20| artık biz...

3.9K 409 64
                                    

The Fray- Look After You

Boynundaki atkıyı düzeltip ellerini cebine koydu ve sabırsızca ayağıyla ritim tutmaya başladı. Dünün üzerine Taehyung ona hiç mesaj atmamıştı ve gece bu Jimin'i paranoyaklığıyla baş başa bırakmıştı. Dünkü hamlesinin biraz tehlikeli olduğunu biliyordu. İkisi de daha önce hiçbir erkekle birlikte olmamıştı bu konuda bir tecrübeleri yoktu ama Jimin'in aksine, Taehyung bundan hoşlanmamış olabilir miydi? Bilmiyordu ve bu onu korkutuyordu. Dün kötü bir şey söylememişti ama yine de gergindi. Eve gidince hisleri değişmiş miydi? Hadi ya Jimin'i artık sevmediğine karar verdiyse?

Bu gerginlik canını sıkmaya başladığında derin bir iç çekti. Onu görmek istiyordu. Bir an önce.

"Kimi bekliyorsun?"

Yanına gelen Hoseok dikkatinin dağılmasına neden oldu. Omzunda yine spor çantası vardı ve yine gülümsüyordu.

"Taehyung'u," dedi tereddütle. Hala onların bu olaya bakış açısını bilmediğinden onların yanında bu konuyu rahatça konuşabilir miydi bilmiyordu.

Hoseok yanaklarını şişirdi ve kaşlarını kaldırdı. "Ben onu gördüm," dedi bir süre sonra.

"Ne? Nerede?"

Okula geldiyse en azından bir haber vermeliydi.

"Kütüphaneye giriyordu. Ona selam verecektim ama iyi görünmüyordu, o yüzden.." dedikten sonra iki elini yanlarına açtı. Jimin derin bir nefes aldı. Taehyung kaçacak mıydı yoksa başka bir şey mi olmuştu? Bunu bilmiyordu. Yine de... endişelenmeden duramadı.

"Hadi git," dedi Hoseok. Jimin anlamamış gibi ona bakınca güldü. "Gitsene," dedi ve onu omzundan itti.

Jimin gülümsedi ve hızlı adımlarla yürümeye başladı. Kütüphaneye uzak sayılmazdı. Taehyung neden onun yanına gelmemişti? Neden haber vermemişti? Onu yalnız bırakması gerekir miydi, bilmiyordu. Belki de yanına gitmemeliydi. Eğer o gelmediyse bir nedeni olmalıydı, değil mi?

Ayakları geriye hareket edeceği sırada kütüphanenin önünde durduğunu fark etti. Başını iki yana salladı ve ileriye doğru bir adım attı. Taehyung kaçmak istese de bu bir şeyi değiştirmezdi. Jimin onu görmek istiyordu.

İçeriye girdiğinde onu aramadan direkt üst kata çıktı. Onu burada bulacağını tahmin ediyordu. Rafların arasında kitap okurken bulacak gibi. Öyle de oldu. İki kitaplığın arasında, yerde bağdaş kurmuş bir şekilde oturuyordu. Elinde kalın bir kitap vardı. Henüz Jimin'i fark etmediğinden Jimin gülümseyerek ilerledi ve karşısına oturup bağdaş kurdu. Yüzünü dikkatle incelediği sırada kaşları çatıldı. Orada, dün olmayan bir iz vardı.

"Tae?" dedi kısık sesle. Taehyung ona dönmeden kitabı kapattı ve derin bir nefes aldı. Jimin tereddütle uzanıp onun çenesine koydu elini ve yüzünü kaldırdı. Elmacık kemiğinin üzerindeki kesiği ve dikişleri fark etmemek için kör olmak falan gerekirdi ve dün Jimin onun yüzünün her bir noktasını öperken o kesiğin orada olmadığına yemin edebilirdi. "Ne oldu?" dedi yumuşak bir sesle. Ne olduğunu tahmin edemiyordu.

Taehyung dudaklarını birbirine bastırdıktan sonra onun gözlerine baktı.

"Önemli bir şey değil. Sadece... kavga ettim."

Jimin, onun hala hiçbir şey söylemiyor olmasından memnun değildi. Sevdiği halde güvenmiyor muydu ona? Bir şey saklamaması gerekirdi.

"Neden beni aramadın?" dedi konuyu değiştirmek adına. Taehyung bahsetmek istemiyorsa onu zorlayamazdı. Hem şu an şefkate ihtiyacı var gibi görünüyordu.

"Uyuduğunu düşünmüştüm. Sonuçta yorgundun," deyince, Jimin gülümsedi. Herhangi bir kötü düşüncenin olmaması iyiydi. Uzandı ve onun gözünün altındaki dikişlerin üzerine koydu dudaklarını. Belli belirsiz bir temastı onun canının yanmasını istemediğinden. Sadece, bitkin ve yorgun görünen Taehyung'u öpmek istiyordu. Üstelik dün geceden sonra bu konudaki isteği gittikçe artmaya başlamıştı.

Wings of Freedom |vmin| ✓  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin