and july ❅ vsoo ✓

3 ☆ Her şeyin başladığı o sabah

Taeyeon - Fine

3.Bölüm: Her şeyin başladığı o sabah

"Temmuzun ortasında, yakıcı bir sıcakta, kahvaltıdan sonra dondurma yemekten daha güzel bir şey varsa; o da bedava dondurma yemektir." dedi Jungkook dondurmasını keyifle yerken.

Taehyung ile bir iddiaya girmişlerdi ve kazanan Jungkook olmuştu. Doğrusu Taehyung, Jungkook martı taklidi yaparak sahilde dolaştığında, martılarla arkadaş olabileceğini düşünmemişti.

"Herkes beni sever," dedi Jungkook. "Anlıyor musun?"

Kafasını onaylamaz biçimde iki yana salladı Taehyung. "Gitmeliyim. Sen de eve git."

"Gidiyor musun?" diyer üzgünce Taehyung'a baktı Jungkook. "Tamam aşkım ama vardığında mutlaka ara, tamam mı?"

"Jungkook!" dedi Taehyung etrafı süzerken. "Bana öyle seslenme demedim mi sana, herkes yanlış anlıyor."

Jungkook büyük bir kahkaha attı. Herkesin ortasında Taehyung'a 'aşkım', 'hayatım' gibi sözcükler kullanarak, insanların onları yanlış anlamasını sağlıyordu. Kendisi insanların ne düşündüğünü umursayacak türden biri değildi ama Taehyung umursuyordu. Ve Taehyung'u sinirlendirmek, Jungkook'un en büyük hobisiydi.

Taehyung, Jungkook ile kısaca vedalaşıp, caddenin karşısına geçmişti. Tam da o sırada yanında duran bir kız, kendini yola, arabanın önüne atmıştı. Taehyung ise reflekslerinin güçlü olmasına şükrederek, kızı arabanın önünden kurtarmış kendine çekmişti. Genç kız artık Taehyung'un kollarının arasındaydı. Şaşkınca Taehyung'a bakıyordu ama gözlerinde parıltılar vardı. Taehyung, onu tanıdığını fark etti. Geçen gün Yoongi'nin yanında gördüğü kızlardan biriydi. İsmi neydi, diye düşündü Taehyung. Jisoo?

"İyi misin?" diye sordu Taehyung, hala kendisine şaşkınca bakan kıza.

"Evet, iyiyim." dedi ve yutkundu Jisoo. "Beni kurtardın, sana nasıl teşekkür etmeliyim bilmiyorum."

"Önemi yok. Daha dikkatli olmalısın."

Jisoo güzel bir gülümseme sunarak, Taehyung'un kollarının arasından ayrıldı.

"Bir gün borcumu ödeyeceğim."

Daha sonra utangaç bir tavırla arkasını dönmüş ve koşar adım uzaklaşmıştı. Taehyung olanlara anlam veremeyerek kaşlarını çattı ve daha sonra iş yerine ilerlemek üzerine sağ tarafa döndü. Fakat, Jungkook'un yüzünü aniden görmesiyle bir kedi gibi geriye sıçramasına engel olamamıştı.

"Ne yapıyorsun be?" dedi sinirle Taehyung. Jungkook gözlerini pörtletmiş bir şekilde Taehyung'a bakıyordu.

"O Jisoo muydu?"

"Evet."

"Onu arabanın önünden mi kurtardın?"

"Evet."

"Olamaz! Taehyung sen iyi misin, ha? Ya kız uzaylıysa ve kendisini kurtaran kişilerin beynini yiyorsa?"

"Jungkook," diyerek ofladı Taehyung. Bu çocukla nasıl arkadaş olduğunu düşünüyordu. "Çok fazla çizgi roman okuyorsun."

"Yine de Yoongi Hyung'a yakın olan insanlara güvenmemelisin Taehyung."

"Jungkook sana bunu söylemekten cidden bıktım ama, farkında mısın Yoongi Hyung senin abin."

"Ben istisnayım," diyerek güldü Jungkook. "Ben onların içine düşmüş bir melek gibiyim."

"Keşke kafalarına düşseydin de hepinizden kurtulsaydım."