Şarkı: Charli Puss [ ;) ]
-How Long
•●•Min-A:
Hayatımda bir sürü rutin vardı. Ancak bunlar okula gidip gelmek, ders çalışıp uyumak gibi normal şeyler değil, kriz geçirip hastaneye gitmek gibi anormal şeylerdi.Neredeyse ayda bir yaşardım bunu, ruhumun her seferinde çekilişinden sonra beyaz hastane yatağının sert hissiyatını her ay tadardım.
Sonra ise Ji'nin kollarını.
"Yahu iyiyim diyorum, bir uzak
durda nefes alayım!"Benim için çok endişelenirdi ve şimdi de endişelenmişti. Kriz geçirmemin sebebini kendine bağlamıştı ve uyandığımdan beri imalı veya direkten özür diliyordu.
"Ş-şey tamam, kollarımı çekiyorum.."
Tanıdık dialog gerçeklikte ve zihnimde bittiğinde başka bir şeyin olmayacağının farkındaydım. Bu hep böyle sürerdi. Ji endişelenir, Ji bekler. Serumum biter ve giderdik.Hayatımdaki en normal rutin
buydu sanırım.Ben kafamı yastığa koyup uyumaya çalışırken kapı birden açılmış ve birisi içeriye apar topar girmişti.
Min Yoongi.
Bedenim alışılmışlığa zıt olan bu olaya tepki göstererek birden oturur konuma geçtiğinde kendimi cennetimde buldum.
Onun kolları arası.
Beni kolları arasına almış, sımsıkı sarılmıştı ve ben afallamıştım.
Afallamıştım çünkü ilk defa onun duygularını yoğun hissediyordum.
Benim için endişelenmişti.
Dudaklarım kendiliğinden yukarı doğru kıvrıldığı dakikalarda serum takılı olmayan kolum ile beline sarıldım ve o sırada onun kulağıma
"İyi misin, seni lanet olası?" diyişini işittim.Kıkırdadım ve daha çok sarıldım beni yakan adama. Kriz geçirip yanmama sebep olan adamdı o, sonradan serumdan daha çok su olup yangını söndüren; daha çok iyi hissettiren.
"İyiyim, Hephaistos*"
[*Hephaistos: Ateş tanrısı]
Geri çekildi ve garip bir ifadeyle birlikte sordu, "Heptosi- Ne?"
Ve uzun zaman sonra, kahkaha attım. İçten, güzel ve Ji'nin odadan çıkışını unutturacak kadar hissiyatlı.
Sonra ise hâla bana garip bir yüz ifadesiyle bakan adama sarılıp mırıldandım,
"Sen beni psikolojik terimlerle aşka düşürürsen, ben de seni mitolojik terimlerle kalbime zincirlerim.."
Hye Ji:
Yağmurun ve kiraz çiçeklerinin süslediği Kiraz Park 'ın etrafını dolaşırken aklıma düşen görüntülerle gülümsedim.
Min Yoongi, Min-A'ya yanmış
gibi gözüküyordu.Biliyordum her şey görmekle olmazdı ama hissiyatı görmüştüm, destanlarda anlatılan soğuk ve sert adamın gülümseyişini ve gözlerindeki endişe kırıntılarını görmüştüm ben, bu yüzden emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sosyofobi; Myg
Fanfiction#27 [tamamlandı] _ ❝Neden insanları mutlu edemiyorum diye soruyorum kendime, neden onlardan korkuyorum diye soruyorum binlerce kez. Fakat bir şeyi unutuyorum.Her sorunun cevabı vardır ama, neden ile başlayan soruların cevabı yoktur, tıpkı keşkelerle...