Çıktı gitti evden öfkeyle Mahir.. Nine ile komşu evden ayrılmadılar. Hediye yerinden ertesi gün kalkabildi. "Kızım kim yaptı bu kötülüğü sana söyle hadi" diye usulca sordu. Cevap alamadı. Ne kadar uğraştılarsa da cevap da alamadılar emzirtemediler de. Hediye'nin anasıyla komşusu bir kaç gün evden çıkmadılar,yardım ettiler. Yine karabasanlar basmıştı üzerlerine. Nezihacık başka türkü söyleyemedi. Geleceğe dair umutları yavaş yavaş sönmeye başladı.Hediye son bir çabayla kızının yanına geldi. "Hadi kızım verelim şu memeni yavrucağa. Emdirmezsen ölür bu "dedi. Emine oralı olmadı yine. Aklından "ölse daha iyi , bizim sülalenin kızları acı çekmek için geliyor dünyaya "diye geçirdi.
Çaresiz, evdekiler bebeğe süt vermeye devam etti. Evde , bebek ağlama sesi duyuluyordu sürekli. Bu küçücük bedenden beklenmeyen sesi vardı. Sanki, hayata inat, ayakta kalmaya çalışıyordu. Onu anasının ittirmesine inat, "Ben buradayım, bir yere gittiğim yok"diyordu. Daha fazla ağlayarak, onun sıcaklığını, alıştığı kokusunu istiyordu. Alıştığı kalp seslerini duyuverirse, oğlakların,annelerini tanıdığı gibi tanıyacak ve sakinleşecekti. Olmadı, bir türlü anacığının kokusunu alamadı.Nezihacık, bebeği çok sevdi. Öptü, bağrına bastı. Sussun diye gezdirdi. Bu çelimsiz, kara surata baktıkça gülesi geliyordu. Bebeğin uzuvlarını hiç durmadan ölçüyor, bu çelimsizliğe hayret ediyordu. Hiç bu kadar, küçük, ince kollu, ince bacaklı bebek görmemişti. Anasının ve komşularının bebeleri hep tombul doğardı. Bu ise minicikti. Avuç içi kadar kafa, bir el ayası kadar gövde, baş parmağı kalınlığında bacaklar. Tüm bunlara inat, gür bir sesi vardı.
Ev ahalisi bebekle uğraşadursun, köyde fitne kazanları kaynamaya başladı bile. Ayşe'nin teyzesi, elinden geldiğince kulis yaptı. Ayşe, biraz da babasına fitne soktu. Neymiş, başları yere eğilmiş. İnsan içine nasıl çıkacaklarmış. Temiz yuvalarına geldikten sonra Hediye, kızlarıyla kirletmiş. Kim bilir, daha ne gibi çorap örecekler, belirsizmiş. Bunları duyan Mahir, zaten hazmedemediği bu durum karşısında iyice sinirlendi. Artık sağlıklı düşünemez oldu. Oysa olayların bu hale gelmesinde kendi rolü de aşikardı. Bunları düşünmek , şöyle dursun, kızı namussuzlukla suçluyordu aklından. Hiddetle eve geldi" Daha halledemediniz mi meseleyi. Tek sorun bu çocuğun anasını emmesi değil, köylüye rezil olduk. Temiz yuvamı kirlettiniz. Buna bir çare bulun, köylü rahatsız"dedi. Nine de hiddetle çıkıştı"Uçurumdan aşağıya mı atalım yavrucağı. Hem onlar, bizim dedikodumuzu yapacaklarına, kendilerine baksınlar. " dedi. Adam altta kalır mı"Hem muhtar da rahatsız, çare bulamazsanız, ihtiyar heyetini toplayıp görüşecek"deyiverdi. Nine, daha da hiddetlendi" Muhtar da kim oluyormuş, hükümet mi. Ne hakla bizim meselemize karışır. Bu işte zararlı çıkan ikiniz olursunuz. Bu çocuk hapis olduktan sonra içine kapandı. İki şahit ayarlayıp,şikayet edersek, iş sizin aleyhinize döner, var git böyle söyle muhtar efendiye "diye bağırdı. Yüzü kızararak, hızla , söylene söylene evden çıktı Mahir.
Daha rahatlayamadan, hemen ardından, dışarıdan sesler gelmeye başladı. Ellerinde sopalar, taşlar, bir kaç cazgırı toplamış Mahir'in baldızı bağırarak geliyor. "Taşlayın bu namustan yoksun olanları. Vurun evlerinin duvarlarına. Ablamın döşeğini kirlettiler. Ablamın yuvasının huzurunu bozdular"diye bağırmaya devam ediyordu. Nine bir hışımla dışarı çıktı. " Hadi gelin, vurun bir tane sopa, taş. Hele bir deneyin. Şahit bulup, muhtar başta olmak üzere hepinizi şikayet edecem. Sen cazgır kadın, utanmaz kadın. Sen geçen sene , bu evi basıp, incir ağacı yüzünden kavga çıkarmasaydın Emine , kapatılmayacaktı. Kim bilir başına neler geldi. Hepinizi hapislerde süründürecem. Senin Hediye 'nin döşeğinde gözün mü var da iki de bir basarsın bu evi. Var git yoluna utanmaz kadın" diye üzerine yürüdü. Birbirlerine bakıp, telaşla dağıldılar. Yüzü kıpkırmızı olan nine, hışımla içeri girdi. Emine, yataktan doğrulmuş, tir tir titriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL ASİ NEHRİ GİBİ
Tiểu Thuyết ChungKİTAP İNTERNETTE SATIŞA SUNULMUŞTUR. http://www.kitapyurdu.com/kitap/bedel/453779.html Soluksuz okuyacağınız,zaman zaman olayların seyrinden dolayı yazara kızacağınız bir hikaye. Dönemin en güzel şarkıları eşliğinde geçmişe yolculuk yapacaksınız...