Bu bölüm soğuk espriler konusunda sınır tanımayan biricik bebekim Lale'ye geliyooorr. Evet, seni seviyorum <3
İyi okumalar kedicikler!
“Siz iyi misiniz?” dedi kampın görevlisi. Uzun süredir yanımdaydı ve açıkçası artık gitmesini istiyordum.
Ağzımdaki iğrenç tadı gidermek için daha fazla su içtim, “iyiyim,” dedim yüzümü buruşturarak. “midem bozuldu galiba.”
“Şu an kahvaltı veriliyor, isterseniz bir şeyler yiyin.”
“Sanırım öyle yapacağım,” dedim yarım yamalak bir gülümsemeyle.
Kadının yanından ayrılıp masaların olduğu yere doğru yürüdüm. Kamptaki insanlar barışçıl bir ortamda kahvaltı ediyorlar gibiydi.
Daniel’ın yanı boştu, bu yüzden gidip oraya oturdum.
“Afiyet olsun,” dedim kulağına doğru.
“Sen iyi misin?” dedi yüzüme bakarak, “rengin atmış gibi.”
Evet. Çünkü daha demin senin öldüğünü sandım. “Çok iyiyim.”
“Ne hakkında konuşmaya gittin?” dedi kahvaltısını etmeye devam ederken.
Bunu bilmek ister miydi, emin değildim. Çünkü onu tanıdığım süre boyunca hayatının tehlikede olduğunu duyunca kabuğuna çekiliyordu. “Sence bu kampı terk edebilir misin?”
“İmkânsız,” dedi beklediğim tepkiyi vererek. “Eğer girdiğim gibi çıkarsam manşetlere konu olurum.”
“Tahmin ediyordum,” dedim umutsuzlukla. O yaşıyor olabilirdi ama burada, tehlikede olduğunu hiçbir şey değiştirmiyordu. Çatalımı elime aldım ve tabağımdaki birkaç peyniri yemeye çalıştım.
“Neler oluyor?” diye sordu rahatsızca kıpırdanarak.
Gözlerine baktım. Aslında çok güzel gözleri vardı. Bazen yeşil gibi görünüyordu, bazen o kadar kararıyordu ki kahverengi ile karıştırıyordunuz. Ela demeye karar vermiştim. Ayrıca bakışlarındaki sıcaklık irademi yok edip aklımdan geçen her şeyi söylemeye itiyordu. Belki de gözleri bana başka birini hatırlatıyordu.
“Önemli bir şey değil. Bilirsin ya, sadece sıkıldım,” yalancılıkta çok iyi olduğumu fark ederek omuz silktim. Ona söylemek istemiyordum, biraz iyi vakit geçirmeyi hak ediyordu.
“Sen sıkılır mıydın?” dedi alayla, “herhangi bir duygu yaşayabildiğini sanmıyordum.”
“Nasıl yani?” dedim anlamaya çalışırken.
“Fazlaca robot gibisin. Hiçbir şeye üzüldüğünü ya da aşırı mutlu olduğunu görmedim,” dedi yüzüme bakarak, “güldüğünü ilk defa burada gördüm.”
Bir daha güldüm ama bu biraz alaycıydı, “bu yeterli mi?”
“İçten değildi,” dedi oyun oynarmış gibi.
Kendime engel olamayıp güldüğüm de zaten içten güldüğümü anladım, aslında gülmeyi severdim ama bunu yapabileceğim bir ortamım hiç olmamıştı.
İnsanlar bebeklikten itibaren ailesine gülümserdi, sonra sevdiği kişilere, arkadaşlarına, öğretmenlerine, sevdiği erkeklere, tatlı bulduğu şeylere, komik bulduğu şeylere… Ben hayata tutunmaya çabalarken hangisini yapacak vaktim olmuştu ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Kedi
Action[Acemi Casus karakterlerinden Chery'nin hikayesidir] Chery, Amy'nin kurtulması için diğer ajanları sahte bir görev üzerinde göstermiştir. Bu başarılı olmuş, Amy kurtulmuştur. Her şey düzene girdi sanılırken, Aylar sonra... Chery'nin evrakta sahtecil...