Medya; Seafret - Heartless
26 - Bir fırtına bulutu gibi
Bazen bir şeyler, sizi, ben bunu asla yapmam dediğiniz olayların içine düşüverir. Jisoo'nun yaşadığı buydu. Bir fırtına bulutu gibiydi. Rüzgar onu süreklemişti. Ordan oraya savrulmuştu. Nerede olduğunu, nerede olması gerektiğini hiç kestirememiş ve bunu hiç kontrol edememişti. Sonundaysa, yağmurlarını en değer verdiği kişinin üzerine akıtmıştı; Min Yoongi.
"Jisoo olduğuna emin misin?" dedi Hoseok. Yoongi ile beraber üniversitenin kocaman bahçesindeki boş banklardan birine oturmuşlardı. Yoongi saçlarını dağıtmış, dirseklerini dizlerine yaslayarak derin bir iç çekmişti.
"Büyük ihtimalle o. Aklıma başka bir şey gelmiyor." Lisa mesaj atarak Jungkook'u bulduğunu fakat biraz daha zamana ihtiyacı olduğunu söylediğinde, diğerleri dağılmış ve kendi sınıflarına ya da evlerine gitmişlerdi. Yoongi, başta Jungkook'un yanına gitme konusunda ısrar etse de sonradan ikna olmuştu.
"Onunla kavga ettik." diye devam etti Yoongi. "Söylememem gereken şeyler söyledim. İlk defa böyle ciddi bir kavgaydı."
Hoseok dudaklarını birbirine bastırmış ve en yakın arkadaşının omzunu patpatlamıştı. "Şimdi, Jisoo'nun yanına mı gideceksin?"
"Gideceğim ama önce yapmam gereken başka bir şey var."
***
"Rose."
Rose, Jungkook'un bulunmasıyla ilgili mesajı aldıktan hemen sonra Jennie ile vedalaşmış ve dersi bittiği için eve gitmeye karar vermişti. Fakat, daha okul bahçesinden çıkmadan Jimin'in sesi genç kızı durdurmuştu.
"Ne istiyorsun?" dedi sinirle arkasını dönerken. Jimin, son zamanlarda yani son bir yılda Rose'yi ne zaman görse ya eğlenmek için bir şeyler söyler ya da geçmişten bahsederek Rose'nin canını yakardı. Dudaklarından hiç indirmediği alaycı gülüşü, Jimin'in en büyük maskesiydi. Sorun şuydu ki, Jimin bu maskeyi bir saniye bile çıkarmıyordu. Ama tam da şu an Rose'nin karşısında çok ciddi bir Jimin vardı. Dalga geçmiyordu, gülümsemiyordu. Rose kaşlarını çattı. "Ne oluyor?"
Jimin parmakları arasında sıkıca tuttuğu defteri Rose'ye uzattı. "Bu sana ait değil mi?"
Rose şaşkınlıkla bir Jimin'e bir de deftere bakmıştı. "Sen bunu nasıl-"
"Arabamda düşürmüşsün. Ben de içine baktım."
Rose gözlerini yumup derin bir nefes aldı ve yalnızca bir saniye sonra Jimin'in elindeki defteri sertçe aldı. "Neden senin olmayan eşyaları karıştırıyorsun?"
"Benim olmayan mı?" dedi Jimin, Rose komik bir şey söylemiş gibi gülerken. Yine de bunun sahte bir gülüş olduğu ortadaydı. Sonra, yeniden ciddileşti. "Her sayfasında benim çizimlerim var."
"Eski bir defter." dedi Rose zorlukla. Arkasını dönüp gitmek istemişti ama Jimin onu yeniden durdurdu.
"Hala beni seviyor musun gerçekten?"
***
"Yoongi," dedi Jennie. "Dur artık! Nereye gidiyoruz?"
Yoongi Hoseok'un yanından ayrılır ayrılmaz Jennie'ye bulmuş ve genç kızı zorla arabasına bindirmişti. Jennie olabilirmiş gibi daha da fazla sinirlenmişti. Şimdi, kapılar kilitliydi ve Jennie Yoongi'nin yanındaki yolcu koltuğuna oturmuş, Yoongiden bir cevap bekliyordu.
"Her şeyi çözmeye." dedi Yoongi. Jennie'nin kaşları daha da çatıldı ama susmayı seçip camdan dışarıyı izledi.
Beş dakika kadar sonra araba durduğunda ve kapıların kilitleri açıldığında Jennie hemen dışarıya çıkmıştı. Bir mezarlığın ön tarafındaki park alanında durmuşlardı. "Bu taraftan." dedi Yoongi. Jennie sessizliğini koruyarak Yoongi'nin peşinden ilerledi. Neler olacağını merak ediyordu. Büyük, mermer taşlarla döşenmiş merdivenlerden çıktılar ve binaya girdiler. Ayak sesleri koridorda yankılanırken bir süre öylece yürüdüler ardındansa salon gibi bir odaya girdiler. Bir vitrin gibi boydan boya camla kaplanmış rafların birinde durduklarında Jennie istemsizce camın üzerine yapıştırılmış etiketi okudu. 'Kim Sooyoung' Genç kıza ayrılmış raflarda, kocaman ve kapalı bir vazo - muhtemelen içinde külleri saklıydı - ve arkadaşlarıyla birlikte olduğu ya da tek başına olduğu fotoğraflar yer alıyordu. Jennie yutkundu.
"Bu o kız değil mi?" dedi. "Senin.. Her neyse, bu o?"
"Evet, öyle." Jennie, bir cevap ister gibi Yoongi'ye bakmaya başladığında Yoongi devam etmesi gerektiğini hissetti. "O gece sadece biraz yalnız kalmak için uzaklaştığımda yanıma geldi. Kanser olduğunu ve son evrede olduğunu söyledi. Elbette, başta inanmadım ama karşımda peruğunu çıkardığında.. İnkar edilecek bir şey yoktu. Beni sevdiğini söyledi ama zaten seninle birlikte olduğumu da biliyormuş. Sadece sarılmak istediğini söylemişti ve ben de kabul ettim. En azından sarılabilirim diye düşündüm çünkü elimden başka bir şey gelmiyordu ve kötü hissetmiştim. Ama geri çekildiğinde hayatında sadece bir kez onu öpmemi istediğini söyledi ve beni öptü. Biliyorum, bu yaptıklarımı haklı çıkarmaz. Hangi şartlar altında olursa olsun onu öpmemeliydim. Ama Jennie, şunu bil ki evet seni sevdiğimi çok geç anladım, ben bir aptalım ama seni asla aldatmam. Aldatmadım."
Jennie duyduklarını sindirmeye çalışarak zorlukla dudaklarını araladı. "Peki, neden daha önce söylemedin?"
"Bilinmesini istemiyordu. Aramızda kalmasını istedi. En yakın arkadaşlarının bile haberi yokmuş. Kimsenin ona acımasını istemediğini söyledi ben de buna saygı duymak zorundaydım."
"Sarılmanı anlayabilirim Yoongi." dedi Jennie. "Hatta bunun için seni kutlardım. Ama onu öpmen çok farklı bir şey. O kızın da zor durumda olduğunun farkındayım ama bunu yapmamalıydın."
"Jennie," dedi Yoongi panikle. "Biliyorum, haklısın ama ben-"
"Senden nefret falan etmiyorum. Ama artık ikimiz diye bir şey olamaz. Arkadaş kalmalıyız. Zaten bence hep öyle kalmalıydık."
Yoongi'nin bir şey söylemesine fırsat vermeden arkasını dönmüş ve hızlı adımlarla salondan, daha sonra da binadan çıkmıştı Jennie. Yoongi ise öylece durmuş ve Jennie'nin söylediklerini düşünmeye başlamıştı. Daha önce hiç bu kadar kırıldığını hissetmemişti ve aksine ilk defa Jennie'nin yaşadıklarını anladığını hissediyordu.
××××
Döndüm! Fazla geç bir dönüş olduğunun farkındayım ama çok zor bir dönemden geçiyorum. Sizi bekletmekten gerçekten nefret ediyorum ama kendimi yazmak için zorlamak istemedim çünkü ne zaman böyle yapsam iyi yazamıyorum veya yazdığımdan memnun olmuyorum.
Muhtemelen kitabı unuttum tarzında yorumlar göreceğim ve sanırım bir kitapta görülebilecek en kırıcı yorumlar ama bunda benim de suçum var.
Her neyse umarım bölümü beğenirsiniz~
Kendinize iyi bakın!
![](https://img.wattpad.com/cover/125739293-288-k385431.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
and july ❅ vsoo ✓
FanfictionBöylesine yaralanacağımı en başından beri bilmeme rağmen, güzel bir rüyaymışcasına daldım yalanlarına. Uyanmak istemediğim her geçen gün, bir kabusa dönüştü. ☆ ©nemesislau2017 Shipler; Taehyung & Jisoo Yoongi & Jennie Jimin & Rose Jungkook & Lisa �...