26.BÖLÜM (II.PART) (DÜZENLENDİ)

14.1K 659 52
                                    

**

Duru geldikleri yere merakla bakarken Ece halinden memnun bir şekilde gülücükler atıyordu. Savaş arabadan inip Eceyi çocuk koltuğundan alırken Duru da arabadan inerek Savaşa döndü

"Burada ne işimiz var Savaş Korel?"

Savaş kucağında olan Eceyi öpüp Duru'nun elinden tutarak küçük çıtı pıtı eve Duruyu çekiştirmeye başlayarak "Yeni evimiz olmaya aday olan evi görme işimiz var hadi gel benimle" deyince Duru şaşkınca Eve baktı ev fazla büyük olmasa da küçük değildi ama hepsi bu eve sığamazdı. Evden içeri girdiklerinde Duru merakla girişten geçerek kendini açık olan kapıdan içeri attı. Odanın dışarı bakan cam kısmında ki manzaraya bakarak manzaranın güzelliği karşısında nefesini tutarken Savaş çoktan Eceyi kucağından indirmiş evin içinde koşuşturmasına izin vermişti. Savaş Duru'nun arkasından sarılarak boğuk bir sesle

"Beğendin mi çifte belam?"

 "Hemde çok beğendim Savaş. Oturma odasının manzarası bu kadar güzelse üst katta olan odaların manzaraları Allah bilir nasıldır?"

Savaş Duru'nun ensesinden öperek 

"O zaman diğer evlere bakmaya gerek yok bu evi alıyoruz" deyince Duru Savaşın kollarında Savaşın yüzüne doğru dönerek 

"Bu ev çok küçük Savaş! Nasıl sığacağız?"

Savaş yamuk bir gülümseme ile "Bana çok çocuk vermeyi düşündüğünü bilmiyordum güzelim ama merak etme bu eve 7 tane daha bebe sığdırabiliriz" deyince Duru kızarıp Savaşın omuzuna vurarak 

"Sapıklaşma Savaş Korel ya ben çocuktan falan bahsetmiyorum. Hem ortada olmayan evlilik teklifini de kabul ettiğimi sanmıyorum! Uzun lafın kısası Gül abla ve diğerleriyle bu eve sığamayız tabi sen bahçenin açıldığı küçük ormanda arkadaşların olan ayı ve öküzlerle kalacağım diyorsan orası ayrı"

Savaş bir anda Duruyu duvara itip Duruyu kendi ile duvar arasında sıkıştırarak "Burası bizim evimiz olacak Duru diğerlerinin değil sadece sen ben ve çocuklarımızla güzel bir hayata başlamak istiyorum" deyince Duru Savaşın gözlerinin içine baktığında kararlılığını görünce şaşkınca

"Sen ciddisin yani sadece dördümüz yaşayacağız burada öyle mi?"

Savaş Duru'nun dudağına bakıp biraz daha yaklaşarak "Evet ben çok ciddiyim dördümüz ve ilerde ki çocuklarımızla yaşayacağız burada" diyerek Duruyu belinden tutup kendi boyuna yaklaştırarak 

"Dudaklarını böyle öpmek daha kolay olacak" demesiyle Duru'nun dudaklarına yapıştı. Duru düşmemek için kollarını Savaşın boynuna dolarken acemice karşılık vermeye başladı. Savaş fazla ileri gitmeden geri çekilirken Duru gözlerini açmadan kızarmaya başladı. Savaş Duru'nun bu halinden etkilenip kızarmış dudaklarına tekrar bir öpücük kondurup geri çekilerek boğuk bir sesle

"Bu an için o kadar çok bekledim ki... Ama beklediğime değdi. Bir daha olsa bu an için sonsuza kadar olsa bile bekleyebilirim" deyince Duru gözlerini ürkekçe açarak Savaşa bakıp

"Savaş bence artık beni sevdiğini hissettirmek yerine kelimelere dökmelisin hem belki seni affederim ha"

Savaş Duruyla olduğu pozisyonu bozmadan hatta kendini Duruya daha fazla hissettirerek etkileyici bir sesle

"Güzelim ben seni sevmiyorum"  

Duru duyduğu cümle ile yüzünü asarak geri çekilmeye çalışırken Savaş onu durdurarak

"Ben seni sevmiyorum çünkü sana olan duygularımın yanında hafif kalır. Ben seni tapar gibi seviyorum. Bir an öyle gülümsüyorsun ki diyorum ancak Cennet bu kadar güzel olabilir. Sonra bir anda karşımda öyle utanıyorsun ki kendi kendime diyorum ki tamam oğulum sen bittin bir kadın ancak bu kadar melek gibi masum olabilir sen onu hak etmiyorsun! Ama bazen bir anda gözlerimin içine öyle bir şekilde bakıyorsun ki ben kendimden geçerek işte diyorum, işte Savaş Korel ölüyorsun Azrailin karşında ki bu güzel kadın son duanı et. Ve duam ne oluyor biliyor musun? Yine sen, hep sen" diyerek anlını Duru'nun anlına yasladı. Duru duyduklarını hazmetmeye çalışarak gözleri mutluluktan parlar bir şekilde

BİLİNMEYEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin