Kime söyledin derdini, kimi sevdin gizli gizli?
Kimler uyandırdı içindeki kötü kırık türküleri?
Okul dönüşü alelacele bornozunu kapıp banyoya doğru seğirirken birdenbire, "Ne bu acele? Bir yere mi gideceksin?" diye sorarak onu durduran ablasına, bu heyecanı yaşamaya yeni yeni alışmasının toyluğu ile yarı kekeleyerek ve aceleciliğini sesine yansıtarak, "M-matematik... Çalışacağız. Ayla'yla." deyişinden; bunun üstüne Berra'nın biraz alaycılıkla, "O kızın hâli senden daha vahim yahu, bulamadın mı çalışacak başka birini?" diye takılmasına bir göz kaçırışla sessiz kalışından belli değil miydi, gideceği yerin Aylaların evi olmadığı? Hem, banyodan çıktıktan sonra bir saatten uzun sürede ancak hazırlanması, giyeceği kıyafete, saçının biçimine bu denli özenmesi ve hatta pek âdeti olmamasına rağmen yanaklarına allık sürmesi, bir de tüm bunları yaparkenki o garip telaşına neşeli bir şarkıyı mırıldanarak eşlik etmesi... Masada oturmuş, önündeki müsveddeye çizim yapmakta olan Berra'nın dikkatinden kaçabilir miydi?
İki ihtimal vardı; ya Beren'in ilk kez bu kadar derinlemesine hissettiği bu duyguyu tecrübe edişindeki acemilikti onu böyle ele verdiren, ya da Berra kız kardeşindeki değişimi sahiden epey iyi gözlemlemişti. İkinci ihtimal kuvvetliydi de, birincisi ikinciyi daha da kuvvetlendiriyordu sanki. Zira Beren aklına düşen soruları, fikirlerindeki ve hatta hislerindeki ufak değişimleri en başından beri, elinde olmadan sezdirmişti ona.
-Abla... Bu solcular var ya... Solcular... Anarşistler yani... Gerçekten... Çok mu kötüler?
-Nereden çıktı şimdi bu?
-Hiç... Yani, merak ettim.-Kendine solcu arkadaş filan edinmedin, değil mi, Beren?
-Farklı şeyler ne güzel, değil mi abla? Böyle alıştığından farklı... Seni şaşırtan... En son ne zaman bir şeye şaşırdın abla?
-İşte şimdi şaşırdım. Ne bileyim, nasıl soru bu?
-Öyle değil. En son ne zaman ummadığın bir şey gördün birinde? Ihm... Veya bir şeyde... Birinde veya bir şeyde...Sonra o gün yemekte bir yandan haberleri dinlerken, önceki günlerde grev yapan işçilerin greve son verdiğine dair haber üzerine işçiler hakkında, "Ne olacaktı, ölecekler miydi? Böyle yola gelirler işte," diyen babasına pek de yumuşak olmayan, hatta basbayağı dik bir çıkış olarak görülebilecek bir tonda, "Belki taviz veren işçiler değil, yöneticiler olmuştur baba?" deyişi.
-En nihayetinde anlatacaksın, küçük hanım, yokuşa sürme. Hiç öyle göz de devirme... Bak bakayım, ben anlamıyor muyum sende bir hâller olduğunu? Değişmeye başladın sen Beren.
-Büyüyorumdur, abla.
-Elbet büyüyorsun da... Biri mi var, Beren? Dürüst ol bana.
-N-nerden çıkarıyorsun abla? Yok kimse...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nereye Uçar Turnalar?
FanfictionNereye uçar turnalar, nereye gider gökyüzü... Alıp kanatlarına umutlarını geçmişin? Sen yıkıldın altında göğün, yandın küçük bir pervane gibi. Ah, küçük bir pervane gibi... Bir 70'ler hikâyesi. Bu hikâyede, gençliğin ilk heyecanlarıyla tasasızca yaş...