Luhan- Catch Me When I FallBirkaç gün sonra çalışma saati bittiğinde tekrar aynı basamaklardan indi ve kampüste yürümeye başladı. Bir otobüse binip eve gidecekti. Güne dair her hangi bir planı yoktu. Sadece.. bütün gün boyunca derslere girmiş ve Jimin'le mesajlaşmıştı. Kütüphanede çalışırken birçok şeyi aksattığını fark etmişti ama bu o an umrunda değildi.
Elinde birkaç kitap vardı. Yanına çanta alacak kadar büyük gözükmemişlerdi gözüne.
"Hey! Ucube!"
Biri bağırınca durdu. Kapüşonu yüzünden karşısı dışında başka bir yeri göremiyordu ama bu hakaretin kendisine olduğunun farkındaydı. Öyle hissediyordu.
"Uzaylı!" diye tısladı başka bir ses.
Taehyung'un Jimin ve onun diğer 5 arkadaşı dışında tanıdığı yoktu. Kendi bölümünde her gün gördüğü yüzleri bile tanımıyordu. Ama bu sesler o beş kişiden veya Jimin'den gelmiyordu. Yavaşça arkasına döndü.
"Beni hatırladın mı?" dedi sağda duran adam.
Taehyung hafifçe gülümsedi ve duruşunu dikleştirdi.
"Hatırlamam mı gerekiyordu?" dedi sakince. Ortalığın gergin olduğunun farkındaydı.
"Şu partide Park Jimin'i dövmüştüm."
Taehyung'un gülümsemesi genişledi. "Benden dayak yiyen adam," dedi gülerek. "En son hatırladığıma göre yerde ölü gibi yatıyordun?" Jimin'le ilgili kötü bir şey söyleyeceğini düşündü Taehyung ve hazırlıklı beklemeye başladı. Kimse elbette arkadaşının arkasından kötü bir şekilde konuşamazdı.
"Park Jimin demişken," dedi adam ve güldü. Taehyung'un söylediklerini görmezden gelmeye kararlıydı anlaşılan. "İkiniz de midemi bulandırıyorsunuz. Söylesene, sen mi onu beceriyorsun yoksa o mu seni beceriyor?"
Taehyung duyduklarıyla bir adım geriledi. Çoktan sıktığı yumrukları gevşemişti. Bunu beklemediği açıktı.
Kitaplarını yere attı kendini toparladığında ve adama ilerleyip onun yakasına yapıştı. "Ne diyorsun?!" diye bağırdı öfkeyle. "Tekrar et! Nereden böyle bir izlenime kapıldığını da söyle!"
Adamın arkadaşı onu göğsünden itince Taehyung sendeledi ama çok öfkeliydi. Tek istediği bir şeyleri kırmaktı. Kafasından alev çıkıyormuş gibi hissediyordu.
Adam kaşlarını çattı. "Kimden olacak?" dedi öfkeyle. "Park Jimin!" diye bağırdı. "Herkese seni nasıl-"
Taehyung devamını dinlemeden adamın karnına bir tekme attı ve onu yere düşürdü. Ardından da koşmaya başladı.
*
Kampüsün içinde koşturmaya devam etti. Çok öfkeliydi ve telefonu aklına bile gelmemişti. Tek planladığı Jimin'i bulmaktı. Sonrasında öfkesini ona yöneltmeyi planlıyordu.
Uzakta gördüğü Jungkook'un yanına koştu ve ardından onun montunun yakasını tuttu. Çocuk afallamıştı.
"Jimin nerede?!" diye bağırdı öfkeyle.
Jungkook anlamamış gibi ona bakınca, Taehyung Jungkook'u sarstı.
"Bana Jimin'in yerini söyle!"
"Hyung.. sakinleşmelisin."
Taehyung onu bırakıp derin bir nefes aldı. Evet, planı Jungkook'u dövmek değildi. Enerjisini onun üzerinde harcamamalıydı. Öfkesi ona değildi.
"Onun nerede olduğunu biliyor musun?" dedi sakince.
"Biliyorum ama sana söylemek konusunda-"