Yasmin: Ne demekti o?
Yasmin: Dağ?! Ne demekti o?!
Dağ: Ne anladıysan.
Yasmin: Bana alttan alttan laf sokma Dağ efendi.
Dağ: Laf sokmuyorum ki.
Yasmin: Bana aptal diyorsun!
Dağ: Tövbe haşa!
Dağ: Ben iyi oyuncuyum.
Yasmin: Sana güvenmiyorum.
Dağ: Beni hep kırıyorsun :(
Yasmin: Geber.
Dağ: Küstün galiba?
Dağ: Yasmin?
Dağ: Cidden küstün mü?
Dağ: Yasmin?!
Dağ: Hadi ama güzelim!
Dağ, geri cevap alamayacağını düşünerek telefonu bırakacakken telefonu titredi. Yasmin mesaj atmıştı.
Yasmin: Güzelim falan deme bana.
Yasmin: Tanımadığım biriyle konuştuğum yetmiyormuş gibi bir de laubali laubali davranıyorsun.
Dağ: Aslında birbirimizi tanıyoruz.
Yasmin: Şu an karşıma çıkıyor musun?
Yasmin: Çıkmıyorsun.
Yasmin: Geri kalanı umrumda değil.
Yasmin: Üstüne bir de bana aptal diyorsun.
Dağ: Yasmin öyle demedim.
Dağ: Sakin olur musun?
Yasmin: Olmuyorum!
Yasmin: Sana verdiğim 15 Gün'den vazgeçiyorum!
Yasmin: Bir daha bana mesaj atma.
Dağ: Yalvarırım yapma!
*Bu kullanıcıya mesaj gönderemezsiniz*
Dağ: Yasmin...
*Bu kullanıcıya mesaj gönderemezsiniz*
Yediği engel ve laflar yüzünden çocuğun gözleri istemsizce dolmuştu. Telefonunu masanın üstüne fırlattı sinirle.
Avuç içleri ile gözlerini ovuştururken başına giren ağrıdan dolayı hiç iyi hissetmiyordu.
"Sakin ol... Sakin ol... Yasmin'i düşün... İyi düşün..."
O kendi kendini sakinleştirmeye çalışarak sandalyeden kalktı ve yatağına uzandı.
Kendini fazla sıkıyordu. Kendini kaybetmemek için bunu yapması gerekiyordu.
Aldığı derin nefesler göğüs kafesinin parçalanmasına neden oluyor gibiydi.
"Sakin ol... Sa-sakin..."
Elini kalbinin üstüne koydu. Ama bunu yapmak bile kaslarının kasılmasından dolayı zor olmuştu.
Kendini sakinleştirecek şeyler söylemek istiyordu ama ağzını açamıyordu.
O da düşünmeye başladı.
Sapsarı saçlarını düşündü ilk önce. Okşamak için can attığı.
Masmavi gözlerini düşündü. Bakmak isteyip de bakmaya utandığı.
Pespembe dudaklarını düşündü. Öpmenin hayalini kurduğu.
Okka gibi olan minik burnunu, biçimli kaşlarını...
Hepsini gözünün önüne getirdi. Sığınağıydı Yasmin. Onu bu hale getiren de oydu, normale dönmesini sağlayan da.
Kalbinin atış hızı yavaş yavaş normale dönerken vücudunun kasılması da azalmıştı.
Derin bir iç çekti çocuk. Üstünden bir tır geçmiş gibi yorgundu.
Üstünü değiştirmiş olmasına, sabah olmasına rağmen yorganın altına girdi ve gözlerini kapadı. Kendisini çok bitkin hissediyordu.
Uykusuna dalmadan önce ise sadece bir kişiyi düşlüyordu. Üç senedir, aynı kişiyi.
••
Ehehehehe Dağ Efendi :)Yasmin'de de azıcık kaşarlık amk öyle mi denir çocuğa... Neyse çok küfür etmeyin benim sarışınıma, diğer bölümlerde üzülürsünüz.
Ve Multimedia'nın olaylarla hiç bir ilgisi olmadığını söylemem gereksiz olur değil mi xjskxkwkxkskx
Görüşürüz!