Winwin oğlunuza çinçe öğretmeye çalışırken gülümseyerek izliyordun onları.
Oğlunuz sürekli kelimeleri yanlış söyleyerek şapşal hareketler yapıyordu ve bu sizin eğlenmenize yol açıyordu. Ortam sıcacıktı.
"Bu kadar yeter, uyku vakti!" Diyerek ayaklanınca oğlun da sana doğru koşuşturup kucağına atladı.
Oğlunu kucağına alıp onu sevmeye başladın. Dünyadaki en güzel çocuk oydu senin için. Çünkü bkz; senin oğlun.
"Beraber uyuyalım anne~" Kafanla onaylayarak burnuna öpücük kondurduğunda gözlerin kocana kaymıştı.
Somurtarak kollarını birbirine bağlamış önüne bakıyordu. Kıskançlık? Trip?
Sana babasından daha düşkün olduğunu ikinizde biliyordunuz ve bu düşkünlüğü bazen Winwin'in kıskanmasına sebep oluyordu.
Oğlunu yatağa yatırıp uyuması için ona kısa bir hikaye anlattın. Hemen uykuya dalması seni gülümsetmişti. Bir süre uyuyuşunu izledin. Aşağıda bir bebeğin daha olduğu için fazla oyalanmadan salona, Winwin'in yanına gittin.
Yanına oturup kollarını ona doladığında sana karışıklık vermemişti. Tek kaşını kaldırıp herkes yapamaz suratına baktığında dümdüz önüne bakıyordu.
"Biliyor musun?" Diye fısıldadın kulağına doğru. Kucağına çıkarak boynuna birkaç öpücük kondurdun. (Arsızlaştık dksldkskd)
"Sen ilk göz ağrımsın..." Belli belirsiz gülümseyip seni koltukta altına aldı.
"Odamıza çıkalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NCT İLE HAYAL ET
FanfictionNct ile ilgili, kısa hayal et yazıları. Belki bir gün gerçek olur, ne dersiniz?