Dila gözünden akacak olan diğer yaşı da hızla sildi. Gözü yaşlı bir kız değildi ve olmayacaktı! Sıraç'ın gözlerinden, gözlerini çekmezken sinirle nefesini verdi. Bu adamla evlenmişti ve onu kendine bağlayacaktı! Sıraç bakışlarını kızdan ayırmazken ne kadar özgüveninin yüksek olduğuna şahit oldu. Bu kıza aşık falan olmayacaktı. Hatta şimdiden de acımaya başladı genç kıza. Onu sevmeyen bir adamla evlenmişti ve bir ömür de devam edecekti bu.
"Senin için üzgün olmayacağımı belirteyim. Sen ne yaparsan yap bu kalbe ne sen gireceksin ne de bir başkası! "Öfkeyle konuştu Sıraç Şahsüvaroğlu. Evet bu kalbe Sevim'den başka kimse girmeyecekti! Tekrar konuşacağı sırada kapı birkaç kez tıklatıldı ve izin alınmadan açıldı.
" Ağabey düğün başlayacak ve siz hala buradasınız. Yade hemen gelsin dedi."Mirzan kapının eşiğinde durmuş ve kapıyı yarım bir şekilde açmıştı. Sağ elinde ise ağabeyinin kravatı ve ceketi vardı.
"Bu arada kravatını tak ve ceketini giy ağabey. Vallahi damat gibi gözükmüyorsun. Anladık hani bekar kalmak isteyip, kızların etrafında dolaşmasını ama yengem bu konuda seni terbiye edecektir. Değil mi Dila yenge? "Kravatı yeni yengesinin eline tutuşturdu.
Dila ise sinsice sırıtarak kaynının sırtına yavaşça iki kere vurdu." Merak etmeyesen sevgili kaynım Mirzan. Kocamı o kadar güzel terbiye edeceğim ki Mardin ömrü boyunca böyle bir terbiye görmemiş olacak. "Terbiyenin âlâsını öğretecekti kocasına. Hatta ve hatta aşkın âlâsını yaşatacaktı. Dila Şahsüvaroğlu kimmiş gösterecekti ona!
" Aslan yengem benim. Ağabeyim sana emanet. İki dakikaya kadar aşağıda olun. Yade bizi hatta beni başta keser. "diyerek hızla kapıyı kapatıp odadan çıktı. Evet Yade Keje'den korkuyordu ama hızlı gitmesindeki en büyük etken sevdiği kızdı. Nur cemalini yaklaşık bir saat görememişti. Ve şimdi Mavişini görme sırasıydı.
Sıraç sağ kaşını kaldırıp imalı bir şekilde nikahlı karısına baktı. Demek terbiye edecekti onu. Demek hayatında öyle bir terbiye görmemiş olacaktı. Bu kız iddialı olmanın yanı sıra çok da cesurdu ya da fazlasıyla küstahdı.
Dila elindeki siyah kravata baktı ve yavaşça burnuna yaklaştıracağı sırada durdu. Evet doyasıya koklamak istiyordu hatta kocasına vermek bile istemiyordu lakin şimdi olmazdı. Kızgındı ve kendine hakim olmalıydı. Eşine ne kadar sevdalı da olsa onun da bir gururu vardı. Hele kalbinde başka bir kadının olması...
Başka kadını duyduğu an o kadının saçını başını yolmak istemişti. Başka kadını duyduğu an onun yerinde olmayı dilemişti. Başka bir kadını duyduğu an kalbinin üzerine kızgın bir lav dökülmüş gibiydi. Genç kadın işte o an kalp kapağındaki odacıklara pamuk tıkandığını hissetti. Ya da kezzap da dökülmüş olabilirdi. Kravatı sinirle sıktığının farkında bile değildi. Kalbi hiç istemediği kadar sıkışıyordu. Lanet olsun! Kocası neden bir başkasını seviyordu! Sinirle kravatı karşısında bulunan aşık kocasına fırlattı. Hem de başkasına aşık kocasına!
Sıraç yüzüne atılan kravatı yere düşmeden yakaladı ve hissizce baktı karşısındaki kadına. Cidden bunun derdi neydi! Onu evlenmek için zorladığını hatırlamıyordu. Hatta birkaç kere evlenmemesi için de konuşmuş olabilirdi. Bu neyin tavrıydı hala!
"Yaptığın terbiyesizlik yüzünden on saniye içerisinde özür dile!" Öfkeli olduğu alnındaki damarların şişip inmesinden belliydi. Hatta mavi gözlerinin daha koyu bir hal alması Dila'yı korkutmuyordu bile.
"Yade Keje'yi bekletiyoruz farkındaysan. Tak şunu da gidelim." Umursamaz bir şekilde konuştu. Özür falan dilemeyecekti. Dileyecek biri de varsa o kendisi değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN GÖLGESİNDE
Ficción GeneralRuhumu aşkın gölgesinde barındırdım, bedenimi ise esaretinde... Kapak tasarımı:TheAyca