13.Bölüm

110 16 13
                                    


"Bu ses neydi? Bu ses Ozan'dı..."

Gün ışığım Kezban'ın da aydınlattığı üzere iş arkadaşım, çocukluk arkadaşım, ayağını ezdiğim Gereksiz'in sesiydi bu.

"Bana haber vermeden mekana gelmek falan... Ayıp olmuyor mu?"

Benim şaşkın bakışlarımı Alper tercüme etti.

"Oğlum senin ne işin var burada?"
"Hiç, buralardan geçiyordum; sizi görünce bi' geleyim dedim. Öcü görmüş gibi bembeyaz oldunuz. Hayırdır?"

"Evettir o, hayır olsa duramazsın."

Bu esprinin üzerine yüzümü hızla masaya gömüyorum.

"Konuyu saptıracağım diye çıtayı bu kadar da aşağı çekme be reis.." dedi Ozan.
Ben kafamı masadan kaldırırken Alper'in yanına geçip kolunu omzuna attı.

"Yoksa ben yanlış bir zamanda mı geldim? Randevunuzu mu böldüm?"

Kaşlarımı kaldırıp Alper'in yanıtlamasını bekledim.

"Yani, oturuyorduk öyle." diyip bozuntuya vermemek için gülümsedi.

Ozan tek kaşını kaldırıp imayla kafa sallarken bir bana, bir Alper'e bakıp duruyordu.

Birden kafenin öbür ucundaki kızlara gözüm takıldı. İkisi de bizim masayı gözetliyorlardı. İlgilendiklerinin Alper olduğu aşikardı. Zaten Ozan'ı kim keser ki?

"Atma ziya."

"Makas," Farkında olmadan kendi kendime mırıldanıyordum ki masadakiler tuhaf bakan gözlerini bana dikti.

Ben: Deli olduğumu belli etmemeliyim.

Yine ben:

Hala Alper ve Ozan'a bakarak sırıtan kızları izliyordum. Bakmak bedava ne de olsa, bakın bakın durun! Paçozlar sizi!

Millete paçoz deyince gözüm üstümdekilere kaydı.

"Şu hâle bak!"

Karşımdaki ikili bana uzaylıymışım gibi bakmaya devam ediyordu. Şu an, şu durumda olan onlar olsa ben de öyle bakardım. Birdenbire anormal tepkiler vermeye başlamıştım.

"Ece, yok mu bi' psikolojik destek almamız?" dedi bakışlarıyla bana tuhaf bir canlı muamelesi yapan Alper.

Ben kendi içimde, kendimle savaşıyorum şu an!

"Yok bi' psikolojik destek almamız. Aklımda başka bir şey vardı, onu sesli düşünüvermişim işte."

Yok yok, der gibi salladı kafasını.

"Bir alamettir geldi bu kıza. Hoşt de Ece, Fatiha oku!"

Konunun kapanmasını ümit ederek göz devirdim.

Birkaç dakika sonra gözlerim yine kızların masasını buldu.

Gözlerimi kısıp onları süzmeseydim benim açımdan her şey güzel ilerleyebilirdi. Ozan da bu anı bekliyormuş sanki, ne olur iki dakika sussan?

"Nereye bakıyorsun sen?" dedi ve ikisi de aynı anda sağa döndüler.

"Hiç, şu çocuğa bakıyordum. Çok sempatik!"

"Yalnız Ece, orada erkek yok. Ama iki tane çok güzel kız var!" diye mırıldandı Alper.

Kızlar önce bizim masaya, sonrabirbirlerine uzun uzun baktı. Gözümü karşımdaki ikiliye çevirdiğimde...

"E yuh artık! Böyle bir kesişme olamaz!"

İkisi de hızlıca kafalarını önlerine çevirince kızlar bu kez bana bakmaya başladı.

ARABAMDAKİ YABANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin