Kırat nöbeti bitip de eve geldiğinde ailesini kendi evinde bulmayı beklemiyordu ama annesi çoktan mükellef bir sofra ile masayı donatmıştı. Elinde ki anahtarı vestiyerin üzerine atıp ayakkabılarını çıkarıp içeri geçti. Onu fark eden annesi ve babasına sessiz işareti yapıp henüz onu fark etmemiş olan kız kardeşine arkadan yaklaşıp kolunun altına aldı ve yanağına sulu bir öpücük bıraktı.
"Abi ya !! "
"Ne var küçük cadı ? " Kırat gülerken onun özenle düzleştirdiği saçlarını karıştırdı.
"Abi mahvettin saçlarımı . Hayır , ne zaman büyüyeceksin sen ? "
"Bak bak abisi ile nasıl konuşuyor . Büyümüyorum kızım ben . " İpek , abisinin kolunun altından kaçıp babasının arkasına sığınırken gülerek söylendi , "Baba , oğluna bir şey desene gelmiş otuzuna hâlâ benimle uğraşıyor . Sen evlenip karınla çocuğunla uğraşsana ya . "
Kırat, kardeşinin söylenmelerine aldırmadan annesini öpüp masaya oturdu. Fakat annesi de kardeşine destek çıkınca gülerek gözlerini devirdi bu sahneye .
"Valla İpek haklı Kırat . Artık evlen be oğlum . Bizde torun yüzü görelim . "
"Senin bir de kızın var anne ona söyle . " Tüm aile masaya otururken Mustafa Bey hemen itiraz etti. "Benim bir tanecik kızım var . Onu da kimselere vermeye niyetim yok . " Onun bu sitemine herkes gülerken keyifli bir kahvaltı yaptılar . Daha sonra bu keyifli sohbetleri İpeğin yaptığı kahveler ile salonda devam etti.
Kırat acı kahvesinden büyük bir yudum alırken yanına oturan İpeğe dönüp ' Ne var ?' dercesine başını salladı. Kız kardeşinin bir şeyler söylemek istediğini fark etmişti .
"Abi seninle konuşmam gerek . "
"Ne hakkında ? "
"Hani araştırmamı istediğin bir kız vardı ya . İşte onun hakkında ilginç bilgilere ulaştım . " Kırat elinde ki kahveyi masaya bırakırken odaya geçmek için ayaklanmıştı ki çalan telefonu ile cebinden çıkardığı telefona kısa bir bakış atıp cevapladı.
"Aysun , bir şey mi oldu ? " Onu neredeyse hiç aramayan Sekreterinin aradığını görünce bir sorun olduğunu anlamıştı.
"Kırat Bey , Serçe Göğebakan adlı hastanız yoğun bakıma kaldırıldı . Haberiniz olması gerektiğini düşündüm . "
"Ne ?! Ne yoğun bakımı ? Ne oldu ? " derken başına toplanan ailesini fark etmedi bile . Dün akşam sapasağlam bıraktığı kıza ne olmuştu ?
"İlaç zehirlenmesi Kırat Bey . " Kırat , daha fazla bir şey sormadan telefonu kapatıp cebine attı. Kapıya doğru ilerledi fakat kolunu kavrayan babası ile durmak zorunda kaldı.
"Oğlum ne oluyor ? "
"Bu hastam yoğun bakıma kaldırılmış . " Mustafa Bey oğlunun yüzünde ki telaşı görünce , "Bende geliyorum . " diyerek peşine takıldı. Kırat arabayı son gaz sürerken bu telaşının normal olmadığını biliyordu ama şuan bunu düşünecek durumda değildi. Aklı fikri Serçedeydi . Aysun , ilaç zehirlenmesi demişti. Oysa Kırat'ın , Serçe'ye verdiği sakinleştirici oldukça düşük dozdaydı. Ayrıca ilacın bir yan etkisi olmuş olsaydı . Bir hafta sonra olmazdı. Ona verdiği ilk gün gerçekleştirdi . Bu işte bir iş vardı . Kırat buna adı gibi emindi.
"Kırat biraz yavaş kullan şu arabayı . " Babasının uyarısı ile hızını biraz düşürse de tedirginliği bedeninden anlaşılıyordu ve bu Mustafa Bey'in gözünden kaçmadı. Oğluna dikkatle bakarken , "Hangi hasta bu ? " diye sordu . Ve çok geçemeden duyduğu isimle tahmininde yanılmadığını fark etti .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Serçe Masalı
RomanceYorgun kahveleri gözyaşları ile parlayan açık kahveler ile buluşurken genç adam derin bir soluk daha aldı. Sakin adımlarla odayı arşınlayıp da kızın yatağının başında durduğunda onun duvar dibine büzülmüş küçük bedenine baktı önce , daha sonra bakış...