Hayal Kırıklığı

28 3 0
                                    

Ben büyürken annem çok sinirli bir kadındı. En ufak hareketimde bana kızardı ben de bu yüzden ortalarda pek dolaşmazdım. Babam ağladığım zamanlar hariç pek yanımda olmazdı nedeni sanırım onun istediği erkek evlat olamamamdı.

Babamın beni sevmediğini kastetmiyorum. Kastettiğim babamın futbol oyununa ortak olacak, onunla aynı takımı tutup aynı zevklere sahip olacağı bir evlattı. Ben ise bir anarşist gibi karşısına dikilmiştim.

Onlardan asla şikayet etmem onlar beni ben yapanlar ama küçükken çok ağlamışlığım vardır parkta babasıyla oynayan çocukları görüp ya da arkadaşlarım babaları veya anneleri ile oynadıkları oyunları anlatınca boğazıma bir yumru oturdu.

Hele o karne günleri yok muydu? Herkesin anne, babası gelirdi. Sıra bana gelince tüm veliler bana acınası bakışlar atardı. Anne, babalar öğretmenler ile çocuklarının fotoğraflarını çeker ben ise karnemi alıp yerime otururdum. Daha önce bahsetmiştim hayatın nefret için çok kısa olduğundan ama o an bana acıyan o bakışlardan nefret etmiştim. O sıralar 1. sınıftaydım.

O gün aklıma parlak bir fikir gelmişti. Eğer en başarılı, en iyi, mükemmel kişi ben olursam o zaman annemler benimle gurur duyar ve benden utanmadan bahsederlerdi. Çocuklarının başarıyla övünüp karne günüme gelebilirlerdi.

Bunu takip eden yıllarda en uslu, en sakin, oyun oynamayan, en başarılı kişi sınıfta bendim. Azmettim ve her konuda en iyi olmayı istedim yine de kimse karne günümde, ağladığımda, sunum gümlerinde yanımda yoktu.

Not almaya başladık. Takdir, teşekkür belgeleri...

Bazı çocukların ailesi çocuğunun teşekkür almasıyla övündü (kimseyi aşağılamıyor, hor görmüyorum) fakat ben derece almama rağmen kalabalığa dönüp baktığımda bana tanıdık gelen hiçbir yüz yoktu.

Bir anne, babanın isteyebileceği her şeyi yapmıştım. Bir dediklerini iki etmiyor, bir çocuk gibi davranmamaya çalışıyordum ama tüm bu kendi kendime yarattığım baskı, stres patlak verdi ve cilt hastalıklarına yakalandım.

Sonunda boşverdim. Nefretin gereksiz olduğunu öğrendim. Kendimi ve ailemi bu şekilde kabul ettim.

Çoğu olay hakkında bu kadar kafa yormamam gerektiğini farkettim. Bu nedenle insanları hayal kırıklığına uğratmaktan korkmayın, insanların beklentileri için kendinizi yıpratmanıza değmez.








Öncelikle bunu yazarken bana acımanız yada benzeri bir beklentim yok. Sadece paylaşmak istedim. Biliyorum ki bahsettigim konular, akığım gözyaşları birini kaybetmenin veya aklıma gelmeyen bir sürü şeyin acısıyla boy ölçüşemez bile. Bunun farkındayım ama böyle acılar yaşayan kişileri anladığımı söylersem yalan söylemiş olurum ve yalan kötüdür (bu gerçekten gereksiz bir şakaydı). Her neyse bu konu hakkında kötü yorum görmek istemiyorum sadece paylaşmak istemiştim. Konudan biraz koptum fakat hatamı mahsur görün.

HiçlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin