ŞÜPHE/6.BÖLÜM

136 13 0
                                    



       AİLEM...

       Ertesi sabah,

       Uyandığımda Kemal yanımda yoktu. Başucumda bir buket çiçek ve üzerinde bir not duruyordu. "Bu sabah seninle uyandığım için çok mutluyum. Seni çok seviyorum. Dışarıda ki işlerimi halledip geleceğim. Masada senin kullanman için bir telefon bıraktım. İlk başa da kendimi kaydettim. Ararsın beni. Öptüm" yazıyordu. Telefonu elime aldım. Rehberinde iki kişinin ismi yazıyordu. Birincisi "Yaşama sebebim" diye kaydedilmişti. Demek ki ben Kemal'e Yaşama sebebim diyordum. İkinci kayıt ise Emine Hanım adına aitti. Demek ki kendi adıma ait bir telefonum yoktu. Ya da kayıp mı olmuştu?

       Salona geldiğimi duyan Emine Hanım "Günaydın Sumru Hanım. Kahvaltınız hazır. Ama istediğiniz özel bir şey varsa hemen hazırlarım" demişti. Başımda şu geçmeyen ağrı midemi de bulandırıyor. O yüzden teşekkür ederim. Sofrada kiler çok güzel görünüyorlar diyebildim. Emine Hanım gülümsemiş, o mide bulantıları sanırım bebekten geliyor deyince birden hamile olduğumu tekrar hatırlamıştım. Nasıl yani ben anne mi olacaktım? Belki başka şartlarda bu haberi almış olsam tepkim daha farklı olabilirdi. Ancak şu yaşadığım kötü günlerden dolayı galiba pek fazla sevinememiştim. Kendimi bir an suçlu gibi hissettim.

       Derken kapı çalmış ve Kemal gelmişti. Beni sofrada bir şeyler yerken görünce sevinmiş, bende Emine Hanım bir çay içerim, eşime eşlik edeyim demiş ve sofraya oturmuştu. Bir yandan bir şeyler yiyor bir yandan da bana okulda ki günlerimizden bahsediyordu. "Okuldaki en güzel kızlardan biriydin. Ve seni etkilemek sonra da tavlamak için yapmadığım şaklabanlıklar kalmadı. Aynı bölümde okuduğumuz için her gün birbirimizi görüyorduk. Senin hayatta hiçbir akraban yok. Annen ile baban seneler önce ölmüşler. Ama nerede yaşıyorlardı, nasıl ve ne zaman öldüklerini anlatmadın. Yani bana öyle demiştin. Zaten o yüzden seninle sadece nikah yaptık. Sen maddi durumu oldukça iyi olan bir kız arkadaşınla bir öğrenci evinde kalıyordun. Ancak o arkadaşın bir gün ortadan kayboldu. Okulu da bıraktı. Ailesi yurt dışında olduğu için belki onların yanına dönmüştür diye söylemiştin bana. Hatta bir gün dönse bile ona öyle kırıldım ki habersizce gittiği için asla konuşmam bile demiştin."

       Kemal bunları anlatırken sanki başkasının hayatını dinliyor gibi gelmişti. İnsan anne ve babasının öldüğünü dahi hatırlamaz mı? Ama hatırlamıyordum işte. Ama içim bir tuhaf olmuştu. Yani bu hayatta hem öksüz hem yetim olma duygusunu bilenlerdenim. Kim bilir ne zorluklar çekmişimdir. Annem ve babam öldülerse acaba beni kim büyüttü? Nerede ve nasıl bir hayatım oldu? Kemal'i telefonuma Yaşama sebebim diye kaydetmişim. Evlenmeden önce hamile kalmışım. Peki neden ailem hakkımda bana daha fazla bilgi veremiyor. Yani en yakınım o ise niye ona ailem hakkımda ona bilgi vermemiş olayım ki. Acaba benim Kemal'den sakladığım şeyler mi var? Ben bunları düşünürken Kemal anlatmaya devam ediyordu;

       "Benim ailem yani annemle babam Trabzon'un bir köyünde yaşıyorlar. İkna edemedim onları benimle yaşamaya. Çok yaşlılar. Babamın ayakları tutmuyor, yatalak o yüzden yürüyemiyor. Ben Üniversiteyi kazanınca İzmir'e geldim, iş ortamı falan derken oraya dönmeyi istemedim. Sen iyileş onları da getireceğim. Seninle apar topar evlendiğimiz için tanışamamıştınız. Neyse okulumuzun bitmesine yakın nihayet sana açıldım. Sende bana karşı hislerinin olduğunu söyleyince sevgili olduk. Ve sen hamile kaldın. Bizde hemen evlendik...O sabah..."


ŞÜPHEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin