20 ☆ Açıklama yapmaya çalışma

2K 200 34
                                    

Medya; BTS - Idol

20 - Açıklama yapmaya çalışma

Seokjin derin bir nefes alarak sokak ışıklarının hafifçe göz kırptığı arnavut kaldırımında yürümeye devam etti. Kendini biraz yorgun hissediyordu. Tamam, biraz değil oldukça yorgun hissediyordu. Üniversite onu hem bedenen hem ruhen yoruyordu zaten ama sanki işin içinde başka bir durum vardı. Hayatında bir şeyler eksikmiş gibi hissediyordu. Hep eksikti, daha önce de öyleydi ve belki ileride de öyle olacaktı. Ama Jin, artık buna dayanamayacağını biliyordu.

İlerideki parkı görmesiyle yüzünde hafif bir tebessüm oluştu. Bankta biraz oturup, yıldızları izleyebilirdi. Adımlarını hızlandırıp, parkın sahip olduğu tek banka oturmuş ve tam da planladığı gibi yıldızları izlemeye başlamıştı.

Aradan birkaç dakika geçmişti ki neredeyse kimsenin olmadığı parka uzun boylu ve siyah saçlı bir genç adam giriş yapmıştı. Parmakları arasında bir kitap vardı ve o kitabı sıkı sıkıya tutuyordu. İlerleyerek Seokjin'in olduğu bankın önünde durdu. Hafifçe öksürerek Jin'in dikkatini çekmişti. "Oturabilir miyim?" dedi gamzelerini ortaya çıkararak.

"Tabii," Jin de tebessüm ederek Namjoon'u onayladığında Namjoon bankın boş kısmına oturmuş ve vakit kaybetmeden elindeki kitabı açarak okumaya başlamıştı.

Tam o sırada, Jin'in telefonu çalmış, parkın içerisindeki derin sessizliği kesip atmıştı. "Alo," dedi Jin, Namjoon'u rahatsız etmemek için banktan kalkıp, birkaç adım uzaklaşırken. Namjoon Jin'e yandan bir bakış atmış, kitabını okumaya geri dönmüştü.

"Jin oppa?" dedi karşıdan gelen tatlı bir ses. "Ben Jisoo."

"Jisoo?" Jin şaşkınlıkla kaşlarını çatmış ve bu saatte Jisoo'nun onu neden aradığını anlamaya çalışmıştı. Yoksa.. Taehyung'a bir şey mi olmuştu?

"Taehyung Yoongi ile kavga ediyor. Nasıl ayırmam gerektiğini bilmiyorum. Herkes da salak gibi bakıyor, ya ayırsanıza!" Jisoo aniden bağırdığında Jin telefonu kulağından çekmek zorunda kalmıştı. Fakat Jisoo bağırmaya devam ediyordu. "Jimin ayırsana şunları!"

"Ben Jungkook'u araya girmemesi için sıkıca tutuyorum," demişti Jimin.

"Hoseok!" Jisoo bu sefer Hoseok'a çemkirdiğinde Hoseok da bir şeyler bularak ortamdan uzaklamıştı. Eh, anlaşılan hepsi Yoongiden çekiniyordu.

"Jisoo, Jisoo!" Jin Jisoo'nun ilgisini çekmeye çalışarak telefondan seslenmişti. Acaba Jisoo, Jin ile konuştuğunu unutmuş muydu? "Bana konum at." dedi Jin hızlıca. "Geleceğim."

Jin, telefonu cebine atarak koşarak uzaklaştığında Namjoon ona bir kez daha bakmış ve telefonuna gelen bildirim sesiyle kitabını bankın boş tarafına bırakmıştı. Hoseoktan bir mesaj vardı.

'Namjoon, Taehyung ve Yoongi kavga ediyor. Sana konum atacağım buraya gel. Bu salakları ancak sen ayırırsın.'

***

"İşler iyice kızıştı yalnız." Jennie, Lisa ve Rose hala arabada oturuyor, kavga eden Taehyung ve Yoongi'yi izliyorlardı. Jennie sessizce onlara bakıyor olsa da, Rose ve Lisa durmadan konuşuyorlardı.

"Taehyung feci vurdu yalnız."

"Oh olsun ona."

"Umarım Jungkook bizi fark etmemiştir, biraz garip baktı."

"Annem arıyor." Rose, Lisa'nın sözünü keserek araya dalmıştı. "Ben gitmeliyim, evde görüşürüz."

"Görüşürüz."

Rose hızla arabadan inip koşarak uzaklaştığında geriye Lisa ile Jennie kalmıştı.

"Sence dışarı çıkmalı mıyız?" dedi Lisa şoför koltuğunda oturan  Jennie'ye bakarak.

"Hayır," dedi Jennie. "Birazdan gideriz biz de. Jisoo geldi baksana."

Lisa merakla kafasını cama daha da yaklaştırdı. Ve işte tam da o an, Jungkook ile göz göze gelmişlerdi.

***

"Yoongi! Taehyung!" Jisoo birbirlerine vurmaya devam eden Taehyung ve Yoongi'ye korkuyla baktı. "Durun artık!" Ağlamasına ramak kalmıştı.

"Taehyung!"

"Yoongi!"

Jisoo şaşkınlık içerisinde arka arkaya koşarak gelen Jin ve Namjoon'a baktı. Jin hala Namjoon'un farkında değil gibiydi ama Namjoon garip garip Jin'e bakıyor bir yandan koşuyordu.

Jin, Taehyung'u Yoongi'nin kollarından kurtarmıştı. Yoongi öne atılmaya çalıştığındaysa Namjoon Yoongi'nin belinden tutarak onu geri çekmişti. Jisoo ve Jungkook rahat bir nefes vermişlerdi.

"Taehyung." dedi Jin sinirle. "Aptal mısın sen? Neden kavga ediyorsun? Şu yüzünün haline bak!" Taehyung'un dudağı ve kaşı patlamıştı. Yüzünde morluklar vardı ve burnu kanıyordu. Yoongi de ondan pek farklı değildi.

Yoongi, Namjoon'un kollarından kurtularak bir kahkaha attı. "Kavga etmek istemiş, ben de yardımcı olayım dedim."

Taehyung Yoongi'ye sert bir bakış attığında Jin oflamış ve Taehyung'un kolundan tutarak onu ters yöne çekiştirmeye başlamıştı. "Hadi Jungkook." dedi Jin, Taehyung'u sürüklemeye devam ederken.

"Jungkook hiçbir yere gitmiyor."

Jin kaşlarını çattığında Jungkook sonunda Jimin'in ahtapot kollarından kurtularak omuz silkmişti. "Şey.. O benim abim de.."

"Senin nasıl bir arkadaş çevren var?"

Jin Taehyung'a bakıp konuştuğunda Taehyung cevap vermemeyi seçmişti. İkisi uzaklaşırken Jisoo sinirle Yoongi'nin önünde durdu. "Ne yaptığını sanıyorsun Yoongi? Neden vurdun ona?"

Yoongi, Jisoo'nun gözlerine baktı. O.. Ağlamış mıydı? "Bana onu mu savunuyorsun?"

"Yoongi bu yaptığın-"

"Sonra konuşalım Jisoo. Hoseok ve Jimin seni evine bıraksın."

Yoongi Jisoo'nun bir şey söylemesine fırsat vermeden Jungkook'a yönelmiş ve sert bir bakış atarak Jungkook'un peşinden gelmesini sağlamıştı. Eh, bunu evde halledecekti.

"Hyung."

Yoongi cevap vermemeyi seçti çünkü o kadar sinirliydi ki sinirinş Jungkooktan çıkarmak istemiyordu.

"Hyung."

Yoongi oflayarak kardeşine baktı. "Ne var?"

"Aslında, bir sorunumuz var."

***

"Jenjen!" Lisa, koltukta uyuya kalan Jennie'yi dürterek uyanmasını sağlamıştı. Taehyung ve Yoongi'nin kavgası sayesinde o kadar eğlenceli ve aksiyon dolu saatler geçirmişlerdi.  Bu kız nasıl uyuya kalıyordu! "Jennie! Uyan, Jungkook ve Yoongi bu tarafa geliyor."

"Ha.. Ne?" Jennie zorlukla uyanıp gözlerini kırpıştırarak neler olduğunu anlamaya çalıştığında, çok geçti. Yoongi Jennie'nin bulunduğu tarafın kapısını açtığında dışarıdan gelen rüzgarla Jennie hafifçe titremişti. Yoongi ise ne Lisa'nın ne de Jennie'nin bir şey söylemesine fırsat vermeden genç kızı dışarı çekti.

Boş kalan şoför koltuğuna Jungkook oturmuş ve kapıları kilitlemişti. "Jungkook!" Lisa sinirle bağırdı. "Ne yapıyorsun?"

Jungkook alayla gülüp, dilini yanağının iç tarafında gezdirdi. "Ne mi yapıyorum? Asıl sen ne yapıyorsun Lisa? Taehyung ve Yoongi hyungun kavga etmesine siz sebep oldunuz, değil mi? O gün.." Her şey bir yapbozun parçasıymış gibi yerli yerine oturuyordu. Yavaş yavaş.. "Yoongi hyungun telefonunu istediğinde annene değil Taehyung'a mesaj attın değil mi?"

"Jungkook, bak ben-"

"Açıklama yapmaya çalışma." Lisa'ya hayal kırıklığıyla dolu bir bakış atmış ardından arabayı çalıştırmıştı. "Seni evine götüreceğim."

×××

Yıllar sonra bölüm atan yazar...

Umarım bölümü beğenmişsinizdir, artık bölümler daha sık gelecek. Sizleri seviyorum❤

and july ❅ vsoo ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin