Bölüm 29

4.1K 217 178
                                    


Emir her ne kadar onunla dans etmemiş olmama bozulsa da umursamadım. Gece sonuna kadar benimle yine de sohbet etmeye çalışsa da yüz vermedim fazlaca.

Ben onunla aramızdaki küslüğü bitirmeyi kabul etmiştim samimi olmayı değil. Güvenimi kazanması zaman alacaktı. Çünkü ben güvenimi kıran insanlara yeniden güvenemezdim. Zor bir ihtimaldi bu.

Düğün bitmişti. Herkes dağılıyordu ve biz de Salih abiyi ve eşini tekrar tebrik edip düğünden ayrılıyorduk. Saat geç olmuştu. Melis'le beni tek başımıza evimize göndermezlerdi bunun için beraber karanlık sokakta ilerliyorduk. Ve evet Emir de yanımızdaydı.

"Çook uykum geldi" dedi Melis.

"Vallahi ben bu üzerimdeki aşırı rahatsız şeyleri kendi düğünüme kadar birdaha giymem. Bu ne ya canım çıktı. Hatta kendi düğünümde de giymem deniz şortumla evlenicem ben." Dedi Yiğit de.

"Evlen yiğit. Evlen de nasıl evlenirsen evlen bıktık çenenden biraz da karın çeksin seni." Dedim.

"Aşk olsun bitlirellam küsmek üzereyim sana şu an."

"Bitlirellam mı?" Dedi Emir ve bir kahkaha attı.

Allah seni kahretmesin Yiğit. Herkese rezil rüsva etti beni salak.

"Hee bitlirellam. Noldu çok hoşuna gitti galiba Emir çiyanı."

Ben gülmemek için kendimi tutarken Bartu ve Melis de benimle aynı durumda gibiydi. Emir kıpkırmızı olmuştu. Sanırım Yiğit ondan asla hoşlanmayacaktı.

🙈🙉🙊

"Arkadaşlarına anlatmalıyız artık bence. Bodyguard gibi hep etrafındalar göremiyoruz hiç birbirimizi"

Koray kendince haklıydı. Mesajla konuşabiliyorduk sadece hiç yan yana gelme fırsatımız olmuyordu. Ama ben bunu nasıl söyleyebilirdim ki Bartu ve Yiğit'e?

"Bartuyla Miray'ı Koray öğrendiğinde kıyamet kopmadıysa daha kopmaz kız Ezel söyle gitsin işte!" Diyen iç sesim Müberranın gazına gelmeye çalışıyordum ama yok olmuyordu.

"Ben henüz hazır değilim buna." Diyerek mesajına cevap verdim. Ve çok gecikmeden ondan da mesaj geldi.

"Tamam canım. Sen ne zaman söylemek istersen.."

Yanımdakilere çaktırmadan yan masamızdaki Koray'a gülümsedim. Kantindeydik ve bizim her zamanki oturduğumuz masanın yanına hep gelip oturuyorlardı. Ve sadece böyle uzaktan uzaktan mesajlaşabiliyorduk.

Ama Koray haklıydı Melis de sürekli anlatmam için beni ikna etmeye çalışıyordu. Çünkü biz bunca yıldır arkadaştık ve aramızda gizlimiz saklımız olmamıştı. Öğrenirlerse bana kızmazlardı belki ama çok şaşırırlardı ya da kızabilirlerdi bilmiyorum.

Yanımda oturan Melis'e masanın altından Koray ile olan mesajları gösterdim.

Melis mesajları okuyup gözlerime baktı ve ben bakışından ne dediğini anladım. "Söyle, tam zamanı" diyordu ve ben " yapamam" dercesine bakıyordum.

Bizi farkeden Yiğit de dik dik bize bakmaya başladı.

"Hayırdır först leydiler Ne bakıyorsunuz öyle birbirinize?"

Melis Yiğite döndü.

"Ezel size bir şey söyleyecek." Dedi hızlıca. Ben gözlerimi belerterek Melis'e bakarken Bartu da bana döndü.

K.ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin