22.BÖLÜM (DÜZENLENDİ)

14.7K 720 115
                                    


**

Gül yaklaşık 2 aydır oğlunun darman duman haline iç çekerek düzelmiş olmasını umarak çaresizce Savaş'ın odasına girdi ve her zamanki gibi içki şişeleriyle kaplı odanın ortasında olan oğlunu görünce titrek bir sesle 

"Savaş oğlum yapma böyle sen karşımda gördüğüm güçsüz adam sen değilsin kendine gel! Benim ve kardeşlerinin sana ihtiyacı var!"

Savaş çökmüş gözlerle annesine bakarak 

"Benimde Duruya kızıma ve yeni doğan oğluma ihtiyacım var anne. 3 ay oldu nefessiz kaldığım 3 ay bu ne demek biliyor musun? Bu her gün yavaş yavaş ölüyorum demek çünkü insan nefes almadan yaşayamaz ve benim gittikçe nefesim tükeniyor!"

Gül oğluna doğru tereddütlü bir adım atarak "Savaş şimdi ayağa kalkıp isminin hakkını vererek aşkın için savaşman lazım ama sen güçsüz bir adam gibi üniversiteyi bıraktın çocuklardan uzaklaştın onlar senden güç bulurken sen onları da güçsüz bırakarak resmen seninle birlikte onları da ölüme sürüklüyorsun"

Savaş annesinin gözlerine bakarak yorgun bir şekilde 

"Sen cidden bu kadar kör müsün anne? Ben o hayatıma girdiği andan itibaren ondan güç alırken gücüm ve nefesim olan o gitti ben ise onun yaratığı anıların içinde sıkışıp kaldım" deyince Gül artık dayanamayıp Savaşa sert bir tokat atarak "Ben seni böyle yetiştirmedim şimdi hemen ayağa kalk Savaş Korel. Baban beni aldatıp başka kadınla yeni bir hayat kurup çocuk bile yaparken ben size sahip çıktım. Sırf siz üzülmeyin diye sustum ben üzülmüyor muyum? Duru benimde kızım gibiydi evimin neşesiydi ama ben baban beni aldattığında bile senin kadar düşmedim ama sen sevdiğin kadını kazana bilirsin Savaş. Aşk her zaman kazanır!" demesiyle Savaş gözleri dolu bir şekilde annesine bakarak 

"Sen babamın yaşadığını biliyor muydun?"

Gül gözünden akan yaşı hızla silerek 

"Biliyordum o benim 25 yıllık kocamdı" deyince Savaş sıkıca annesine sarılarak

"Özür dilerim sana söz veriyorum torunun ve gelinini bulup getireceğim ve mutlu bir hayatımız olacak!"

Gül oğluna uzun zamandan sonra ilk kez sıkıca sarılarak "O zaman ilk önce şu dağılmış tipini düzeltmekle başla bende çocuklara müjdeli haberi vereyim" diyerek mutlulukla odadan çıktı.

***

Aradan 1 ay daha geçmişti lanet olası bir ay! Savaş bu bir ay içinde çocuklara tekrardan zorda olsa güç vererek ayağa kaldırırken Cenkten haber yoktu ve tüm işaretler Cenk'in Duru'nun yanında olduğuna işaret ediyordu. Tüm ekip salonda otururken Savaş gözleri kan çanağı olmuş bir şekilde "Nerede olabilirler sikeyim böyle işi 1 ay daha geçti ama biz bir iz bile bulamadık!" 

Demir çaresizce saçlarını çekiştirerek 

"Ya şu anda aç ya da evsizlerse hadi biri onlara zarar veriyorsa? Ben hiç iyi bir abi değilim onu ne kendimden nede sizden koruyabildim!"

Rüzgar elinde olan telefonu bırakarak "Artık anlayın Duru istemeden onları bulamayız ya da yardım edemeyiz ve o haklı en başından anlatsaydık bir şansımız olurdu!"

"Ne şansından bahsediyorsun lan sen? Bende şans olsaydı Duruyla ilk önce sevgili olur sonra evlenir en sonunda ise istediğim kadar çocuk yaparak mutlu bir hayat geçirirdim ama sikilmiş bir hayatım olduğu için bu imkansızdı" diyerek sinirle odasına çıkan Savaş'ın arkasından bakan  Poyraz çökmüş bir şekilde 

"Böyle şansın ta ebesinden girip dedesinden çıkayım adamı toplayalım derken daha fazla derde batırıyoruz"   

Rüzgar'ın gözlerinde bir bulutlanmayla "Cenk eğer burada olsaydı kesin Poyraz abicim o sana biraz fazla gelmez mi derdi" deyince bir anda hepsi histerik bir kahkaha atmaya başladı... 

BİLİNMEYEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin