardı ardına vurarak sinirle konuştu.

"Verecek cevabın da yok. Ama şunu bil;o kalbindeki her kimse, sen ölene kadar orada kalmayacak! Daha yeni benimle evlendin ve o kalp de sadece ben olacağım Sıraç Şahsüvaroğlu! Ben midesi gibi kalbi geniş adam istemiyorum! "

Waow diyorum 😱
Öhöm öhöm yeni kızımız nasıl acaba😏Dila hakkında düşüncelerinizi belirtmenizi istiyorum. 🤓
Dila, Berika gibi sessiz ve herşeyi kabul eden bir karakter olmadığını daha ilk saniyeden hissetmişsinizdir. Ay ben bu kızı daha çok sevdim😍
Sıraç nasıl sizce? Onu daha çözemediniz bence 😂Bölümün kısalığından şikayet etmeyin Ygs ye tekrar çalışıyorum, zaten demiştim size de.
Pamuk eller vote ve yorumlara diyor sizleri Allaha emanet ediyorum.

Ha bu arada bayramınız şimdiden mübarek olsun 😇 😘

AŞKIN GÖLGESİNDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin