Bölüm 1

24.9K 702 62
                                    

Merhaba arkadaşlar öncelikle severek yazdığım hikayemi inşallah beğenirsiniz. Bu benim ilk kitabım olduğundan fikirlerinize ihtiyacım var. olumlu veya olumsuz tüm düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız beni çok mutlu edersiniz.

Keyifli Okumalar:)

Telefonumun zil sesiyle uykuda olan bilincim birazcık açıldığında göz  kapaklarım açılmamakta direniyorlardı. en ufacık bir çıtırtıya uyanabilen bir insandım ve bu huyumdan nefret ediyordum. sabah olmuştu, güneş tüm sevecenliğiyle odamın perdesinin ardından bana sırıtıyordu. ben ise onun aksine herzamanki gibi somurtarak göz kapaklarımı araladım. telefonu elime aldım ve ilk olarak saate baktım. daha 06:43'tü bu saatte bana mesaj atan kim diye düşünürken sohbet kutusunu açtım. mesaj Melis'tendi. Melis benim çocukluğumdan beri en yakın arkadaşımdı.Melis'ten başka Bartu ve Yiğit de benim çocukluk arkadaşlarımdı. Taşındığımız bir sitede tanımıştık ve arkadaşlığımızı 11 yıldan beri sürdürmeye devam ediyorduk. üçü de hayatımın olmazsa olmaz parçaları haline gelmişlerdi.
düşüncelerimden sıyrılıp gelen mesajı okudum.
   -Ezel çabuk hazırlan ve erkenden okula gel kantinde bekliyoruz. 
   -tamam.
Sabah sabah ne olmuştu çok merak etmiştim ama sorgulamak yerine "tamam" deyip hazırlamaya başladım. elimİ yüzümü yıkayıp okul formamı üzerime geçirdikten sonra uzun siyah saçlarımı sıkıca toplayıp at kuyruğu yaptım. makyaj yapmayı fazla sevmedim ama yeşil gözlerimi az da olsa öne çıkardığından rimel sürüp hazırlığımı tamamladım.
Okula vardığımda daha dersin başlamasına 45 dakika vardı. Melis kantine gel dediği için direkt olarak kantine doğru yol aldım. doğal olarak bu saatte okulda hizmetlilerden ve bizimkilerden başka kimse yoktu. Yiğit, Bartu ve Melis en uçtaki masaya oturmuş, Bartu iki elini yanağına koymuş dalgın dalgın düşünürken, yiğit dağınık saçlarından uykudan kalktığı gibi aceleyle geldiği belli bir şekilde oturmuş bağımlısı olduğu araba yarışlarından birini oynuyordu. Melis de mahmur gözleriyle camdan ötesini izliyordu. üçü de geldiğimden bihaberdi "selam" dedim Bartu ve Melis bana dönerken ve Yiğit kafasını telefonundan kaldırmazken "Ne oluyor ne işimiz var okulda bu saatte" dedim hemen ardından. "Valla sıkıntı büyük kanka."dedi Melis mahmur gözleriyle bana bakarken, Bartu hala dalgın dalgın karşı masanın sandalyesini izliyordu.yiğit ise büyük bir konuşmanın başlayacak olmasını anlamış ki telefonunda oynadığı oyunundan bir süreliğine ayrılarak telefonunu kapatıp masanın üstüne koydu. Ben de adeta fırlatırcasına masanın üzerine koyduğum çantamla beraber Melis'in tam karşısına Yiğit'in de yanına oturdum. "Neymiş bu büyük sıkıntı" dedim lafı ortaya atarak birinin yanıtlamasını beklerken. " Valla ben de bilmiyorum aha da bu sarışın sabahın köründe mesaj attı okula gel diye sen gelene kadar da anlatmadı" dedi Yiğit Melis'i  göstererek. " Ben de geldiğime göre neymiş bu büyük olay anlat bakalım sarışınım" dedim Melis'e. sarışın, beyaz tenli ve masmavi gözleri olan çok tatlı bir kızdı Melis. bu yüzden ben de Bartu da Yiğit de ona "sarışınım" diye hitap ederdik.
    Melis Bartu'ya döndü, Bartu onaylar şekilde başını salladığında daha da meraklanmıştım. ama sabırla sarışınımın konuşmasını bekledim. en sonunda "Bartu âşık olmuş" diye pat diye hızlıca söylediğinde ben ve Yiğit önce birbirimize sonra da Bartu ve Melis'e şaşkın şaşkın bakmaya başladık. Bartu, Bartu değil de başka birisi olsaydı " bunun için mi sabahın köründe okula getirdiniz gerizekalılar" der ve masadan kalakardık. ama şu anda adı  geçen ve aşık olduğu iddia edilen kişi Bartu'ydu..
    Bartu'nun hayatı boyunca hayatına giren tek kızlar ben ve Melis'ti. O sevgili ilişkilerinden hoşlanmayan, kendini derse vermiş, daima mantıklı konuşan ve daima mantıklı haraket eden Bartu Sert'di.
     Bartu, melis ve bana çok değer verir, bizi her zaman sahiplenirdi. ama başka bir kız... biz Bartu'nun hiçbir zaman aşık olacağına ihtimal vermemiştik.
    Biz hala şaşkınlıkla gözlerimizi kırpıştırırken Bartu bizimle göz teması kurmaktan kaçınıyordu sanki kötü birşey yapmıştı da mahçup olmuş gibi..
biz yavaş yavaş şaşkınlığımızı atarken Yiğit'in şaşkınlıktan tutulmuş olan dili açıldı ve " oha lan valla mı?" diye sordu büyük bir abartıyla. ben de ondan hemen sonra "doğru mu Bartuşum?"dedim aşırı şaşkınlığımın aksine sakin bir sesle. birkaç saniye hepimiz sessiz kaldıktan sonra Bartu başını onaylar şekilde salladı.sonra,sanki 1 dakika önce şaşkınlıktan ağzı 3 metre açılan ben değilmişim gibi ustalık gerektiren bir sakinlikle "kimmiş bu şanslı kız" dedim neşeyle. sanki Bartu'nun aşık olması çok normalmiş gibi. cevap vermesi için Bartu'nun değil de Melis'in gözlerine baktığımda "şimdi gençler orasını ben de bilmiyorum,bana da demedi."dedi Melis, ellerini bilmediğini belli ederek  iki yana açarken. bu sefer üçümüzün de gözü Bartu'da buluştu. Bartu hala dalgın dalgın etrafa bakıyordu. en sonunda koyu kahve gözleri önce Melis'le, ardından benimle ve Son olarak Yiğit'le buluştu. Hepimiz Bartu'yu kendine âşık eden bu kızı gerçekten merak ediyorduk.ve bu merakımızı tabiki de Bartu'nun üzerindeki bakışlarımıza yansıtıyorduk. "tamam söyleyeceğim bakmayın öyle "dedi bizim bakışlarımızsaki merak artarken. "Miray" bu beş harf bir kelimeden oluşan sözcük beni ve Melis'i şok ederken, Yiğit sinirli bir şekilde elini masaya vurarken "Şakanız batsın lan sizin sabahın körünü mü buldunuz şaka yapacak?"dedi. ben gözlerimi mümkün olduğunca açmış Bartu'ya bakarken Yiğit çenemden tutup beni kendine doğru çevirdi "yalan kızım ne belertiyorsun öyle gözünü  bu mallar akıllarınca bize eşek şakası yapıyorlar başlarım ulan şakanıza!" yiğit'in söyledikleri beni kendime getirirken doğruluk payının olabileceğini düşünüp bakışlarım Bartu'ya yönelttim. fakat  Bartu'nun suratındaki
ciddiyeti görünce bakışlarımı tekrar Yiğit'e yönelttim. O da bana "harbi doğruymuş lan"bakışı atınca biz bir şok evresine daha girdik ve Melis suskunluğunu bozarak "Yuh artık Bartuş yıllardan beri ilk kez inanılmaz bir şekilde bir kıza âşık oluyorsun ve bu kız okulun en karanlık çetesinin başı Koray Taşkın'ın kardeşi!"

   Bartu'nun âşık olduğu kız yani Miray Taşkın okulun en belalı öğrencisi Koray Taşkın'ın çetesinde yer alıyordu ve aynı zamanda Koray'ın ikiz kardeşiydi.Miray kardeşinin aksine güler yüzlü sevecen bir kızdı.o çetede olmasının tek sebebi ise kardeşi Koray Taşkın'dı..
  "Ne yapayım ulan?" dedi Bartu. "çok güzel gülüyor, kendimi kaybediyorum. abi ben daha önce hiç böyle olmamıştım.ilk başta kendim bile kabullenemedim ama onu görünce aklım dağılıyor,bulutların üstünde uçuyor gibi oluyorum."
  "Bu çocuk baya baya âşık olmuş lan" dedi Yiğit ve ardından sinir bozucu bir sessizlik masada dolaşmaya başladı. en sonunda ders zili çaldı ve suskunluğumuzu koruyarak sınıfımıza doğru yol aldık.

K.ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin