Min-A
Bazen, bir şeyleri kabullenmemek için beynimiz bizimle oynar. Gerçekleri gören gözlerimizi toz pembeye boyar ve biz sadece istediklerimizi görürürüz.Bu tıpkı, cevapları bilmesine rağmen kendisine masumca soru soran bir yazarın cümlesini okumaya ve onu incelemeye benziyordu.
Yaşadıklarımı ve gördüklerimi incelersem, Yoongi'nin gitmesine
beş gün kaldığını görürdüm; Cümledeki cahile yatma çabasını anlayabileceğim gibi.[Tecahül-i Arif: Bildiği bir şeyi cahilmiş gibi sorarak şiire yansıtan söz sanatıdır. Hep edebiyattan etkileniyorum, pü :3 ]
Yoongi'nin beni terk etme korkusu bir gündür aklımda değildi çünkü sevdiğim adam beni dün bir dakika bile bırakmamıştı. Bana yemek yapmıştı, hiç sevmediği hâlde benim gülmem için benimle komedi filmi izlemişti ve bana sarılarak uyumuştu.
Son günlerimiz güzel en azından, diye düşündüm. Sadece düşünmekle kalmıştım çünkü duygularımı dışarı yansıtma hakkım yoktu, takvim adlı muhafız bana bunu yasaklamıştı ve ben de ona uymuştum.
Asi olmanın ne yeri ne zamanıydı.
Çünkü şuan abimin mezarının yanında oturuyordum.
Min Yoongi ile birlikte.
Abimin ölülerin bile bastıramadığı güven verici kokusunu her yanımda hissederken on beş yaşının getirdiği istekleri hatırladım.
Yoongi ile hep bir şeyler yapmak istemiştim, hatta bunları günlüğüme yazmıştım ama tek hatırladığım buydu; Küçük bir kızın tüm duygularını tüketerek yazdığı o sayfa acımasızca koparılmıştı ve ben onu bulamıyordum.
Ama bir maddeyi çok iyi hatırlıyordum ve beş gün kalmışken o maddeyi gerçekleştirmek için, buradaydım.
Sevdiğim adam ile.
Bir zamanlar abimi öldürmekle suçladığım adam ile.
"Abi.." diye başladım sözlerime. Yoongi arkamdaydı, bir eli omzumdaydı ve destek verircesine omzumu sıkıyordu.
Bir saniyeliğine göz göze geldiğimizde onun irislerindeki endişeden oluşmuş mey'i gördüm ve dudaklarım onun tadına bakmışçasına büküldü.
Sonra ise, abime döndüm ve buruk gülümsemeyle konuştum, arkamdaki adamın donup kalmasına sebep olacak şekilde.
"Bir aylığına da olsa, kardeşin çok mutlu oldu. Sevdiği adam beş gün sonra gidecek diye üzgün değil, bilirsin o alışıktır aniden terk edişlere. Yani canım yanmayacak merak etme, her gün senin yanına geleceğim, çünkü sevdiğim adamın gittiği zamanki yaratacağı boşluğu kapatacak tek şey senin yanın."
Hye Ji
[Medyadaki şarkı ile okuyun lütfen]Tik tak tik tak
Kiraz Park'taki sessizliği bozan sesin karşı kafedeki saatin olması beni üzüyordu.
Ve iki üç günün üzüntüsüydü bu, nedeni ise artık Jungkook'un eşsiz sesini zihnimde duyamamamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sosyofobi; Myg
Fanfiction#27 [tamamlandı] _ ❝Neden insanları mutlu edemiyorum diye soruyorum kendime, neden onlardan korkuyorum diye soruyorum binlerce kez. Fakat bir şeyi unutuyorum.Her sorunun cevabı vardır ama, neden ile başlayan soruların cevabı yoktur, tıpkı keşkelerle...