Ben ilk defa Bartu'yu bu denli sinirli gördüğümden dilim tutulmuştu sanırım ya da söyleyecek bir şey bulamıyordum. Yiğit'e döndüğümde bana anlayışlı bir şekilde baktığını farkettim ve yüz bulup yardım isteyen gözlerle ona baktım."Tamam abi ne yükseldin bu kadar kız neye uğradığını şaşırdı baksana dut yemiş bülbül gibi kaldı."
Beklediğim atak Yiğit'ten gelmişti ve ona içimden kahramanım olduğunu söylerken eş zamanlı olarak minnetle bakıyordum. O da bana göz kırpmıştı.
"Ya tamam fazla tepki göstermiş olabilirim ama sen sustukça ben sinirleniyorum Ezel. Bu çocuk ne diye geldi ki sen bir şey söylemiyorsun?"
Çocuk haklıydı. Yani ben ağzımı açıp bir şey söylemeyince doğal olarak aklına kötü şeyler getirip sinirleniyordu.
"Bende bilmiyorum. Geldiğinde ben uyuyordum uyandığımda yanımdaydı. Bir şey anlamadım soru sordum cevap vermedi sonra kalktı gitti. Bir ara telefonla uğraştı ama ne yaptı bilmiyorum. Ama kötü bir şey yapmadı onu biliyorum."
O sırada içeri Melis girdi susadığı için kantine su almaya inmişti ama elinde su şişesi görememiştim. Telaşlı ve tuhaf görünüyordu.
Onun sınıfa girmesiyle Bartu da Melis'e döndü.
"Sen gideli epey olmadı mı nerdeydin? Bir de hani su alacaktın."
"B-ben şey su aldım. Aldım su ama çocuğun biri baya öksürüyordu sanırım yediği bir şey boğazına kaçmış ona verdim suyu biraz da yanında durdum iyi olana kadar. Geciktim ondan."
Bartu gözlerini kısarak şüpheci bir şekilde baktı Melis'e. Ben de dediklerini biraz garipsemiştim.
Ortam baya gerginleşince Yiğit tabiki boğuldu hemen ve sessizliği bozdu.
"Canım tayfarellam ders boşmuş hadi bahçeye çıkalım biraz kafamızı dağıtalım burası çok boğuyor beni. Okul ya ondan sanırım."
"İyi de daha yeni geldik Yiğit. Hatta senin zorunla geldik. Şimdi ne oldu?"
"Daraldım Barturellam. Hem ben Ezelaşkımı özlemiştim beraber ineriz aşağı. Nasıl?"
Bartu Melis'le bana baktı.
"Ne diyorsunuz?"
"Bana uyar." Dedi Melis umursamaz bir tavırla omzunu silkerek.
"Olur." Dedim bende.
Tüm tayfanın onayıyla aşağı inmeye karar verdik. Bartu ve Yiğit önden giderken biz Melis'le biraz arkadan geliyorduk. Melis hızlıca koluma girdi ve bana doğru yaklaştı.
"Neler oldu bir bilsen. Hepsini sana şu an anlatmak istiyorum ama şu sığırlar duyarsa yandım." Dedi kısık sesle.
"Asıl sen benim olayımı dinlemelisin. Neyse ayrıntılı konuşuruz bunları çaktırmayalım şimdi."
"Aynen."
Biraz daha hızlı yürüyüp arkadaşlarımızın yanına yürüdük. Onlar çimenlerin üzerine oturduğunda biz de yanlarına gidip oturduk.
Bahar gelmişti. Ortalık yeni yeni ısınıyordu ve ben bu havaya bayılıyordum her ne kadar bahar alerjim olsa da...
Yiğit papatya topluyordu. Ama nasıl bir ciddiyetle özenle koparıyordu papatyaları kökünden.
"Pişşt." Dedim.
"Hayırdır sevgiline mi topluyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
K.ÇETE
Teen FictionBakmayın böyle kara bir kitap olduğuna, karanlık durduğuna. Okuyup okuyabileceğiniz en samimi kitaplardan biri olduğuna bahse girebilirim. Kendim gibi karakterlerim Uğraşsam da çok da korkutucu olmayan tiplerim var. Her ne kadar karanlık bir ortam o...