Bölüm 5

9.2K 563 62
                                        

Merhaba arkadaşlar🤗 öncelikle geniş bir okuyucu kitlesine henüz ulaşamasam da kitabımı okuyan herkese teşekkür ederim.

Bilal Köse (beni de yaz dedi:))
İlayda Akkuş
Ebru Sultan Akyıl
Duygu Kıraç
Ceyda Cin
Ayşe Uğurlu
Hazal Sayan
Ayben Koç💕💙💚❤️🎵

İyiki varsınız❤️❤️❤️

Beğenseniz de beğenmeseniz de fikirlerizi belirtin lütfen 🙏 bir de yıldızı boyarsanız bu çakma yazarı çok mutlu etmiş olacaksınız😊😍

Beğenmeniz dileğiyle...💕

İçeri giren bir çocuğu görünce bakışlarımızı o tarafa yönelttik. Sarı dağınık saçları, masmavi donuk gözleriyle, üzerine giydiği  siyah pantolon ve siyah tişörtünün üstüne giydiği siyah deri ceketiyle o Koray Taşkın'dı. Arkasından da Sinan, Caner, Aysu, Miray ve İlayda girdi içeri. Biz  şaşkın bakışlarımızı onların üzerinde gezdirirken. Bartu sadece Miray'a doğru bakıyordu. Koray bunu görse olası bir kavga çıkabilirdi. ben tam Bartu'u uyaracaktım ki birşey farkettim. Miray. O, Bartu'ya tatlı bir bakış mı atmıştı??(!)

Bartu'dan;

Bizimkilerin zoruyla dersten kaçmıştık. Hoş, ders dinleyecek havamda da değildim zaten. Okul binasının arkasında yarım saatlik amaçsız bekleyişimizin sonunda bir kafede karnımızı doyurmaya karar vermiştik. Kafede oturmuş, siparişlerimizi beklerken O'nu gördüm. O an aklımda olan tek kişiyi.. Miray... ne ara girmişti bu kız hayatıma. Ne ara bu kadar bağımlı etmişti beni kendine İnanın hiçbir fikrim yok. Tek bildiğim gülüşünün uğruna dünyaları verebilecek olmam...

  Çetesiyle beraberdi yine. Koray en başta,havalı adımlarıyla, küçük dağları ben yarattım edasıyla basıyordu yine cüretkar adımlarını. Arkasından çetenin devamı girdi zaten içeri. Onu gördüğüm an zaman durdu. Herkes silüet bir hale dönüştü ve Miray silüet yığının arasında ışıl ışıl parlayan gülüşüyle aydınlatıyordu etrafı.

Sonra birşey fatkettim...

Benim aklımdan bile geçemeyecek birşey oldu....

Miray... Ben ona bakarak kalbimi ödüllendirirken onun da bana o güzel gülüşünden bahşedeceği hiç aklımın ucundan bile geçmemişti...

Ezel, Melis ve Yiğit çakmışlardı. Nasıl çakmasınlar ki?! Adamlar geldiğinden beri bütün masa, öküzün treni dikizlediği gibi onları dikizliyorduk.

Bizimkiler klasik şoklarından birini yaşarken bana bön bön bakmakla meşgullerdi. Benim ise elim ayağıma dolanıyor, ne yapacağımı şaşırıyordum.

"Ben...ben bi çıkıp....geliyorum."
Diye belli belirsiz konuşarak ayrıldım masadan. Kafenin arka tarafında büyük bir terası vardı. Oraya çıktım hemen. Cebimi yokladım,neyseki sigara paketimi içerde unutmamıştım. Yaktım hemen birtane. Genelde çok sigara içen bi tip değildim.çok heyecanlı olduğum zamanlarda genelde sınav zamanlarında içerdim ara sıra. Paket hep yanımda olurdu ama çok fazla kullanmazdım.

Şaşırmıştım. Hem de çok....
Anlamış mıydı??....
Belki..
Anlamalı mıydı??...
Fazlasıyla...

Düşüncelerimin derinliğine doğru çekiyordum gri dumanı...Belki de hayallerimin ulaşamadığı derinliklere doğru...

Bir el hissettim omzumda.ağır hareketlerle çevirdim başımı.Yiğit olduğunu biliyordum.Varlığı kendimi yalnız hissettirmiyordu. Canım kardeşim beni hiçbir zaman yalnız bırakmadı zaten. Ne kadar çok şebekliklerine kızsam da yer yer sövsem de beni delirtse de o sahip olunabilecek en mükemmel dost benim için.

K.ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin