Aylardır çift kıyafetleri giymek için ona yalvarıyordun ve en sonunda bu hayalin gerçek olmuştu. Taktığınız kolyeden ayakkabınıza kadar her şeyi aynı giymiştiniz.
Kenetlenmiş ellerinizi sallayarak yürümeye başladığında Mark'ın kendini kastığını hissettin.
''Aish Kendini kasmayı bırak! Hem sen demiyor muydun 'sana bakanları yumruklamak istiyorum' diye?'' Parmak uçlarına çıkarak kulağına yaklaştın ve fısıldadın;
''Oppa artık herkes sana ait olduğumu biliyor~'' Dudaklarına birbirine bastırarak hafifçe gülümsemesiyle hoşuna gittiğini anlamıştın. Ne kadar çaktırmamaya çalışsa da, onun içini biliyordun artık.
Bir şey demeden elini daha sıkı tutarak biraz önden yürümeye devam etti. Gülümseyerek aynı olan beyaz ayakkabılarınıza baktın.
''Oppa lunaparka gidelim mi~?'' Boşta olan elin ile kolunu tuttun ve munzurca gülümsedin. Etrafı kısaca süzdükten sonra kaşlarını hafif çatarak sana baktı.
''Bilerek mi yapıyorsun?'' Ellerine beline koyup seni kendine çekti. Burnunu senin burnuna sürterek ''Çok kurnazsın.'' Diye fısıldadı.
Mark romantik hitapları ve aegyo yapılmasını seviyordu. İlişkinizin ilk ayları o sana aşkım demeye başlamışken sen hala ona adıyla hitap ediyordun. Bu tarz şeylerden oldukça çekinsende, işine geldiğinde bir silah gibi kullanmasını biliyordun. Tıpkı şu an yaptığın gibi.
''Hoşuna gitmiyor mu sevgilim?'' Sana şu yüz ifadesiyle bakar:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
