Yutkunması boğazında kalırken kocasının göğsüne ellerini koydu. Yüzü kırmızının binbir tonuydu.
Dudağını ısırırken dudaklarına can alıcı gözlerle bakan kocasına karşı tekrar yutkundu.
"Sıraç?" Diye mırıldandı. Sırtından akan terin inişini hissedebiliyordu. Hiçbir zaman böyle kapana sıkıştığını görmemişti genç kadın.
"Hmm." Diyen Sıraç, gözlerini karısının dudaklarından ayırıp gözlerine çıkardı. Kolları arasında titreyen bu kadın, kalbini sekteye uğratmasını çok iyi biliyordu. Sol elini yavaşça kaldırıp yüzüne götürdü.
"Şey " Gözlerinin önündeki saçı yana çekiştiren kocasının hareketiyle gözlerini kırpıştırdı.Yüzüne iyice eğilen kocasıyla ellerini onun omuzlarına attı ve kavradı. Geliyordu gelmekte olan!
"Ney?"
Sesi karısının tüylerini ürpertirken boynuna dudaklarını bastırdı. Yapacağı itiraf artık kaçınılmazdı. Uzun süredir karısının hareketlerini gözlemlemekte kalmıyor ve hissediyordu Sıraç.
Hislerin yalanı olmazdı. Geriye itiraf kalırdı sadece. Dudaklarını karısının güzel teninden ayırmadan önce kokusunu içine çekti. Ardından gözleri kapalı bir şekilde burnunu karısının burnuna dayayarak kısık sesle sordu onu iyice sararken kendisine.
"Evet Dila?"
Alacaktı o itirafı Sıraç karısından.
Ya alacaktı...
Ya da alacaktı!
Emindi duygularından, tavırlarından. Hele ki onun için ettiği son olayla birlikte daha da emin olmuştu Sıraç. Karısı onu hiç tahmin etmediği kadar seviyordu. Ona kör olan gözleri yakın bir zamanda açılmış ve durumu fark etmesini sağlamıştı.
Dila, mavi harelerin hapsindeyken daha ne kadar kaçacağını bilmiyordu. Kalbi depar atarcasına çarparken, gözlerini mavi irislerden ayırmak bir hayli güçtü. Kıskacı altına alındığı beden heyecanını kat be kat artarken ne diyeceğini bilemeden konuştu.
"Geçen bizim uzaya giden astronotun adı neydi Sıraç?"
Ağzından çıkan kelimelere engel olmazken kocasının şaşkın gözlerini keyifle izledi önce. Ardından ise hiç beklemediği o kısa kahkahasını...
"Ey uzay bilimcileri, gök cisimcileri yetişin imdadıma!" Sessizce mırıldandı Dila. Kocasının her haline aşık olan bu kadın kalpten gidecekti artık.
Gülünce sol yanağındaki gamzesini yakından görmek daha yeni ona nail olmuştu. Oraya gömülmek ve mümkünse hiç de çıkmak istemiyordu Dila Şahsuvaroğlu. Zira o yuva onun sevdasına yeterdi bile.
Kısılan harelerini karısına yönelten Sıraç , böyle bir soruyu asla beklemiyordu.
"Alper Gezeravcı, da ne alaka şuan pek sevgili karım?"
Nefesini karısının yüzüne üflerken burnuna kısa bir öpücük bıraktı. Yoksa cin gibi olan karısı itiraf etmekte utanıyor muydu?
"Kaç tane deney yapacak peki?"
Ellerini kocasının göğsüne koyan genç kadın, gömleğin yakalarıyla ilgileniyordu. Gözlerini kocasına dikse ne hissettiğini anlayacaktı. Ama söyleyemezdi ki ona sevdalı olduğunu? Nasıl söylesindi ki?
Karısının gözlerini kendinden kaçırmasıyla gülümsedi Sıraç ve duvarla arasında biraz daha sıkıştırdı canını acıtmayarak.
"13 tane."
Karısının oyununa ayak uydurdu Sıraç da. Kırmızılaşan yüzü almak istediği yanıtı veriyordu aslında ancak Dila'yı köşeye sıkıştırmak da fazlasıyla hoşuna gidiyordu Sıraç'ın. Hem gerçek anlamıyla hem de ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN GÖLGESİNDE
Fiksi UmumRuhumu aşkın gölgesinde barındırdım, bedenimi ise esaretinde... Kapak tasarımı:TheAyca