Selam sevgili okurlar 🙋♀️Acı Tütüne göstermiş olduğunuz ilgi için çok teşekkür ediyorum. Diğer hikayelerim Yer Altından Papatyalar ve Kupa Kızı na da bekliyorum.
Keyifle okumanız dileğiyle. Sağlıcakla kalın canlarım 🌹
Neşet Ertaş : Gönül Dağı
*
Ertesi güne büyük umutlarla uyanmıştım. Uyandığımda sol yanım boştu yine ama evvelsi günden aldığım güzel haber vesilesiyle takmamaya karar vermiştim. Hala alışamamıştım Kadir'in işe gidişine. Her sabah uyandığımda yanımda olmasını bekliyordum. Hadi tarlaya inelim demesini bekliyor, yine eskisi gibi içimi eriten gülümsemesini görmek istiyordum. Çok şey istiyordum, elbetteki bunun farkındaydım ama sevdaya düşen gönlüme bir türlü söz geçiremiyordum.
Oysa onun inşaatta çok fazla zorlandığını biliyordum. Akşam eve gelince gözünü açacak hali kalmıyordu fakat kendi evimiz olmayışı nedeniyle misafirlikte kaldığımız o evde rahatlamak için uzanamıyordu bile. Sabriye'den kurtulmama seviniyordum ama en büyük sevincim, evimiz olduğunda Kadir'in akşam eve geldiğinde rahatlıkla uzanabilmesi olacaktı. Evet ziyadesiyle üzmüştü kocam beni. Ama pişmandı. Fazlasıyla hemde. Dayak o yıllarda benim için affedilmeyecek bir şey değildi. Alışkındı bünyem, bedenim... Ben günümü köteksiz geçirmeyi Kadir'in gelini olduğumda öğrenmiştim. Ondan öncesinde her günüm zaten dayakla geçiyordu. Ama yediğim peş peşe üç tokat bana o zamana kadar ki en ağır dayağım olarak gelmişti.
Yer yatağımı toparlayıp kahvaltı için odaya geçmiştim. Kahvaltı beni beklemeden yapılmıştı. Açım demedim bende. Beni sofrasında görmek istemeyen insanların bir lokmasını dahi yiyecek değildim. Hamileydim ama. Canım istiyordu. Karnımda ki sabiye haksızlık ediyordum ama gururum el vermiyordu. Bekleyecektim!. Akşam kocamın gelip beni yeni evimize götürmesini bekleyecektim. Açsam da susuzsam da bunu bir tek kocam bilecekti o saatten sonra. Yeminliydim!. Hayatıma Kadir den başka kimseyi sokmamaya. En yakınlarımdan bile sayısız yara aldıktan sonra hiç tanımadığım bir yabancıyı hayatıma almak....
Ama yeminimi ilk günden bozacaktım oysaki. Yeni evime adımını atar atmaz hemde. Bana mutluluğu yeniden bahşedecek, can yoldaşı olacak biri bozacaktı verdiğim yemini. Çok sevecektim onu. İlk hıçkırarak ağlayışımı kollarında yapacak, kadın olmayı onunla öğrenecektim. Hayatıma öyle bir yön verecekti ki gözümü yumduğum son anımda bile aklımda olacaktı.
Mutfağa geçip aç karnımı doldurma umuduyla bir bardak su içmiştim. Musluğu ilk açışım geliyordu o an aklıma. Daha öncesinden yine Kadir'in İstanbul'a ilk gidişinde duymuştum musluğu. Heyecanla anlatmıştı oda. Büyük şehirde herkesin evine musluktan su geldiğini söylemiş, bizim köydeki gibi çeşmeye hortomla gitmediklerini, onun yerine istediklerinde bir çevirişle evlerine suyun geldiğini söylemişti. İnanmamıştım haliyle. Ne yani meydanda çeşme yok mu?. Yollarda evlere giden hortom yok mu?. Kimse şu için kavga etmiyor mu? Diye saf saf sorular sormuştum.
İstanbul'a gelişimizin ertesi gününde bulaşıkları yıkamak için yardım etmek istediğimde tanışmıştım muslukla. Mucizevi bir şey gibi gelmişti.
Ama daha ne mucizelerle karşılaşacaktım... musluk neydi ki?. Anıları bir kenara bırakıp mutfaktan çıkıyordum. Tüm gün Sabriye'nin istediği gibi onlara uzak oturarak geçmişti. Sıkıntıdan patlamak, açlıktansa ölmek üzereydim. Kadir gecikmişti sanki. Belkide gecikmemişti. Bilmiyorum. Saniyeleri bile asırlar gibi geçirdiğim o anda tek istediğim kendime ait olan o eve gitmekti.
Kapı nihayetinde çalmış, beklenenler gelmişti. Kadir hiç uzatmadan gideceğiz diyerek eşyaları almış, yardımları için onlara bol bol teşekkür etmişti. Ev çok uzak olmadığından yürüyerek gidecektik. Benim elimde tahta bir bavul, kocamın sırtında ise bir birine sardığı yatakla döşek vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACI TÜTÜN (Tütün Serisi 1. Kitap)
General FictionTarlaya tütünlere bakmaya giden Zeliş'in yaşadığı istismar sonucu Kadirle zoraki evlilik yapmasını konu alan bir köy hikayesi. "Kolumu bacağımı savuruyor, beni hapseden bedenden kurtulmaya çalışıyordum. Ama yapamadım. Yatırımdım tütün tarlasında ıs...