1k olmanın şerefine gelsin bu bölüm.
Belki daha sonrasında 1k değil 100k olur. Ne de olsa 1'den 1000'e ulaşmışız.
Hem uzun bir bölüm oldu gibi gibi.
Keyifli okumalar
∆∆∆
Kumsal'dan
Bazen sorarız "Neden bütün bunlar benim başıma geliyor?" biz bu kelime bütününü sadece kötü anlarımızda söyleriz. Mutlu anlarımızda söylemeyiz çünkü o an halimizden memnunuzdur. Zaten insanların nankörlüğünün başlangıç nedeni budur. İnsanların -ben de dahil- bu dünyada görmek istedikleri prensesler gibi büyütülmek, sevilmek, el üstünde yaşamak. Fakat gördükleri umdukları gibi olmayınca hep yakınırlar. Keşke acılarıda büyük olsa. Kimi tırnağı kırıldı diye yakınır kimi makyajım aktı diye. Ama bazıları vardır ki kördürler gerçek anlamda kördürler. Onlar yakınmayı değil diğer dört duyu organına sarılmayı seçerler. Bazıları ölen evlatlarına, annelerine üzülürler bazıları da sevgilisi ona çiçek almadı diye. En iyisi halimize şükretmek. Gözlerimiz her zaman yukarda olup çalışıp çabalamalı fakat düştüğü yeri küçümsememeli. Çünkü bir bakmışsınız ki düştüm diye yakındığınız yer artık gözünüzü kapadığınız da bile göremeyeceğiniz bir düş olur.
Sabaha bir hayli yorgun uyanmıştım. Her ne kadar gözlerim uyumamı istesede şu hapisten okul bahanesiyle çıkmak beni mutlu ediyordu. Fakat yataktan kalkacak gücü kendimde bulamıyordum. Hem açlıktan hem boğazımın yakıcı acısından. Zorla da olsa kalkıp banyoya ilerledim. İçerisine girince hızlıca elimi yüzümü yıkadım. Daha sonrasında aynaya bile bakmadan çıktım. Bakabilecek cesaretim yoktu. Hızlıca aşağıya inip kendime mutfakta kahvaltı hazırlamaya başladım. Sessiz olmaya özen gösteriyordum ki Yağız yine gelip benimle uğraşmasın diye. Sandviçimi hazırladıktan sonra dolaptan meyve suyu alıp bardağa boşalttım. Daha sonrasında masaya oturup bir güzel tıkınmaya başladım.
Yemeklerim bitince tabağı ve bardağı tezgaha koydum. Arkamı dönüp başımı yere eğerek yürümeye başladım. Tabi birden birine çarpmamla durmak zorunda kaldım.
Kim olduğuna bakmadan özür dileyerek yukarı çıkacakken birden çenemden tutulmasıyla durmak zorunda kaldım. Çenem yavaş hareketlerle yukarı çekilirken ben Yağız olduğunu bildiğim kişi hariç her yere bakıyordum. Boşta kalan eliyle boğazıma dokununca irkilip uzaklaşmaya çalıştım.
Sadece çalışmakla kalıp yerimden dahi kıpırdayamadım. Yağız yüzünü bana doğru yaklaştırmaya başladı. Hızlıca geri çekmeye çalışırken bana doğru gelmeye devam ediyordu. Pes edip durunca boynuma küçük bir öpücük kondurup beni bir yere çekiştirmeye başladı. Dünki olanlardan sonra dur diyecek cesareti de maalesef bulamamıştım.
Beni kendi odasına çıkarttıktan sonra odadan çıkıp bir yere gitmişti. İçimden bir ses git bak diyordu ama diğeri de dünki olanları ne çabuk unuttun diyerek beni korkutuyordu. Yine sessiz olup beklemeyi seçtim. En son ses çıkarttığımda güzelce yerime oturtulmuştum. Bu yüzden sessiz olmak en iyisiydi.
Odaya elinde kreme benzer bir şeyle giren Yağız'la dikkatimi ona çevirmiştim. Yanıma yavaşça yaklaşarak elindeki krem benzeri şeyi boğazıma sürmeye başladı. O kadar dikkatli sürüyordu ki sanki incitrn kıran kendisi değilmiş gibi.
İşlemi bittikten sonra bana dönerek "Kalk okula geç kalacaksın." ondan merhamet beklemek zaten saçma olduğu için ayağa kalkıp odama geçmiştim.
Hazırlık işlerim bitince okula geç kalmamak için merdivenleri sekerek indim. Kazasız belasız kapının yanına ulaşınca çekerek kapıyı açtım. Arka tarafa oturup daha arabaya gelmemiş bana geç kalacağımı ima eden Yağız'ı beklemeye koyulduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suçsuz (Mafya Hikayesi)
Ficção GeralKaderinin en karanlık tarafında yaşayan ama karanlıktan korkan bir kız. Karanlığı seven ve onunla bütün olan bir adam. Şiddet içerir.