Bölüm 12

7.5K 414 58
                                    

Bu bölüm sevgili okurum @slaErdim 'e doğum günü hediyesi olsun o zaman🤗💕
İyiki doğdun. Nice güzel yıllara..
🎆🎉🎊

Multi:Yiğit Çaylak

"Miray!"

Koray'ın kan donduran öfkeli sesi zaten gergin olan masamızı mümkünmüş gibi daha da germişti. Masadaki 5 yürek kalplerde tek soru Koray Yiğit'in dediklerini duymuş muydu?

Koray öfkeyle yanımıza yaklaşırken masadaki herkes tek tek birbirine bakıyordu.

Masaya geldiğinde ayakta durmuş öfkeyle bir Miray'a bir Bartu'ya bir de Yiğit'e bakıyordu. Bakışları bana da döndü bir ara ama sonra gözlerini hemen geri çekti.

"Ne diyor bu asalak, Miray!!"

Duymuştu. Miray hiç sesini çıkaramazken Yiğit girdi araya.

"Hooop asalak falan ayıp oluyor ama."

"Sen sus lan! Miray daha demin bunun bahsettiği konuyla bir ilgin olmadığını söyle!"

Miray mahçupluk ve ne yapacağını bilemez bir halde dudaklarını aralarken Yiğit onun konuşmasına izin vermeden kendi girdi konuya.

"Ha...haaa.. abi senin atarın ona mıydı sabahtan beri. Bende diyorum bu neye artistleniyor. Yok o konuyla Miray'ın alakası."

"Peki neydi o zaman o konuşmalar?"

"O..o konuşmalar şeydi... şey..."

Yiğit önce Bartu'ya daha sonra bana baktı.

"Ezel...Ezel ile Bartu'ydu. Bunlar birbirlerinden hoşlanıyorlar ama açılmıyorlar işte. Bende onlara şey yapıyordum. Kızıyordum. Demi çocuklar?"

Ben Yiğit'e gözümü belerterek bakarken o da bana onaylamamı ısrar eden bakışlar atıyordu. Her ne kadar asla yapmak istemesem de Miray'ın daha da önemlisi Bartu'nun hayatı söz konusuydu. Ve ben elimden gelen herşeyi yapacaktım.

"Hıhı. Evet doğru söylüyor." Ayağa kalktım." Bartu ben senden çok hoşlanıyorum. Ama bir türlü söyleyemedim. Ama yeter artık. Ne olacaksa olsun."

Bartu'yla göz göze geldiğimizde ikimiz de gülecek gibi olduk ama sonra hemen toparladık. Bartu da aynı benim gibi ayağa kalktı.

"Bende senden hoşlanıyorum. Hemde hiç olmadığım kadar."

Yiğit gibi gevşek çocuk o kadar ciddi duruyordu ki onun bu haline gülesim gelmişti ama zorla tutmuştum kendimi. Sırf gülmeyeyim diye yüzüne bakmıyordum.

"Hadi sarılın artık. Mürüvvetinizi görmeden ölmek istemiyorum."

Yiğit'in bu lafı üzerine Bartu'yla sarıldık. Ben yüzümü Bartu'nun omzuna gülmemek için bastırırken o da aynı sebeple yüzünü benim saçlarıma gömüyordu. Tabii uzaktan gören bizi iki aşık birbirlerine sokulan sevgili sanırdı.

Bartu'yla ayrıldığımızda Koray öfkeden kararmış gözleriyle birkaç saniye bana baktı ardından bakışlarını kaçırdı ve Miray'a döndü.

"Çabuk o masadan kalk ve benimle gel. Tekrarlamam."

Miray başını hafifçe salladıktan sonra bana minnet dolu bir bakış yolladı. Ardından Bartu'yla göz göze geldiler. Miray bakışlarını önce kaçıran kişi olarak arkasını döndü ve Koray'ın peşinden ilerlemeye başladı.

İkisi de gözden kaybolduğunda sabahtan beri cinayet çözen Müge Anlı kadar ciddi olan Yiğit kendini zorla tutmuş olduğunu yeni belli ederek öyle bir kahkaha attı ki yerimden sıçradım. O nefes almadan gülerken sabahtan beri şaşkınlıkla olanları izleyen Melis ve kahkahalarını zor tutan Bartu ve ben de suratımızı ağrıtırcasına gülmeye başladık.

K.ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin