Selam sevgili okurlar 🙋♀️Acı Tütüne göstermiş olduğunuz ilgi için çok teşekkür ediyorum. Diğer hikayelerim Yer Altından Papatyalar ve Kupa Kızı na da bekliyorum.
Seha Okuş: Ölmeyince Sakın Yardan Ayrılma
*
Yazmış olduğum tüm kurgular arasında ilk vedam olacak bu.. Açıkçası ne diyeceğimi bilemiyorum.
Başlamış olduğum ilk gün,bir veya iki okuyucudan başka hiç kimsesi yoktu Acı Tütünün..Lakin kalemim her geçen gün biraz daha satır karalayınca çoğaldık hep beraber..
Tüm samimiyetiyle ve güzel desteklerini esirgemeyen yüreği güzel okuyucularıma çok çok teşekkür ederim❤️
Acı Tütün benim için çok özel bir kurguydu umarım sizlerde de ufakta olsa özel bir yer olarak kalmıştır...
Seviliyorsunuz❤️
*
Not: Dünden beridir çok fazla tepki aldığım için yazma ihtiyacı hissettim. Canım okurlarım bu bir son değil. Yarışma için yazılan bir hikâyeydi ve kelime sınırlaması vardı. Ama ikinci bir kitap var serinin devamı olarak. Profilimden ulaşabilirsiniz. Orda tüm sorularınızın cevabını alacaksınız. Tütün serisi devam edecek. Beni yanlız bırakmamanızı umut ediyorum. Sağlıcakla kalın canlarım ❤
Her son bize yeni bir başlangıcı verir. Yeniden doğmak için ölmeyi yaşamak gerekir!.
O an kulaklarımıza dolan felaketimiz bizi ne denli büyük bir yangının beklediğinin habercisiydi. Sırtım dönüktü konuşan kişiye ama kulaklarım sağır değildi sesine. Tanımıştım elbetteki sesin sahibini. Nasıl tanımazdım ki?. Yıllarca dolmuştu kulağıma o ses. Yıllarca yakmıştı tüketmişti ilk günkü gibi.
Kulaklarımıza peyda olan sesten sonra kurşun yemiş gibi çökmüştü bedenlerimiz. Suratına korku dolu gözlerimi diktiğim adam da yıkılmıştı. Ulu orta yerde yaptığımız konuşmanın cezasını çekecektik. Hakketmiştikte!. Peki ya bir yaşını dolduran Ali'm suçlu muydu?. Anne ve babasının korkularını yenemeyip, acizler gibi ulu orta döktükleri sırları yüzünden rahmime düştüğü andan itibaren kararan dünyasına tutulan fenerlerden birini de bizim söndürmezmiz hak mıydı?. Küçücük sabiye reva mıydı?.
Değildi elbet!.
Ne ona nede sırrımızı dudaklarından infaz eden adama reva değildi yaşananlar. Kendimi katmıyordum o muhasebeye. Zira ben Kadiri karanlık bir evliliğe mahkum ederek masumluğumu yitirmiştim. Yanmaya hak kazanmıştım. Biri abisinin pisliğinden kurtulamazken, diğeri annesinin kara kaderinden yanacaktı. Yakmıştım sevdiklerimi yanmamak için.
Dizlerimin titrediğini hatırlıyorum. Ayakta duramayıp kocamın güçlü bedenine sığınışımı. Onun titreyen ellerle defalarca kez ayakta tutmaya çalıştığı gibi bir daha güçsüz bedenimi bedenine yaslayışını. Gözlerinin yuvalarından çıkmak için can attığını.
Hiç kimseden hiçbir şeyden korkmaz dediğim Kadir bile sallanmışsa dedim o an içimden, eğer o bile direnemediyse bizi yakacak ateş büyüktü. Boğazıma düğümlenen nefeslerim beni ölüme hazırlarken, sert soluklarını yüzüme vuran adam zorlukla yutkunuyordu.
"Sss..siz nasıl bir günah ettiniz?. Püüü...Allah'ınızdan bulun!".
Hummaya tutulmuş gibi titreyen bedenim kendini daha fazla taşıyamamıştı. Gücü tükenen kocamın kollarına yığılıyordum. Boğazıma düğümlenen hıçkırığım beni boğmuştu. Kadir ise kuruyan dudaklarının el verdiği kadar ağzını açmış ama ağzına dolan acıyla tek kelime edememişti. Bittiğimizin anıydı o an. Kendi ellerimizle kendimizi yaktığımız an. Karnımda ki doğmamış sabiyle, Ali'min geleceğini yıkışımızdı o an!.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACI TÜTÜN (Tütün Serisi 1. Kitap)
Genel KurguTarlaya tütünlere bakmaya giden Zeliş'in yaşadığı istismar sonucu Kadirle zoraki evlilik yapmasını konu alan bir köy hikayesi. "Kolumu bacağımı savuruyor, beni hapseden bedenden kurtulmaya çalışıyordum. Ama yapamadım. Yatırımdım tütün tarlasında ıs...