Serçe çevresine bakındı. Her şeyi yeni keşfeden bir bebek misali tüm ayrıntıyı tek tek inceledi. Biraz ilerisinde ki süs havuzuna baktı. Orada akan suyun sesini dinledi huzurla . Sonra öten kuşların sesini duydu. Dudaklarında uzun bir zamandan sonra büyük bir tebessüm oluştu. Yanında oturan adamın ona biraz önce sormuş olduğu soruyu unutmuştu bile . Bahçenin güzelliğine öylesine dalmıştı ki yüzünde ki gülümsemenin farkında değildi. Gerçi şuan dünyanın en kötü manzarasına bakıyor olsa bile bu Serçe'nin gözüne güzel gelirdi. Çünkü insanın hayata bakış tarzıyla alakalıydı. O an çok önceden okuduğu bir hikaye geldi Serçe'nin aklına . Dönüp yanında sessizce oturan adama gülümsedi ve elinde ki deftere , "Sana bir hikaye anlatayım mı doktor ? " yazdı .
Kırat bakışlarını kızın gülen yüzünden zorlukla ayırıp kucağına bırakan deftere çevire bildiğinde yazıyı okudu ve gülerek başını sallayıp elinde ki defteri tekrar ona uzattı. Ne anlatacağını merak etmişti.
"Bir hastane odasında yatan iki hasta varmış biri kapı tarafında biri cam tarafında yatarmış . Cam tarafında yatan hasta diğerine sürekli gördüğü güzel şeyleri anlatır dururmuş . Ağaçları , insanları , arabaları ve daha onlarca güzel şeyi . Her gün ama her gün gördüğü güzel şeyleri diğer hastaya anlatırmış . Tabi diğer hasta da merak edermiş ve kendiside tüm bunları görmek istermiş . Neyse , gel zaman git zaman bu cam kenarında yatan hasta ölmüş . O ölünce diğer hasta cam kenarına geçmek istemiş ve sonunda onu oraya yatırmışlar . Ve adam heyecanla kafasını çevirip camdan bakmış ve onu hayrete düşüren bir şey görmüş . Cam bir apartman boşluğuna bakıyormuş ve görebildiği tek şey karşı apartmanın soluk duvarıymış . Adam bunu görünce önce çok şaşırmış ama sonra diğer hastanın anlattıklarını hatırlayıp onun ne kadar hayat dolu olduğunu fark etmiş . "
Kırat defterde ki yazıyı okumayı bitirince kafasını kaldırıp kızın ışıldayan kahvelerine baktı. Bu kız gizli bir mücevherdi. Elinde ki defteri ona geri verirken gülümsedi ve , " Sen hangi hasta oluyorsun peki Serçe ? " diye sordu.
Kızın ışıldayan kahvelerinde buruk bir hüzün oluştu ve hızlı hızlı elinde ki deftere bir şeyler yazdı.
"Ben o ölen hastayım. Çünkü bende yedi yıl boyunca boyası dökülen bir bahçe duvarına bakıp durdum. " Kırat onun yazdıklarını tekrar ve tekrar okudu . Başını kaldırıp ona bir şeyler sormak için dudaklarını aralamıştı ki yanına gelen hemşire acil bir hasta olduğunu söyleyince oturduğu yerden hızla kalkmak zorunda kaldı. Gitmeden önce dönüp son kez etrafı seyreden Serçe 'ye baktı ve hemşireyi ona refakat etmesi için yanında bırakıp hastaneye girdi .
...
Serçe bakışlarını süs havuzunun orada ki serçe kuşlarından ayırıp giden adamın arkasından baktı. Yüzü hüzünlü bir tebessüm ile gölgelenirken , 'o iyi bir insan ' diye düşünmekten kendini alamadı. Ve , 'çok güzel kokuyor ' diye kendine itiraf ederken kızaran yanaklarını gizlemek izin başını önüne eğip ayağında ki beyaz spor ayakkabılarına baktı. Biraz kirlenmiş gibi duruyorlardı sanki.
"Bence içeri girmeliyiz artık. Hem istersen seni yarın yine çıkarırım . " Serçe kendisiyle konuşan nazik hemşireyi başıyla onaylayıp ayağa kalktı ve onun peşinden içeri girdi. Odasına geri döndüğünde yatağına uzanıp düşünce girdabının içinde kaybolup gitti.
Doktora her şeyi anlatmalı mıydı ? Ona güvenip güvenmeme konusunda emin olamıyordu. Aslında içinde ki ses ona güvenebileceğini söylüyordu ama işte yapamıyordu . Belki de korktuğu içindi. Herşeyin daha kötüsü olmasından korkuyordu. Bedenini der top edip yatakta kıvrılırken Kırat'ın gülümseyen yüzünü hatırladı. Dudakları iki yana kıvrılırken hızlanan kalp atışlarının sesini duydu ama duymamazlıktan geldi. Sadece bu doktor çok güzel gülüyordu. Gülünce o büyük gamzeleri Serçe'nin tüm ilgisini çekiyordu ve Serçe hipnotize olmuş gibi ona baka kalıyordu. Sonra o ara ara gözüne taktığı gözlüğü , kıvırcık saçları .. Serçe düşüncelerinin çıkmaza sürüklendiğini fark edince kaşlarını çatıp bulunduğu durumu kendine hatırlattı. 'Sen onun hastasısın ! Hem de deli bir hasta ! ' diye kendine kızarken dökülen gözyaşına engel olamadı. 'Aptal ' diye kendine kızdı . 'Aptal ! Bi kendine bak , birde ona ! O koskoca doktor . Peki ya sen ? Sen nesin ? Bir hiç ! ' sözcükleriyle kendi kendinin canını yakarken gözyaşları içinde huzursuz bir uykuya daldı . Fakat onu bu kısa uykusundan çekip alan şey açılan kapısı oldu. Gözlerini ovuşturup uzandığı yerde doğruldu ve içeri giren hemşireye beklentiyle baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Serçe Masalı
RomanceYorgun kahveleri gözyaşları ile parlayan açık kahveler ile buluşurken genç adam derin bir soluk daha aldı. Sakin adımlarla odayı arşınlayıp da kızın yatağının başında durduğunda onun duvar dibine büzülmüş küçük bedenine baktı önce , daha sonra bakış...