Bölüm 16 / Tanık Koruma Programı

1.6K 211 106
                                    

Size kıyamadım ve oyları umursamadan yeni bölüm ekledim! Ayrıca yeni hikayem DÜŞÜŞ de yayınlandı, profilimden bulabilirsiniz.

Bölüm şarkısı, Maroon 5 – It Was Always You.

İyi okumalar!

 

Gülümse.

Hayır, gülümseme. Aptal gibi görünüyorsun.

Ciddi ol. Her zaman yaptığın gibi.

Ben, aynıydım. Her zamanki gibiydim. Sıkı kotumu giydim, üzerimdeki her şey gibi siyah olan tişörtümü geçirdim ve saçlarımı topladım. Kirpiklerime maskara sürdüm, daha fazla makyaj yapmadım. İhtiyacım da yoktu zaten.

Dağılmış falan değildim, ağlamış hiç değildim, tek düşündüğüm görevimdi.

Kendimi hiç olmadığım kadar normal hissediyordum.

Bugün, büyük gündü. O saldırıdan sonra iyileştiğim doktor tarafından kesin olarak tasdik edilmişti. Bay Atlas cephesinden herhangi olumsuz bir karar gelmediği için de devam ediyordum. Bu sabah, CIA binasında toplantı olacaktı. Örgüt dosyasında çalışan tüm ekiple bir durum değerlendirmesi yapılacaktı ve ben de davet edilmiştim. Zihnimdeki tek şey o aptal Kara Kedi dosyasıydı.

Meslek hayatımda hiçbir zaman geç kalmamıştım, bu rekorumu lekelememek için saatime baktım, oraya neredeyse iki saat önce gidecektim. Silahımı ve çantamı alıp, evimden çıktım. Sabah güneşi birden gözlerimi kamaştırınca alışmayı beklemek zorunda kaldım. Neredeyse iki hafta boyunca vampir gibi kalın perdelerimi çekerek uyumuştum, aniden güneşe çıkmak beni afallatmıştı.

Güneş ışığına alıştıktan sonra park ettiğim arabama doğru yürüdüm, başka bir şey düşünmüyordum. Kesinlikle başka bir şey düşünmüyordum.

Arabam bindim, çantamı yan koltuğa attım ve radyoyu açtım. Arabamın içine It Was Always You melodileri dolmaya başladığında gözlerimi devirdim, ne biçim şarkıydı bu?

Hayır, düşünmek yok.

Arabayı sürmeye başladım. Aslında düşündüğüm şey Daniel değildi, çok daha eski, çok daha trajik ve beynimin en arka köşelerine tıktığım anılarımdı.

Bu sefer gece uyurken kulaklarımı tırmalayan o kurşun sesini duymuştum. O kurşun sadece annemi değil, beni de parçalamıştı. Benliğimi, düşüncelerimi, davranışlarımı, küçüklük anılarımı ve diğer her şeyi.

Zamanla azalmıştı. Artık eskisi gibi acıtmıyordu ama asla gitmeyeceğini de biliyordum. En çok acı veren şeylerden biri de, sıradan anılarımı hatırlamak yerine bunu çok net hatırlamamdı. Aslında nedenini de biliyordum; beynimizdeki hafıza merkezinin bazı anıları yıllar geçmesine rağmen hatırlamasının nedeni duygulardı. Üç hafta önce ne yediğinizi unutabilirdiniz, ama duygularla harmanlanmış bir anınızı asla unutmazdınız.

Küçük kız dağılmış evin içinde öylece duruyordu. Yerlerde kan vardı, babası götürülmüştü. Annesini göremiyordu. Evlerinin içinde yabancı insanlar dolaşıyordu. Onu önemsemiyor, çarparak geçiyorlardı.

Ama bir kadın yanında durdu ve elini omzuna koydu. “Merhaba güzel kız. Senin adın ne?”

Küçük kız minik burnunu çekti, “Charlotte. Ama annem bana Chery der.”

Kadın gülümsemeyi sürdürdü, “Memnun oldum Chery. Benim adım da Melissa.”

“Sen kimsin?” dedi küçük kız merakla, “evimdekiler kim? Annem nerede? O ses neydi?”

Kara KediHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin