can't smile without you | yoonkook

c u ğ a r a

Öğle arası yine yemek yiyip maça başlayacaklarında öğretmenleri Seokjin'i çağırmıştı.

Delikanlı, başkan olduğu günlere lanet ederken aynı zamanda arkadaşlarına kendisi gelmeden maça başlamamalarını tembihliyordu.

Öğretmenler odasında sınıfla ilgili birkaç konu hakkında gereksiz yere uzun uzun konuştuktan sonra koşarak arka taraftaki kısa yol olan yangın merdivenine ulaştı. Uzun bacaklarıyla basamakları ikişer üçer inerken bir yandan da bahçedeki gençlerin oyuna başlayıp başlamadığına bakmaya çalıştı.

"Dikkat et, Seokjin!"

Adımını boşluğa attığında dengesini kaybedip merdivenlerden yuvarlanacakken dirseğinden kavrayan ellerle düşmekten kurtuldu. (Y/N: oo klişee)

Koştuğu ve üstüne az önce yaşadığı adrenalin yüzünden nefes nefeseyken kurtarıcısının kim olduğuna baktı. Tam yardımı için ona teşekkür edeceği sırada hala kolunu tutmakta olan ellerin sahibi dengesini kaybedip Seokjin'i de peşinden sürükleyerek birkaç basamak yuvarlandı.

Sakar bedencinin yaptığı işten ne hayır gelirdi ki!

Acıyan poposunu okşarken "Hep senin yüzünden" diye mızmızlandı koca adam.

Seokjin ise hiçbir şey söylemeden ayaklandı.

"Sinir bozucu bir adamım değil mi?"

Namjoon'un konuşmasıyla durup olduğu yerden görünen sahada çoktan oyuna başlamış arkadaşlarını izledi. Geç kalmıştı.

"Zilin çalmasına az kaldı. Gittiğine değmez."

Seokjin sessizliğini korumaya devam ederken basamakların bittiği yerde bacaklarını uzatmış adamın çaprazına oturdu.

Namjoon oturmasını beklemediği için kendisine garip garip bakınca "Ne, istediğin bu değil miydi?" dedi genç olan.

"Belki," daha sonra bıyık altından gülümsedi Namjoon. "Belki de daha fazlası."

Esmer adam eşofmanının cebinden sigara paketini alıp bir dal sigara çıkardı. Dudakları arasında tutuşan sigaradan derin bir nefes çekip dumanını havaya üflerken sınıf başkanı gizliden gizliye onu sigara içerken izleme fırsatını değerlendiriyordu.

"Bilgi yarışmasına katılıyormuşsunuz."

Seokjin gelecek olan bir dalgaya karşı her an tetikte bir şekilde baktı ona. Bakışları keskin ve kalkanı güçlüydü.

Namjoon genç olanın bakışlarıyla gülümsedi. Seokjin'in bu tavrı karşısında incinse de belli etmedi.

"Gerçekten sinir bozucu olmalıyım. Benimle bir kelâm bile etmiyorsun!"

Seokjin dışarıdaki insanları izleyip onu takmıyormuş gibi görünürken aslında işler hiç öyle değildi. Onunla konuşmamasının sebebi kendisine engel olamamaktan korkmasıydı.

Içinde Ona karşı yanlış olan şeyler vardı.

Ona bağlanırdı. Iyi kötü yaşadığı her şeyi ilk ona anlatmak isterdi. Bulundukları durumda bu imkansızdı. Seokjin de canının acımasını baştan engelliyordu işte.

"Pekâla" dedi Namjoon konuşmamakta kararlı olan gence. "Yoongi anlattı planını. Zeki çocuksun. Stratejin güzel. Bu yüzden birlikte çalışmanızda bir sakınca görmüyorum. Fakat Yoongi için en güvenilir ortam kendi evi. Çalışmak için bize gelmeniz gerekiyor. "

Seokjin'in Namjoon ile göz teması kurduğu sayılı anlardandı. Şaşkın suratıyla kendisine bakıyordu. Namjoon bu haline gülümsemeden edemedi. Seokjin onun gülümserken ortaya çıkan gamzelerine düşüp boğulurken çalan zille Namjoon ayaklanıp sigaranın izmaritini ayakları altında söndürdü.

Elleri eşofmanının ceplerinde koridorun kapısına ulaşmışken
Seokjin'in gür sesi onu durdurdu.

"Teşekkür ederim. Az önce olanlar ve yarışma konusundaki desteğiniz için."

Bir süre duraksadı. Tek seferlik kalkanını indirmekten zarar gelmeyeceğini düşündü.

"Ve sinir bozucu değilsiniz, Hocam. Tamam. Aslında birazcık olabilirsiniz ama- "

Daha fazla konuşma. Daha fazla konuşma. Daha fazla konuşmaa!!

Iç sesi beynini ele geçirince delikanlı lafını yarıda kesip oturduğu yerden öğretmeninin uzaklaşan fit vücudunu izledi.

٥ ٥ ٥
merhabaaa!

12-4 ün wp grubunda bir zamanlar büyük bir dalgaya sebep olan bedencinin ifşasını görmeye hazır mısınız?

tabi bize göre ifşayla yakından uzaktan ilgisi yok ama jskgmdkf  esasında böyle bir öğretmendir Namjoon

⇊