Neden yaşıyoruz? Kimsenin cevabını bilmediğini bir soru. Bazıları yakınlarımız için diyebilir, bazıları tutku duyduğumuz şeyler için diyebilir fakat yaşadığını nereden biliyorsun? İlk sorulacak soru budur? Çünkü yaşayıp yaşamadığını bilemezsin, her şeyin bir rüya olup olmadığını insan bilemez, kandırılmadığımız ne malum? Eğer fikirlerinizden şüphe duymaya başladıysanız güzel, çünkü bu kandırılmaya ne kadar açık olduğunuzu gösteriyor.
Descartes de aynı soruları sormuş ve sonunda "Düşünüyorum, öyleyse varım." lafını söylemiştir. Peki düşüncenizin kısıtlandığı bir ortamda yaşıyor sayılır mısınız? Özgürce düşünemezdiğiniz ortam bir diktatör tarafından yönetiliyor olmaz mı?
Ben de düşünüyorum, öyleyse varım. Bunu beynim dışında hiç bir şekilde algılayamam fakat yine de düşünmeye devam edebilir, her ne zamanki biri benim düşüncelerime zincir vurmaya çalışacak olursa varlığım kısıtlanır. Ben bir bütün olarak varım ve bu yüzden düşüncelerim ve fikirlerim başımı belaya sokacak olsa da bunları söylemekten çekiniyorum, bu varlığımın tek kanıtı.
Yanlış olduğunu düşündüğüm bir düşünceyi savunmaktansa hapse girerim daha iyi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiçlik
Non-FictionHepimiz ya da çoğumuz hayatımıza yön verecek yaştayız. Merak edip sorguluyoruz. Sorularımıza cevaplar, tutkularımıza ilişkin fikirler arıyoruz. İşte sorgulayan ve cevap arıyanlardan olarak fikirlerimi paylaşmaya karar verdim. Biraz olsa da ilginizi...