3| özel şoför

5K 513 233
                                    

Sistar-Lonely

Jimin onun eline baktı bir süre ama ardından tuttu. Taehyung elini sıkıca tutup onu yukarı çekti. Jimin sendelediğinde onun kolunun altına girdi. Çevresindeki insanların kendisini haklı çıkarışı ilk defa hoşuna gitmemişti. Çıkarcı insanlardan da nefret ediyordu. Ne kadar nefret dolu olduğunu fark etti o an. Dünyadaki hiçbir şeye karşı sevgi kırıntısı beslemediğini. Bunu artık sorun etmiyordu.

Ona yardım ediyor oluşunun nedenini bilmiyordu. Haline acıdığı için falan değildi. Onun için üzülmemişti bile. Sadece... Jimin'in yediği her yumrukla, kendi içindeki öfkenin dineceğini ummuştu ama olmadı. İçindeki öfke hafiflemedi. O kavganın tek sonucu dağılmış iki surat ve karışmış bir partiydi sadece.

"Partilemeye mi gelmiştin?" dedi Jimin kısık sesle. Taehyung alayla gülerken onu çıkışa doğru sürüklüyordu.

"Organizasyon şirketinde çalışıyorum. Bilirsin, bazılarımız kazanmak için çalışmak zorunda," diye mırıldandı.

Salondan çıktıklarında soğuk hava onları bekliyordu. Gece karanlık ve soğuktu. Taehyung gibi. O böyle havalara yabancı değildi. Hatta bir tanıdıkmış gibi, kendini daha rahat hissediyordu. Hafifçe gülümsedi.

"Neden bunu yapıyorsun?" dedi Jimin, Taehyung onu bir banka oturttuğunda. Taehyung ayakta, karşısında durdu. Jimin üzerindeki ince gömlekle üşüyormuş gibi iki büklümdü. Taehyung bunu umursamadı.

"Seni ben döveceğim. Sağlam olman gerek," diye homurdandı.

Jimin ellerini ovuşturdu ve burnunu çekti. Suratı kan içindeydi ama o yediği dayak hakkında mızmızlanmıyordu bile. Taehyung ondan şikayet etmesini falan beklemişti. "Neden ona vurmadın?" dedi bir anda. Jimin ona anlamamış gibi bakınca derin bir nefes aldı. "Sen daha avantajlıydın ama durdun. Neden?" dedi daha açık bir şekilde.

Jimin kanlı dişlerini göstererek güldü. Bunu beklemiyordu çünkü Taehyung'u hiçbir şeyle ilgilenmeyen biri olarak biliyordu. "Neden kavga ettiğimizi sormak yerine bununla mı ilgileniyorsun?"

"Neden dayak yediğin beni ilgilendirmiyor," Taehyung söylendi ve ardından gözlerini boşluğa dikti.

"Kavga etmenin bana kazandıracağı bir şey yoktu. Bir anlamı yok yani."

"Kendini de savunmayacak mısın?" Taehyung hayretle ona sordu. Korktuğunu duymayı falan bekliyordu, bunu değil.

"Elbette savunurum ama dikkatim dağılmıştı. Senin söylediklerini düşünüyordum."

Taehyung duraksadı. Birbirlerinin hayatında yer edinmiyorlardı. İkisi de boş zamanlarında birbirlerini düşünmüyorlardı ama o çocuk bunları düşünecek o vakti mi bulmuştu yani?

Taehyung iç çekti ve ayağıyla hafifçe onun ayağına vurdu. "Ceketin nerede?"

Jimin beklentiyle ona bakarken bunu sormak zorunda hissetmişti kendini. Jimin masum küçük bir çocuk gibi gülümsedi. "İçeride," dedi yavaşça. "Arkadaşlarla oturduğum yerde. Koyu yeşil." Taehyung başını salladı ve isteksiz bir şekilde üzerindeki ceketi çıkarıp ona uzattı.

"Al. Yavru kedi gibi titremen sinirlerimi bozuyor."

Jimin montu aldı ve üzerine geçirdi. Taehyung'un böyle davranacağını aklının ucundan dahi geçirmezdi. Ama şimdi, o sinir bozucu çocuk, Jimin'e ceketini dahi vermişti.

Taehyung arkasına döndü ve hızlı adımlarla salona tekrar yürüdü. Üzerinde kalın ve onu sıcak tutan bir ceket varken soğuk hakkında atıp tutmak kolaydı tabii! Hava çok soğuktu. Donuyordu.

Wings of Freedom |vmin| ✓  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin