9.Bölüm

23.7K 597 34
                                    

Yine ve yine ben tabiki de. Baktım yapacak bir şeyim yok sizi neden bekleteyim dedim. Bu da size okul kıyağı olsun.

İyi okumalar...

∆∆∆∆∆∆

Kumsal'dan

Öylece hareketsiz bitmesini beklemiştim ama o sanki bana inat devam ediyordu. Bir süre sonra dudaklarımdan çekilince bir şey demedim ve yukarı odama çıktım.

İsteği her ne kadar kolay olsa da bazılarına göre benim için zordu. O benim ilk öpücüğümdü. Tabiki hıçkırıklarla ağlamayacaktım ama sevdiğim insana vermek mutlu ederdi. Ama o adamdan kurtulacaktım ve giden tek şey ilk öpücüğümdü belki başka şeylerde olabilirdi.

Sabah

Gözüme gelen güneş ışıklarıyla uyanmadım ama dinç bir şekilde uyandım. Uykumu tam olarak almıştım ama ben ne ara uykuya dalmıştım. Bunları boşverip ayağa kalkıp banyoya girdim. Rutin işlerimi halletmeye koyuldum.

Yüzümü son kez havluyla kuruladıktan sonra odama geri dönüş yaptım. Etrafa boş boş bakınırken yatağın üstünde benim damlayla kaçtığım zaman yanıma aldığım çanta vardı. Hızlıca yanına gidip içini açtığımda eşyalarımın hepsi içindeydi. Bu da demek oluyor ki gitme zamanı. Hızlı ve heyacanlı bir şekilde gardırobu açtım ve rahat ama şık kıyafetler giyip elime çantayı aldım ve hızlı ve seri adımla dışarı çıkıp merdivenleri indim. Yağız yine her zamanki gibi yemek yiyordu baş köşesinde. Bende onu takmayıp kapıya doğru gidecekken aklımdaki soruyla durdum. Arkamı döndüm ama Yağız'ın umurunda bile değilmişim. Çünkü hala yemeğini yiyordu aynı sakinlikte."Yağız, ne zaman boşanacağız?" dedim ama beni dinleyen var mı siz onu sorun. Takmayıp dışarı çıktım. Şuan herkes bana yabancı davranıyordu. Zaten yabancıydım ama yine bir süre burada durmuştum. Hiç sallamadım onları ve çantada olan telefonu aldım. Sim felan takılıydı ve modeli eski telefonum ile aynıydı. Buradan taksinin geçmeyeceğini düşünerek ana yola doğru adımladım.

Sonunda ana yola varınca taksiyi  aradım ve beklemeye başladım. Sonunda kurtulmuştum ve özgürlüğe kavuşmuştum.

Taksi gelince hızlıca binip hep aklımda olan evimin adresini vermiştim. Kendimi çok olgun hissediyordum. 18 yaşındaydım ve okula bir yıl geç başlamıştım ve bir de ailemin kazasından sonra bir yıl gitmişti ama bu sene de gideceği için üç yıl olacaktı maalesefki. Aslında okumama gerek yoktu ama yinede miras yiyen kız olmamak istemiştim. Ve aklıma kardeşim gelmişti. Telaşa kapılmıştım ben şimdi ne yapacaktım nasıl bulacaktım onu. Ağlamak üzereydim.
Taksi durduğunda hızlıca tutarı verip eve adımladım.

Kapının anahtarını bulup açtım. Ev beklediğimin aksine temizdi. Şaşırmıştım. Sonra ayak sesleri duydum. Ve birden kucağımda biri. Kardeşim buradaydı. Sıkıca sarıldım ve başını öpmeye başladım. Ağlıyordum sonunda hem özgürdüm hemde kardeşim vardı.

Kardeşimle yaptığım güzel kahvaltıdan sonra yorulduğum için ve onun da uykusu olduğu belli olduğu için onunla beraber uyuma kararı almıştık. Hemen odama girip temiz olan çarşafı kaldırıp kardeşimle güzel bir uyku çektik.

Saatin kaç olduğunu bilmeden uyandım. Ayağa kalktım ve telefonumu aramaya başladım. Bulunca saate baktım beşe geliyordu. Kardeşime yemek yapacaktım ama dolapta birşeyler olduğunu sanmıyordum ama dolabı açınca onun da dolu olduğunu gördüm galiba Yağız yaptırtmıştı bunları ama ona teşekkür etmeyecektim bana yaptıklarından sonra. Ama onu görünce içimdeki korkuyu bastıramıyordum. İşkence bile etmişti ama artık geride kalmıştı sadece boşanma meselesi vardı o kadar. Onunla da işler rayına girer girmez ilgilenecektim.

Ezogelin çorba yanına patates kızartıp bir de köfte ekleyecektim. Buzdolabından gereken malzemeleri çıkartıp işe koyuldum.

Yemekler bitmişti ve kardeşimi uyandırmaya gidecekken mutfağa gözlerini kaşıyan kardeşim girince gülümsedim."Hadi elini yüzünü yıka ve masaya geç bakalım." heyecanla kafasını sallayıp banyoya gitti. Bir kaç dakika sonra daha dinç bir şekilde yanıma geldi ve beraber yemeye başladık.

Şuan karnım tok bir şekilde koltukta oturuyordum. Ama bu uzun sürmedi çünkü kapı çalmıştı. Hızlıca kapıyı açtım ve gördüğüm kişiyle keşke delikten baksam dedim. Gelen Derya'ydı.(Yağız sandınız demii:)) Sinirle "Ne işin var burada." "Kumsal lütfen affet beni lütfen benim kimsem yoktu ben arkadaşı, kardeşi, kankayı, sevgiliyi, sevgiyi duygusunu tatmadım. Hep mutsuzdum ailem sevmiyordu beni arkadaşlarım yoktu. Olanlar da sahteydi senden başka kimsem yok lütfen affet." bunu diyince ben de onun gibi ağlamaya başladım. "Gel buraya affetim seni." diyince koşarak bana sarıldı ve bende ona tabiki. O çok yaralıydı ve bir bebek gibi bilgisizdi bu dünyaya karşı. Tatmadığı bir çok duygu vardı benim gibi ve ben yufka yüreğimle affetmiştim onu. İyiki de affetmiştim çünkü tek başıma kaldıramazdım. O an aklıma Ezgi geldi.(Hatırlamayan varsa ilk bölümdeki en yakın arkadaşıydı.) Beni kesin aramıştır ama ona olanları anlatacak gücüm yoktu. Belki bir gün olur da konuşurduk ama bu zamanlarda imkansızdı. Ama Derya bir kısmını biliyordu ve beni anlıyordu kurcalamazdı. Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum ama göz yaşlarımızın omuzlarımızı ıslattığı kesindi...

∆∆∆∆

Biraz sıkıcı oldu ama yavaş yavaş alacağım demiyorum tabiki. Diğer bölüm aksiyonlu olucak ama ne zaman gelir bilemeyeceğim. Ama siz vote ve yorum yaparsınız bende mutluluktan yazarım belki o kadar işin arasından.

Okullar açıldı bu da okul hediyem olsun size. Belkide bu bölümü alarmla uyandıktan sonra hayata söverken görürsünüz.

Okuduğunuz için çok teşekkürler mutlu okul öğrencileri derdim ama kabuslu daha mantıklı geliyor galiba sizlere tabii bana da öyle.

Sizce kader Yağız'la Kumsal'ı yeniden görüştürecek mi?

Yoksa birbirlerini unutup sadece kötü bir anı olarak kalacak mı?

Bunu tabiki de benim psikolojim belirleyecek belki ikisinide öldürürüm. Şaka şaka dövmeyin.

Vote ve yorum yapmayı unutmayın

İyi günler dilerim...

...

Suçsuz (Mafya Hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin