ŞÜPHE/13.BÖLÜM

109 13 2
                                    


ŞERMİN'İN BAŞINA GELENLER...

Okulda ki arkadaşım Seren ile konuşmaya devam ediyordum. Ona Kemal'i tanıyıp tanımadığını sordum. "Valla ne yalan söyleyeyim en yakışıklı en romantik en anlayışlı en sakin adamı kaptığın için bir ara seni kıskanmıştım bile. Senin peşinde epeyce dolaştı. Ne zaman görsem hep sana "Sen bilirsin hayatım" diyordu o dikkatimi çekmişti. Yani benimde sevgilim var ama hiç bana öyle dediğini duymadım erkekler genelde hep kendi istediklerine öncelik tanırlar ya ama seninki öyle değildi. Umarım evlenince değişmemiştir" demişti. Kemal'i tanımam ve hatırlamam için sanırım biraz daha zamana ihtiyacım olacaktı.

Seren'in ölen arkadaşım Şermin hakkında söylediği şey aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Birisi ona vurmuş ve sokağa ölüme bırakmış yani tıpkı bana yapılan gibi. Birden acaba aynı gün olduğuna göre ikimiz beraber miydik diye düşünmeye başladım. Evet, tek samimi arkadaşım o idi. Onunla senelerce aynı evde beraber kaldık. Hatta Şermin Kemal'e enişte derdi. Birbirlerini çok severlerdi. Haftada bir mutlaka tavla oynarlar, resmen birbirlerini düelloya davet ederlerdi. İkisi de geri atmaz aynı cümleleri birbirlerine söylerlerdi. "Gel gel, de senin koltuğunun altına tavlayı sıkıştırayım. Anlaşıldı geçen sefer yenildiğini unutmuşsun." Bende onları zevkle izlerdim.

Beni maddi olarak destekleyenim olmadığı için okulumun her döneminde çalışmak zorunda kalmıştım. Büyük firmalara planlar, sunumlar çizimler hazırlardım. Oldukça getirisi iyi bir işti. Ama bana Şermin bunun için çok kızardı. Niye kendini yoruyorsun ki, elektrik, su otomatik olarak ailem tarafından ödeniyor. Evde kendimizin. Her ay da yüklüce para yolluyorlar. Bu eve, bana para vermek için kendini mecbur hissetme. Senin bana verdiğin paraları ben zaten ellemiyor senin adına bankaya yatırıyorum. İstediğin zaman alır kullanırsın diyordu. Sen bana en zor günlerimde el uzattın. Beni büyük uçurumlardan kurtardın. Benimle kalman dışında hiçbir şeye ihtiyacımız yok diyor ama benim onu dinlemediğimi görünce de yaptığım tüm işlerde de bana yardım ediyordu.

Peki, Kemal bana Şermin için ortadan kayboldu, ailesinin yanına gitmiştir demesinin amacı ne idi? Ona baldızım diyordu. Hatta evlendikten sonra sık sık çağırabilirsin yalnız kalmazsınız ikinizde diyordu. Peki şimdi ne olmuştu da kaybolmamasına rağmen neden kayboldu demişti? Kaybolduğunu söylerken bile neden yeterince tepki vermemiş hatta sıradan bir haber gibi geçiştirmişti. Yani onun için hiç endişelenmemiş, merak etmemiş ve üzülmemişti. Kemal neden böyle davranıyordu? Amacı beni üzmemek mi? Anlayamamıştım. Ya da amacı ne idi?

Şermin hakkında öğrendiğim ve hatırladığım şeyler beni hem çok üzmüş hem de çok korkutmuştu. Hemen eve gitmek istemediğim için bir alışveriş merkezinde dolaşmaya karar verdim. Öyle amaçsızca vitrinlere bakıyor bir yandan da aklımdan geçenleri birleştirmeye çalışıyordum. Birden sırtıma dokunan bir el ile irkildim. Tanıdık bir yüz gibi gelmişti ancak birden hatırlayamamıştım. Bunu fark eden kadın "Merhaba, sizin evinizin eski ev sahibiyiz. Hatırlayamadınız mı? Deyince sanki özellikle bunu yapmış gibi görünmemek için hemen; özür dilerim ben bir kaza geçirdim. Bazı şeyleri hatırlamakta zorlanıyorum dedim ama hatırlamıştım. Çünkü tanıştığımız gün gözlerine dikkat etmiş ve yeşil rengine hayran olmuştum. O kadar zarif ve güzel bir kadındı ki; ikisine bakmış ve ne kadar yakıştıklarını düşünmüştüm. Birden Kemal'in bana bu evde çok az oturdular boşanıyorlarmış. Kadında zaten çok çirkin ve şişman bir kadındı. Adam başkasına aşık olmuş dediği aklıma gelmişti. Ama durum hiç de öğle görünmüyordu. Çünkü karı koca el ele karşımda duruyorlardı. Kadın yine o muhteşem fiziği ve güzelliği ile. İyi de Kemal niye böyle bir şey söylemişti? Bunu öğrenmem lazımdı. Beni bağışlayın, dediğim gibi hafıza sorunu yaşıyorum o yüzden sormak istiyorum. Sizin boşandığınızı duymuştum eşimden. Ama görüyorum ki...

İkisi de şaşırmış bana öylece bakıyorlardı. Adam karısına sevgi ile sarılmış bizi ancak ölüm ayırır demişti. Daha küçük bir eve taşındıkları için evi sattıklarını söylemişti.

Neler oluyordu? Kemal neden bana sürekli yalan söylüyordu. Yoksa benim bazı şeyleri hatırlamamı istemiyor muydu...?

ŞÜPHEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin