BEKLENMEYEN MİSAFİR

663 107 16
                                    

                Lütfen bu güzel türküyü dinleyerek okuyunuz.......

          Hediye  "Kızım kalk hadi. Böyle hayata küsmekle olmaz. Bir işin ucundan tut. Sana da iyi gelecek bana da. Hadi kızım bir gayret et "dedi.  Ama dinletemedi. " Seni kasabaya götürmeye karar verdim. Tez zamanda gidelim bir çaresine bakalım " diye devam etti. Öbür tarafa döndü yattı yine Emine. Evde kimse yokken aç kalmamak için bir şeyler yiyordu,sonra yine yatıyordu.

               Neziha dersen bazen şikayet ediyor halinden, bazen neşesinden türkü bile söylüyordu.

             Gül kuruttum gül kuruttum
             Yâri sinemde uyuttum
              Yâr söyledi ben unuttum
              Akabinde düştü gönül
              Yârdan ayrılması müşkül

               Gül ezerler gül ezerler
               Gülü tabağa dizerler
               Güzeli candan severler

              Allah'a şükür bu evde bir tek onun yüzü gülüyordu. Çocuklarla oynuyor, kafasında kurduğu hikayeleri anlatıyordu. Hava da epey soğudu diye düşündü Hediye. Çalı çırpı buldu ocaklıkta ateşi yaktı. Bir yandan da söylenmeye başladı. "Allahım ben ne yapayım bu çocuklarla biri yatar kalkmaz, birinin aklı havalarda bu sıralar, ötekiler ayağıma dolaşır. Bu dünyadaki çilem ne çokmuş". Bir daha şansını zorladı, vardı yanına. "Eminem, abacığın gittikten sonra sen benim elim ayağım olmuştun. Her işime koştururdun. Hiç mi acımazsın anacığına. Tamam,başına felaket geldi. Haksız yere seni hapsettiler. Benim yüreğim yanmaz mı sanırsın. Ama gün gelecek ettikleri ayaklarına dolanacak. Senin için rahat olsun. Hadi kalkıver kızım"diye adeta yalvardı. Ama nafile. Bu kızda bir şey var diye söylendi. Kararını verdi. Yarın kasabaya gidecekti. Tez zamanda araba ayarlayayım sabah diye düşünerek yer minderine kıvrılıp yattı. Yorulmuştu, tam dalacaktı ki bir feryat duydu. Aahh diye inlemeye başladı Emine. Toplandılar başına, ne oldu kızım diye koştu kaldırmaya çalıştı. Birde ne görsün. Yattığı yer su içinde kalmış. İki büklüm kalmış iniliyor. Zorla bir yerlerine dokunmaya çalıştı. Kız izin vermiyor ki sanki direniyor. Soydu zorla baktı vücuduna , altına üstüne. Karnı taş gibi olmuştu. Bir anlam veremiyordu. Kız yine bir taraftan inleyip duruyordu.

          Hemen Neziha'yı yolladı. " Koş neneni çağır" dedi. Neziha bir koşu ninesini getirdi. Emine'nin inlemeleri artmıştı. Yaşlı kadın şöyle bir baktı muayene etti. Başını iki elinin arasına aldı dövünmeye başladı. "A benim saf kızım , a benim ahmak kızım. Şu gariplere sahip çıkamadın. Vay başımıza gelenler. Bu kız doğuracak. Bebek gelmek üzere. "Hediye yığıldı kaldı. Başı döndü. Çarpıntı tuttu kalbinde. Boş boş baktı.

               Yaşlı kadın Neziha 'ya" koş kızım Kadınca teyzeni çağır" dedi. Neziha koştu soluk soluğa kapıyı yumrukladı. "Koş Kadınca teyze anamla ninem seni çağırıyor hadi bize gidelim"
dedi. Yine aynı hızla eve vardılar. Hediye aynı yerde bakınıp duruyordu. Sanki aldığı soluk ona yetmiyor, hava açlığı çekiyor gibi gözleri büyümüştü. Tek canlı organı beyniymiş gibi, sürekli düşünüyor, düşündüklerinin ucu bucağı bir birine değmiyordu adeta. Kan beynine sıçradı derler ya; aynen öyle oldu işte. Kalbi,daha hızlı düşünsün diye, sürekli beynine kan pompaladı. "Bu nasıl bir şey Allahım, bu nasıl bir imtihan. Daha ağırı hangisi diye tartmamı mı istersin. Kucağımda yanık yavrumu taşımam mı yoksa, evde gözünün içine baktığım yavrumun doğurması mı ağır. " Bunları düşünürken, hala boş boş koşuşturmacayı izliyordu bi çare Hediye.

Yaşlı kadın, kızından hayır gelmeyeceğini anlamıştı. Nine torun hazırlıkları tamamlamıştı. Fazla zorlanmadılar. Tabiatın akışına yardım ettiler o kadar. Kızı sardı nineleri. Küçücüktü, iki kilo ya var ya yoktu.

          Emine'nin kucağına yaklaştırdı ağlayan bebeği. Çaresiz susturmak lazımdı. Memesini versin diye açmaya çalıştı göğsünü. Bitkin düşen Emine ittirdi, istemedi. Yumdu gözünü öbür tarafa baktı. Gözünden iki damla yaş aktı.

         Ninesi ne yapsın keçi sütünü sulandırdı. Kaşıkla damlattı ağzına. Bu durumdan,önce üvey kızı Ayşe 'nin haberi oldu. Sonra , teyzesine, halasına yetiştirdi. Bir hışımla Hediye'nin evine doluştular. "Yetişin a komşular yetişin vay başımıza gelenler ,köyümüzü ,ocağımızı kirlettiler" diye bağırmaya başladılar. Duyan geldi. Kahvede oturanlar bile duydu hadiseyi.

           Mahir eve geldi. Hiddetle bağırdı ,konu komşuyu dağıttı. "Buda mı gelecekti başımıza ocağıma incir ağacı diktiniz kadın" diye kükredi. Bunları duymuyordu Hediye. Şoku anlatamamıştı daha.

            NOT: Nasıl buldunuz?

BEDEL ASİ NEHRİ GİBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin