"Min Yoongi. "
Dudaklarından ismini duymayalı 3 koca gün geçmişti. Sanki o kadar yabancı fakat bir o kadar da birbirlerini tanıyorlarmışçasına kendi ismini fısıldarken sesi titremişti Jungkook'un.
Üç gün boyunca yüzüne bakmamıştı. Kimseyle konuşmaya cesareti yoktu zaten. Jungkook ayrı meseleydi. Onu sadece sahada maç yaparken camdan izleyebiliyordu. Sınıfta arkadaşlarıyla konuşurken beynine kaydettiği frekansını dinliyordu. Yoongi Jungkook'u izliyordu ama bakmıyordu. Baksa göz göze gelirdi. O gözde göreceklerinden korkuyordu.
"Min Yoongi! Benim dersim uyku saati değil, derhal başını sıradan kaldırıp hazırlık sorusunu cevapla! "
Şaşkınlıkla kafasını kaldırıp Jungkook'a bakmadan karşıdaki uzun boylu edebiyat öğretmenine bakıp özür diledi. Ardından çantasından kitabını çıkardı. Herkes onun sayfayı açıp konuşmasını beklerken hangi sayfada olduklarını bilmiyordu. Hani bu sınıfta ders işlenmiyordu?
Beynindeki koku lobunun hemen benimsediği aroma burnuna dolunca nefesini tuttu. Onun kokusunu içine çekip tekrar solumak israf olurdu. Içine hapsetti okyanus kokusunu.
Jungkook oldukları sayfayı açıp parmağıyla cevaplaması gereken soruya bastırıp tekrar yerine geçti.
Soruyu cevapladıktan sonra ders boyunca ilgisini çeken şey şuydu:
Aylaklık eden tüm öğrenciler derse katılıyordu. Hepsi edebiyata karşı ilgili ve heyecanlıydı. Seslerinden anlaşılıyordu. Ve verdikleri cevaplarda baştan savma değildi. Sınıfın anormalliğine şaşırıp, biten dersle kitabını kapattığında kitabın altındaki katlanmış kağıdı görünce sınıftan henüz çıkan Jungkook'a kaydı gözleri. Büyük bir merak eşliğinde açtı kağıdı.
"Seni üzdüğüm için özür dilerim. Düşünmeden konuşup kalbini kırdım.
Yeni baştan başlamaya ne dersin?Bu arada sözlü notumun düzeltilmesiyle turnuvaya katıldım. Için rahat olsun."
Dudaklarında oluşan gülümsemeyi farkedip tüy kadar hafifleyen ruhuyla etrafına baktı. Kimsenin ağına takılmamıştı neyse ki.
Onu özlemişti. Hemen yan sırasında oturmasına rağmen onu özlemişti.
"Bende üzgünüm. Namjoon Hoca benim kuzenim. O yüzden yaşadığım şeyleri ona anlatmakta bir sakınca görmemiştim. "
Kağıdı ikiye katlayıp etrafını kontrol ettikten sonra ajan gibi davranıp kitabı kaldırdığında yine burnuna dolan kokuyla arkasını döndü.
"Sen devam et ben görmemiş gibi yaparım. "
Jungkook'un gülen yüzüyle karşılaşıp içi rahatlarken aynı zamanda da memnun olmaz ifadeyle mızmızlanmaya başladı.
"Sen nasıl dibimde koyarken yakalanmıyorsun da ben sen yokken bile koymayı beceremiyorum. "
Jungkook bilmem dercesine omuzlarını kaldırıp gülümsemeye devam ederken, Yoongi kağıdı kitabın altına koymaktan vazgeçip pır pır atan kalbiyle Jungkook'a uzattı. Elleri kâğıt arasında temas ederken Jungkook kağıdı ellerinin arasında kalacak şekilde kâğıdı almadan Yoongi'nin kemikli elini kavradı.
"Okumadan önce arkadaş mıyız onu söylemen gerekiyor."
Tavşan dişlerini gösterip gülerken kaşlarını da kaldırıp evet de der gibi bakış atıyordu Yoongiye.
Pes edip o da gülümsedi.
"Arkadaşız. "
***
çok uykum var fakat teslim tarihi yaklaştığı için okumam gereken bir kitap var 😭 sizin gününüz nasıl geçti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
can't smile without you | yoonkook
Fanfic⎾tamamlandı⏌ Min Yoongi, epilepsi hastalığı yüzünden bir türlü okul birincisi olamayan bir öğrenciydi. Inek öğrencilerin hastalığından şikayet etmesi üzerine okulun en iyi sınıfından alınarak en haylaz sınıf olan 12-4 'e gönderildi. Jeon Jungkook...