Merhaba arkadaşlar öncelikle bölümü geç yayınladığım için özür dilerim. Okul ve yaklaşan sınavlar dolayısıyla yazmaya vaktim olmuyor. Ama ben bulduğum her fırsatta yazmaya çalışacağım. Eğlenceli bir bölüm oldu. İnşallah beğenirsiniz:))
"Oha lan kıza bak!"
Yiğit'in sesiyle bebek gibi uyuduğum uykumdan uyandım. Tahtadaki yazılara göre coğrafya dersinden yeni çıkmıştık. İçimden Yiğit'e bela okuyarak kafamı kaldırdığımda Yiğit öğretmen masasının üstüne çıkmış pencereden aşşağı bakıyordu. Melis ise okuduğu kitabı bırakıp "kimmiş o kız?" diyerek merakla onun baktığı yere doğru baktı. "Bilmem yeni galiba. Daha önce hiç görmemiştim. Ama çok güzel be!" Yiğit böyle abartarak anlatınca ben de merak etmiştim. Gözlerimi ovuşturarak yanlarına gittim. hakikaten ben de tanımıyordum, sarışın bir kızdı. "Yiğit kardeşim in ordan yere çakılacaksın. Düz yolda yürüyemiyorsun." Bartu test çözmeyi bırakıp bize doğru bakıyordu. "Merak etme aşk böcüğüm bana bişe olmaz" dedi Yiğit de gıcık surat ifadesini takınarak "Sana bişe olacak diye değil sığırcığım okulun kaldırımları yeni yapıldı. O kadar emek boşa gidecek" dedi Bartu. " Ah Barturella, bunu bana nasıl dersin ne kadar da kırdın kalbimi!" dedi Yiğit elini alnına koyarak. " Ah hayatımın tek sığırı senin kalbini kıracağıma kafanı kırarım en azından içi boş bişe kaybetmezsin." dedi alayla tek kaşını kaldırarak. Yiğit tabiki de umursamayarak dil çıkarmakla yetindi. " ben gideyim de yeni öğrencimize okulu gezdireyim yazık kız yaban ellerde yapayalnız." dedi Yiğit "hıhı tabi git sen, kıza yazık" dedi Bartu alayla. Biz arkasından kıs kıs gulerken Yiğit çoktan ayaklarını poposuna vura vura koşarak çıkmıştı bile.Bartu test kitabına geri dönüş yaptı. Ama biz Melis'le boş boş oturuyorduk. Aslında çok da boş oturmuyorduk. "Ay şu Aylin saçını sarıya boyamış gördün mü? Çingene gibi olmuş" dedi Melis "Hangi Aylin 11-B'deki mi?" Evet o. Sabah gördüm gülmemek için zor tuttum kendimi" "kız o esmer değil mi sarı saçla kafasına muz kabuğu koymuş maymun gibi olmuştur. Iyy" biz Böyle aramızda cehenneme VIP ayırtırken Bartu kafasını test kitabından kaldırıp bön bön bakarak " saçaklılar sıkıldınız mı siz? Onun bunun lafını ediyorsunuz." "yok Bartuşum sıkıntıdan değil çok eğlenceli. bak sen de bi alışsan göreceksin. Gerçekten" dedi Melis ben de ona katılarak başımı salladım. " yok sarışınım saol bu yaşta bağımlı olmak istemiyorum. Hadi gelin kantine inelim size çikolata ısmarlayayım." Melis ve ben çikolatayı çok severdik. Bartuşum da bunu bildiğinden bize hep çikolata alırdı.
Kantinde oturmuş çikolatalarımızı yerken aklıma bir kız uğruna bizi terkedip giden Yiğit geldi. "Yiğit nerede ya bi gitti bir daha gelmedi" dedim "Yaban ellerdeki yapayalnız, çaresiz yeni kıza okulu gezdiriyordur.gelir birazdan" dedi Bartu gülerek. "başını belaya sokmasın da naparsa yapsın" dedi Melis. üçümüz de gülmeye başladık. Yiğit'i çok seviyorduk ve çok renkli bi kişiliği olduğundan onunla çok uğraşıyorduk. Hoş o da hak ediyordu.
Biz çikolatalarımızı yemeye devam ederken, karşıdan yardımsever arkadaşımız Yiğit göründü. Biraz yaklaşınca saçının başının dağılmış olduğunu yüzünde tırnak izlerinin olduğunu gördük. Bartu onu bu halde görünce hemen ayağa kalktı "noldu lan kavga mı ettin? Kimle ettin?" " lan bi dur da şuraya oturayım" dedi yiğit sandalyeyi çekip otururken. Yanıma oturmuştu." Ne kokuyorsun lan sen? Oha kız parfümü kokuyor bu"dedim. "Noldu yiğit anlatsana" dedi Melis de. " lan hiç sormayın. Şimdi ben bu yeni kızı buldum konuştuk. Adı Duygu'ymuş işte yeni gelmiş falan. dedim ki gel sana okulu gezdireyim.olur dedi kızlar tuvaletinin yanından geçerken dedim ben bu kıza tuvaleti de göstereyim yazık ihtiyaçlarını gidersin. Neyse kıza tuvaleti gösteriyordum kabinlerin yerini de göstereyim dedim, içeri girmişim haberim yok. 5-10 tane kız vardı beni orda görünce çığlığı bastılar biri gözüme parfüm sıktı hala gözlerim yanıyor sonra ben gözümün acısıyla inlerken öbürü beni tuttu yere yatırdı. Sonra saçımı başımı çektiler. Yüzümü tırmaladılar. Zor kaçtım!" Yiğit yüzündeki acınası ifadeyle bunları anlattıktan sonra tabiki de duramayip üçümüz de kahkahayı bastık. Biz karnımızı tuta tuta gülerken bize alınmış bir ifadeyle bakıyordu." lan ben gazi sayılırım sizin yaptığınıza bak!" "ulan sen malmısın ne işin var kızlar tuvaletinde?" dedi Bartu fazla haklı bir şekilde. "Dedim ya oğlum kıza tuvaletin yerini gösteriyordum. Yazık diye" "şimdi sen göstermesen o kız koskoca WC yazısını labaratuvar sanacaktı" dedim hala gülerken. "Parfümün kokusu da çok güzelmiş hee. Kim sıktı bunu sana gideyim de markasını sorayım." dedi melis sırıtarak."harbi mi kız kaliteli mi parfüm? En azından ucuz parfümle pataklanmadım.yoksa karizma fena çizilirdi ha" "bu çizilmemiş hali mi?" dedim ve bir kahkaha daha bastım. Melis ve Bartu da gülmeye başlayınca Yiğit bana önce üzgün bakışlar fırlattı ardından sinirleri bozuk bir şekilde o da gülmeye başladı. "Yalnız Duygu'ya da rezil oldum. Amaan o kendine baksın bir aylık fondoten parasını biriktirse 3 tane cami yaptırır be.ben doğal kız severim tıpkı Barturellam gibi. bak suratı ne kadar pürüzsüz bebek poposu gibi" dedi Yiğit ve bunu söylerken elini Bartu'nun suratında gezdiriyordu. "Çek lan şu elini manyak! Bi çakarım bebek poposuna dönersin şimdi!"
Sınıfa çıktığımızda Yiğit hala sızlanıyordu. Ders fizikti bizimkilere dönüp "sizce de kaçmak için çok ideal bir ders değil mi len?" dedim tek kaşımı kaldırıp beni onaylamalarını beklerken. Yiğit'in işine gelmişti. "Bence de" dedi hevesle. "Bana da uyar" dedi Melis de bu sefer gözler Bartu ya çevrilmişti "Ohoo siz de ne kadar meraklıymışsınız kaçmaya? 2 yıl daha bekleyin Allah'ın emriyle verelim." dedi Bartu. "Ay Barturellam benim esprilerim bundan iyiydi gerçekten. Neyse hadi kaçıyor muyuz?" Bartu "olmaz,saçmalamayın" dedi bizi şaşırtmayarak. "Ya lütfen Bartuşum bu dersi çekmek istemiyorum sadece bugünlük lütfeen" dedim ıslak köpek yavrusu gibi bakarak. "Sadece bu günlük ama söz mü?" " tamam söz" "e hadi o zaman çantalarınızı toplayın başımın belaları" dedi Bartu. Ve biz büyük bir sevinçle Bartu'ya sarıldık normal şartlarda kesinlikle böyle bir şeye izin vermezdi. Ama onun da kafasını dağıtmaya ihtiyacı vardı.
"Abi güya okuldan kaçtık. Yarım saatten beri okulun arka tarafında oturuyoruz. Hayır madem okulu görmeden yapamıyoruz. Neden devamsızlık yapıyoruz??" dedi yiğit. Gerçekten de okulun arka tarafında oturmuş öylece bekliyorduk. "Abi kaçalım da nereye kaçalım onu düşünüyoruz sabahtan beri"dedi Bartu da. " ya ben çok acıktım. İlk önce gidip bi yemek mi yesek?" dedi Melis. "Bence de. Ben de acıktım. Hadi gidip yemek yiyelim." dedi Yiğit de. "Tamam o zaman benim bildiğim bir yer var oraya gidelim." dedi Bartu da. Ve Bartu'nun izinden yürümeye başladık.
Geldiğimiz yer güzel bir kafeydi. İçerisi çok ferahtı ve zevkli bir kişinin ellerinden dizayn edildiği belliydi. Biz yemeklerimizi sipariş etmiş beklerken, Yiğit'in yaptığı saçma esprilere gülüyorduk.İçeri giren bir çocuğu görünce bakışlarımızı o tarafa yönelttik. Sarı dağınık saçları, masmavi donuk gözleriyle, üzerine giydiği siyah pantolon ve siyah tişörtünün üstüne giydiği siyah deri ceketiyle o Koray Taşkın'dı. Arkasından da Sinan, Caner, Aysu, Miray ve İlayda girdi içeri. Biz şaşkın bakışlarımızı onların üzerinde gezdirirken. Bartu sadece Miray'a doğru bakıyordu. Koray bunu görse olası bir kavga çıkabilirdi. ben tam Bartu'u uyaracaktım ki birşey farkettim. Miray. O, Bartu'ya tatlı bir bakış mı atmıştı??(!)
Yorumlarınızı bekliyorum:))

ŞİMDİ OKUDUĞUN
K.ÇETE
Teen FictionBakmayın böyle kara bir kitap olduğuna, karanlık durduğuna. Okuyup okuyabileceğiniz en samimi kitaplardan biri olduğuna bahse girebilirim. Kendim gibi karakterlerim Uğraşsam da çok da korkutucu olmayan tiplerim var. Her ne kadar karanlık bir ortam o...