Bölüm 22

5.6K 358 140
                                    



Yeni karakterimiz Emir multide (:  


Yiğit'i tam 6 fincan kahve içire içire zorla az da olsa ayıltmış ve evine bırakmıştık. Bizi ve Yiğit'in o halini gören, Yiğit'in annesi Sevim teyze telaşlanmıştı. Bartu ona olanları anlattığında Sevim teyzeyi sakinleştirmeyi başarmıştık. Yiğit uykusu geldiğini söyleyince Bartu götürüp yatağına yatırdık ve Sevim teyzeye sabaha bir şeyi kalmayacağını, sıkıntı etmemesini söyleyip evlerinden ayrıldık.

Daha sonra Bartu Melis'le beni de evlerimize kadar bıraktıktan sonra bir günü daha olaylı bir şekilde bitirip kendimizi evlerimize atmıştık.

Üzerimdeki kıyafetlerimden kurtulup müthiş rahat Arthur'lu pijamalarımı üzerime geçirdikten sonra En az yavrum Richard kadar sevdiğim yumuşacık yatağıma uzandım ve derin bir iç çektim. Dünyanın en güzel ikinci şeyi yorucu bir günden sonra (benim için her gün) yatağıma uzanıp o yumuşacık yorganımın ve yastığımın tadını çıkarmaktı kesinlikle. Bir kez daha bu kadar rahat bir yatağım olduğu için elimi açıp Allah'a şükür ettikten sonra yatağımın yanındaki prize telefonumu şarja taktım ve gözlerimi kapayıp kadim dostum uykuya beni alıp götürmesi için izin verdim.

🍰🍰🍰

"Pain....."

"You break me down you break me up Believer"

"Believer!"

İmagine Dragons konserinde Dan Reynolds'un müthiş sesiyle deli gibi kendimden geçiyordum.

"Ezel!"

Yaaaa salak şeyyy benim ismimi mi söylüyordu bu adam.

"Neye sırıtıyorsun böyle gerizekalı?"

En sevdiğim şarkıcı niye şimdi bana gerizekalı demişti. Küstüm ama. Bir de şey...Dan Reynolds aşkımın boğazına kurbağa mı kaçmıştı acaba? O Ne iğrenç itici bir ses. Nazar mı değdirdim kız ben buna. Lanet olsun benim kem gözlerime.

Beynimde bu düşünceler dönerken Daniel aşkım sahneden bir anda indi ve beni omuzlarımdan sarsmaya başladı.

"Açıyorsan aç şu telefonu artık Ezel. Uyansana."

Vay be koskoca Dan Reynolds'a Türkçe'yi öğrettim ehehehehe.

"Açıyorum ama artık. Başım şişti sabahın köründe. Hayır çocuk pes de etmiyor. Üst üste 8 kez aramış."

Dedikten sonra sahnede çalan İmagine Dragons'un en sevdiğim "believer" şarkısının sesi anında kesildi.

Ben tekrar şarkıya devam etmeleri için mızmızlanırken o iğrenç ses yine cırladı.

"Neee!!!"

"Yiğit emin misin?"

"Uyanmıyor Yiğit bu. Yok uyandıramıyorum."

"Ha tamam. Açıyorum ben kapıyı"

Ara ara konuşan bu cırtlak ses benim kendimi intihar etme hevesimi getiriyordu.

Dan Reynolds gitmişti. Sahne, konser hepsi gitmişti. Koca bir boşluk gözlerimi kendine çekiyordu sadece. Açamıyordum onları.

Sonra deminkini aratmayacak kadar cırtlak bir ses daha yankılandı hayatın bütün acılarına katlanan kulağımda.

"Kız Ezeeeell. Bak başım çatlıyor zaten çabuk uyan. Ay tansiyonum da fırladı bak yığılır kalırım ben na şuracıkta."

"Söyle kıvvırık." Dedim gözlerimi açmayıp mırıldanarak.

K.ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin