2k olmuşuz *-* Bunun şerefine bölümü daha uzun yazmayı denedim Umarım begenirsiniz 💕
⚊
"Senden nefret ediyorum.""Ah, biliyorum."
Sanki sürekli tekrarladığı bir cümleyi söyler gibi söylemişti yoongi, ben hayatımın değiştiği mekanda iken.
Aslında her şey spontane ilerlemişti; hiçbir şey dememe izin vermeden beni arabaya bindirmiş, yine hiçbir şey dememe izin vermeden beni buraya getirmişti.
İlk kez aşk duygusunu tattığım yere.
Onunla ilk kez tanıştığım yere.Çok değil sadece on beş yaşında falandım, o zaman duyguların ne demek olduğunu bilmiyordum çünkü hayatımda bunu öğretecek kimsem yoktu. Sosyofobi hastasıydım ve abime bile zor alıştığım bir dönemdeydim; nefeslerimle birlikte dört duvar arasında yaşıyordum.
Taa ki abim odama gelip beni biriyle tanıştırmak istediğini söyleyene kadar.
O gün lunaparka gittiğimizde çok korkmuştum çünkü insan sayısı çok fazlaydı. Nefes alamayacağımdan korkmuştum ve abime sıkıca sarılmıştım. Fakat gün içinde sarıldığım kişi değişmişti.
"Ben Yoongi, senin doktorun." demişti.
Ona sımsıkı sarılırken benim elimi tutmuştu ve mırıldanmıştı.
"Sadece ilacın olacağım ve seni iyileştireceğim."
Seneler öncesi suratıma tokat gibi çarparken avcumun içinde hissettiğim sıcaklıkla başımı kaldırdım ve bana yoğun duygularla bakan Yoongi'ye bakmaya başladım.
Sanki dünya üzerinde sadece ben varmışım gibi bakıyordu. Öyle bir yoğun duygu hakimdi ki gözleri, o duygunun altında ezildigimi hissetmiştim. Nefes alamıyordum.
Ben yüzünü hafızama kazımak için yüzünde keşfe çıkarken o da kendindeki cesareti bulup ortaya çıkardı ve konuşmaya başladı.
"Minie.." dedi alçak bir ses tonuyla.
Yüzüme biraz daha eğilip boylarımızı eşitlerken tekrar araladı mükemmel dudaklarını."Seninle yeniden tanışmak istiyorum."
derken gözlerimin dolduğunu hissetmiştim. Göz yaşlarım kontratı yırtmış ve beni arkamdan vurarak yüzümü ıslatmaya başlamıştı. Onun ses tonu bile sarsıyordu beni, üzerimdeki etkisini bir kelimeyle anlatmak istesem 'yıkım' derdim. Bütün duygularımı yıkmış ve sadece ona aşık olmama izin vermişti.
Olmuştum da.
Ben iç çekerek ağlamaya devam ederken Yoongi bir eliyle gözyaşlarımı sildi ve elimi tuttuğu elindeki tutuşunu sertleştirdi.
Sonra öyle bir cümle çıktı ki yıkımıma yardımcı olan dudaklarından, her şeyi bir anlığına bırakıp sarıldım ona. Göz yaşlarım durana ve onun göğsünde uyuya kalana kadar.
"Ben Yoongi, senin canının sızısı.."
Hye ji
Gitar melodisi zihnimi işgal ederken bulunduğun sokakta yürümeye başladım.
Ben yürüdükçe gitarın sesi daha net duyuluyordu ıssız sokakta.
Gitarın melodileri ile beraber duyduğum ses ile durdum. Aşina olduğum sese kulaklarım misafirlik yaparken onunla göz göze geldim.
Nefesim kesilmişti.
"İçinde yaşadığım fotoğraflar şimdilik, Bütün iyi zamanları hatırlamaya çalışıyorum "Ben yanına otururken hala söylemeye devam ediyordu ve gözlerini bir kere bile gözümden çekmemişti.
"Hayatımız çok sesli kesildi
Anılar donuk zihnimde oynuyor
Bu kısmi kağıt kalplerden nefret ediyorum Ve seninkinden bir parça tutacağım "Bana tanrıları kıskandıracak gülümsemesini sunarken etraf kararmaya başlamıştı ve ben gerçek hayata gözlerimi açmıştım. O sırada kulağıma son kez fısıldamıştı jungkook.
"Sakın sadece unutacağımı sanma
Senin de unutmayacağını umuyorum"Yataktan hızla kalkarken hatırlamadığım anılar zihnimi doldurmaya başlamıştı.
Anneme yaptığım kağıttan kalpler.
Rengi kırmızıydı ama renklerle boyanan kırmızı bir kalp değildi bu, kan ile boyanmıştı.Gözlerim yanmaya başlamıştı ve bu olayı ciddiye almaya karar verdim.
Hakkında tek bildiğim adı Jungkook olan bu çocuğu dinlemeliydim.
Çünkü hatırlamadığım geçmişin hatırlatıcısı jungkook ve onun ağzından dökülen sözlerdi.
"Bu kısmi kağıttan kalplerden nefret ediyorum, ve senin de unutmayacağını umuyorum.."
⚊
Umarım beğendiniz, yorum yapmayı unutmayın sizi seviyorum; ehe😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sosyofobi; Myg
Fanfiction#27 [tamamlandı] _ ❝Neden insanları mutlu edemiyorum diye soruyorum kendime, neden onlardan korkuyorum diye soruyorum binlerce kez. Fakat bir şeyi unutuyorum.Her sorunun cevabı vardır ama, neden ile başlayan soruların cevabı yoktur, tıpkı keşkelerle...