Ruhuyla bedeni sanki birden kırk yıl yaşlanmış gibi bacakları kendisini taşımakta zorlanırken, dans eden kalabalığın arasına karıştı. Gözleri şu an tek sığınabileceği kişi olan Hoseok'u ararken Dj köşesinde onu göremedi. En iyi fikrin buradan çıkıp evine gitmek olduğuna karar verdiğinde Taehyung ve Jimin çifti bir anda dibinde bitti.
Tüm vücutlarıyla saçma ama uyumlu şekilde dans ederlerken "Seokjin'i gördün mü?" diye sormuşlardı kendisine.
Yoongi hissiz bakışlarıyla başını iki yana sallayıp kendi aleminde takılan çiftin yanından ayrılıp montlarının olduğu bölüme gitti. Atkısını da yüzüne sıkıca sardıktan sonra artık dışarıdaki soğuk havayla savaşmak için hazırdı.
Tam dışarıya çıktığında kırmızı beresinin Jungkook da kaldığını farketti. Derin bir nefes bırakıp montunun kapüşonunu başına geçirdi. Bıraktığı nefes duman olup havaya karışırken gittikce hızını arttırıp lapa lapa yağan karın altında evinin yolunu tuttu.
Yalpalayarak attığı adımlar ve yağan kar ile birlikte huzur verici bir sessizliğe sahip ortamda gözyaşlarıyla söylediği şarkıların ardından evinin olduğu sokağa girdiğinde gördüğü manzarayla adımları durdu.
Evin kapısının önünde Namjoon hyungunun gülerek konuştuğu ve daha sonra kolunu omzuna koyarak içeri aldığı genç, arkadaşı Seokjin değil miydi?
Burada ne arıyordu? Onun partide olması gerekiyordu.
Orada ne kadar durduğunu bilmiyordu. Tek bildiği saatler gibi süren dakikaların ardından düşünceleri gibi adımları da yönünü değiştirmişti. Gidecek hiçbir yeri olmadan sokaklarda başıboş yürümeyi mi planlıyordu? Yoksa tekrar o partiye dönmeyi mi? Hiçbir fikri yoktu. Tek yaptığı geldiği yolu tekrar dönüp, karın kapatmak üzere olduğu adım izlerinin üzerine yenisini bırakarak ilerlemek oldu.
"Alo, baba sen misin?"
Ne zaman eli cebine gitmişti de, özlem duyduğu yuvasının numarasını tuşlamıştı hatırlamıyordu. Garipti ama, ne yaptığının farkında olmadan eylemlerini gerçekleştiriyordu.
"Jungkook beni sarhoş etti." Diye düşündü.
"Evet ben baban. Mutlu noeller oğlum. Iyi misin bir sorun yok değil mi? "
Pek de mutlu bir noel değildi açıkçası.
"Mutlu noeller baba. Ben iyiyim. Sen ve annem nasılsınız? "
"Annen tv karşısında uyukluyor şuan. Dur daha tam uykuya dalmamıştır, vereyim de onunla da konuş. "
"Yok ben sonra ararım uyandırma hiç-"
"Yoongi? Oğlum?"
"A-anne" Sesi titreyince birkaç saniye derince yutkunup, annesini endişelendirmemek için sesine yalancı bir neşe kattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
can't smile without you | yoonkook
Fanfic⎾tamamlandı⏌ Min Yoongi, epilepsi hastalığı yüzünden bir türlü okul birincisi olamayan bir öğrenciydi. Inek öğrencilerin hastalığından şikayet etmesi üzerine okulun en iyi sınıfından alınarak en haylaz sınıf olan 12-4 'e gönderildi. Jeon Jungkook...