Kırat bir kaç saniye öylece çarpan kapının sesinin kulaklarında yaptığı yankıyı dinledi. Kalbinin soğuk bir esinti ile buz kestiğini hissederken öfkesi yerini derin bir pişmanlığa bıraktı . Yumruk yaptığı elini duvara geçirirken kendine küfretti . Nasıl böyle konuşa bilmişti ? Nasıl ona git diye bilmişti ? Oysa dilinden dökülenler bir anlık bir öfkeydi. Sadece , Serçe'nin sürekli kendisini mahcup hissetmesini dair duyduğu o öfkey . Onun gitmesini falan istemiyordu . Bunu hiç istemiyordu . Aksine Kırat onu sarıp sarmalamak ve tüm kötülüklerden korumak istiyordu .
Başını çevirip kapanan kapıya bakarken Serçe'nin o acı dolu yüzü geldi gözlerinin önüne . Ona nereye gideceğini sorduğunda yüzünde beliren o ifade Kırat'ın kalbini kızgın demirlerle dağlamıştı . Öylesine yalnız ve kimsesizdi ki , Kırat o an onun hayatında ki her şey olmak istedi. Hayatı boyunca evlenmeyi düşünmemiş bir adam olmasına rağmen o an , o yaralı serçe kuşuna sıcacık bir yuva vermek istedi . Kırat ona istediği her şeyi sunmak istedi . Yıllarca mahrum kaldığı şeyleri sunmak . Ama şimdi evin kapısına pişmanlıkla bakıyordu .
Ona git demişti . Nasıl demişti ? En önemlisi bu serçe kuşu nereye gitmişti ? Gidecek hiçbir yeri yoktu . Parası bile yoktu. Kırat onun başına gelebilecekleri düşününce kendisine sıkı bir küfür edip koşarak evden çıktı . Kapı ardından açık kalırken Kırat hızla çevresini taradı ama bahçede kimseyi göremeyince korkuyla bahçe kapısına doğru hızlı adımlarla ilerledi. Toprak yola adım atıp deli gibi çevresine yakınırken defalarca kez kendisine küfretti . Aptal adamın tepkiydi . Nasıl olurda öfkesine yenik düşebilirdi ?!
"Serçe !! " deli gibi ismini seslenirken ormanlık yola saptı . Nereye gitmiş olabilirdi ? Çevreleri ormanlık bir araziydi. En yakın ev kilometrelerce uzaktaydı . Bu soğukta nereye gitmiş olabilirdi ? Kırat kararan gökyüzüne bakıp lanet ederken deli gibi dolanmaya başladı , bir yandan da avazı çıktığınca ismini sesleniyordu .
"Serçe !!! Neredesin ?!! Serçe ?!! "
Dakikalar sonra ondan tek bir iz bulamayıp hızla eve geri dönerken onu bulmak için birilerini aramayı düşünüyordu. Ormanda kaybolmuş olabilirdi . Ayağa takılıp düşmüş de olabilirdi . Kırat onun başına gelebilecekleri düşündükçe deliriyordu. Ama yaptığı hatanın bedeli bu kadar ağır olmamalıydı . Onun kaybetmek istemiyordu.
Kendinde küfrederek evin bahçesinden içeriye girdiğinde kapının yanında ki bedeni görünce yüzünde ki endişeli ifade yerini şaşkınlığa devretti . Bir an gördüğü şeyin gerçekliğinden şüphe etsede Serçe oradaydı işte , tam karşısındaydı.
"Serçe ? " derken aralarında ki lanet mesafeyi kapatıp onu kollarına aldı. Bedenini sıkıca sararken inanılmaz şekilde hafiflediğini hissetti . Kalbinin üzerine çöreklenen o koca ağırlık kalkıp gitmişti sanki .
" Be-ben gidemedim . Yani gidecek bir yerim yok ." Kırat onun titreyen sesine daha fazla dayanamadı. Yüzünü avuçlarının arasına alıp gülümsedi.
"Özür dilerim. Aptalın tekiyim ben , sana öyle demek istememiştim sadece bir şeylerden dolayı kendini suçlu hissetmeni istemiyorum. Burada , yanında olmak benim seçimim serçe kuşu ve ben halimden oldukça mutluyum. senin endişelerini de anlıyorum ama ne olursa olsun herşeyi birlikte atlatacağız , tamam mı ? "
Kırat , onun güzel yüzünü dikkatle izlerken yanağına değen zarif parmaklar ile donup kaldı. bakışları Serçe'nin kahvelerine takılırken , gözlerinin dolu dolu olduğunu gördü.
"Ben sadece ....sadece sana bir şey olsun istemiyorum. Yani benim yüzümden .."
Kırat , parmaklarıyla onun dudaklarını kapatarak daha fazla konuşmasına izin vermedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Serçe Masalı
RomanceYorgun kahveleri gözyaşları ile parlayan açık kahveler ile buluşurken genç adam derin bir soluk daha aldı. Sakin adımlarla odayı arşınlayıp da kızın yatağının başında durduğunda onun duvar dibine büzülmüş küçük bedenine baktı önce , daha sonra bakış...