Evden neden çıkmadığımı sorgulayan dadım Gonca Hanım , kendini yemek yapmaya ve beni mutlu etmeye adamış bir aşçı olan Yasemin Abla bir de çok sevdiğim ailemden bildiğim tek kişi büyük babam Ruhan ile birlikte koskoca evde sadece dört kişi yaşıyoruz. 16 yaşında olmama rağmen büyük babam beni hala çocuk zannediyor ama ben artık bir genç kız oldum ve bunu kanıtlayacağım. Benim ailem bu kadar ne annemi gördüm ne de babamı tanıdım. Büyük babama ne zaman onları sorsam bir bahane uyduruyor. Ama ben pes etmeyeceğim ve onların kim olduğunu öğreneceğim. Tabi bunun için önce büyük babamın odasındaki o görkemli günlüğü almam gerektiğini biliyorum. Bana hep onun geçmişteki efsanelerle ilgili olduğunu ama ona asla dokunmamam gerektiğini söyler ancak ben artık dayanamıyorum. Ailemden kimlerin hayatta olduğunu ve onlara neden kavuşamadığım gerçeği o günlüğün içinde beni bekliyor. Ve bende yapmam gerekeni yapıp ona ulaşacağım. Odamdan çıktığım gibi direk koridorun en sonuna doğru ilerlemeye başladım. Nedense her gün geçtiğim bu koridor bana çok uzun gibi geldi. Ama bunun bir önemi yok çünkü artık gerçekler gün yüzüne çıkacak ve ben nedendir bilmiyorum ama içimde tuhaf bir histen korkuyorum. Sanki geçmişten korkuyor ve ondan kaçmak istiyorum ama bunu yapmayacağım o kadar yakınımdayken bunu yapamam. Tam kapının önünde olduğumu hiç farketmedim hangi ara buraya geldim neyse artık düşüncelerimden kurulduğumda arkamdaki sesle yerimden sıçrayarak arkaya döner dönmez dadımı görmemle rahat bir nefes aldım.
- küçük hanım Ruhan Bey bahçede isterseniz size eşlik edebilirim.
Neden bana tuhaf bakıyor bu anlamıyorum galiba ne yapacağımı anladı. Ama bunu anlaması imkansız gibi bir şey neyse bunları düşünmeyi bırakmam gerekiyor. İyice paranoyak oldum. Zaten tuhaf olduğumu düşünüyorum bir de paranoyaklık aman tanrım deliricem galiba.
- Hayır dadı ben kendim gidebilirim sende artık endişe etmesen iyi olur ben artık büyüdüm. Hem bana neden öyle bakıyorsun. Sanki suç işliyorum. Ben sadece büyük babamı arıyordum o kadar.
Bak hala öyle bakıyor. Bu kadından nedense pek hoşlanmıyorum ama büyük babam için katlanıyorum. Eğer biraz daha öyle bakmaya devam ederse bakışlarıyla beni öldürecek.
- Pekala küçük hanım siz nasıl diyorsanız öyle olsun. Ben de Ruhan Beye kahve hazırlayacaktım. Birazdan yanınıza gelirim. Siz de böyle evde sessizce dolaşmayı bırakın ve birazcık dışarı çıkın hem yan komşularımız taşındı onlara bir merhaba deseniz hiç fena olmaz.
- Dadı ben dışarı çıkmayı sevmiyorum ama izin verirsen arkadaki araziye gidebilirim. Peki sen izin verecek misin? Hayır çünkü orasını bana yasakladın nedeni de oradaki hayvanların bana saldıracak olmasını bahane ediyorsun ama nedense hayvanlar bana hiçbir şekilde saldırmadı onun yerine onlar bana dost gibi davrandı. Ve sen bana orayı yasaklıyorsun ama ben bunun nedeninin başka bir şey olduğunu biliyorum. O şeyi bulduğum da bakalım o zaman ne bahane söyleyeceksin neyse dadı söylemem o ki ben artık büyüdüm ve bana karışmayı kes ben dayanamıyorum sen beni olumsuz etkiliyorsun hala bunu anlayamıyor musun?
- Küçük hanım bu sefer haddinizi gerçekten aştınız. Siz daha çocuk sayılırsınız ve hayatınızı olumsuz etkileyen ben değilim eğer siz kendinize hakim olup sınırı geçmeseydiniz ben size orayı yasaklamazdım şimdi gidin ve bu dediklerimle kendi dediklerinizi karşılaştırın bakalım kim sizin hayatınızı önemsiyor ve bahane uyduruyor.
Bu kadını gerçekten sevmiyorum. Evet sınırı geçmiş olabilirim ama orada beni çeken bir şey vardı ve ben onu öğrenmek için geçmiştim. Bunu yüzüme vurmasına gerek yoktu. Ben onun arkasından gidişine aval aval bakarken o çoktan aşağı inip mutfağa girdi. Bende hemen etrafı kontrol ettim ki yine biri çıkıp neden burada kapının önünde durduğumu sormasın bu sefer ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Tam kapının kulpunu tutup içeri adım attığım anda içimde endişe, korku, heyecan dolu duygu karmaşasına kapılmaya başladım. Bir yandan yakalanma korkusuyla karışık günlüğün içindekilerle ilgili endişe diğer yandan öğrenmenin verdiği heyecanla içerdeki büyük kitaplığın önünde durdum. Kitabı kim görse zaten direk ona yönelir. Nedense kapağı her zaman tuhafıma gitmiştir. Tam ortasındaki ejderha ile mor bir taşın ahenkle birbirlerine nasıl bir uyum sağladığını ve bunun ne anlama geldiğini hep merak etmiştim. Bunları daha sonra da düşünebilirim şimdi bu günlüğü almazsam yine yakalanacağımı hissediyorum. Hemen kitabı aldığım gibi yanımdaki çantaya koydum. Odadan çıkar çıkmaz hızlı adımlarla kendi odama doğru yola koyuldum. Tam kapının kulpuna uzanmıştım ki kapının aralık olduğunu görmemle yandaki masanın altına girmem bir oldu. Tabi masanın örtüsü yere kadar geldiği için odamda kimin olduğunu göremedim ama seslerden anladığım kadarıyla büyük babam ile dadı konuşuyorlar. Keşke ne konuştuklarını anlasam o zaman neden benim odamda olduklarını anlardım. Ama tabi benim gibi birinin o konuşmayı duyabilmesi için hassas kulaklarının olması gerekiyor. Belki biraz daha kapıya doğru yaklaşırsam duyabilirim. Az da olsa birşeyler anlayabiliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Süvari
FantasyNeden bir kızın hayatı normal olmak istedikçe tuhaflaşır. Yani neden yüzyıl geçtikten sonra kader bu kadar yeteneği tabi ona göre laneti sadece kendisine yükledi. Hayat'ın başından geçenlere ortak olup onunla geçmişiyle yüzleşmesini sağlamaya ne de...