6: Güzel seviyorsun.
6: Umarım bu sevgiyi hak ediyordur.
Sarp: Fazlasını ediyor.
Telefonu kilitleyip cebime sokuşturdum ve odamdan çıktım. Bayağı acıkmıştım. Mutfağa girdiğimde normal yemek ısıtmak yerine ekmeklikten ekmek çıkardım. Sandviç yapacaktım.
"Acıktın galiba?"
Işık mutfağa girip kendine bir bardak su doldururken ben de başımı salladım. O sırada da ekmeğin içine salam tıkıştırıyordum.
"Açsan yemeğe niye oturmadın?"
"O an aç değildim."
Işık'a bakmadan konuşmama rağmen onun iç geçirdiğini duyabiliyordum.
"Dolapta portakal suyu var, seversin. Kuru kuru yeme ekmeği, bir bardak koyup iç."
Kaşlarımı çatarak Işık'a döndüm. Işık ise bana bakmadan mutfaktan çıktı.
Beni düşünmesi sinirimi bozuyordu. Evet, ikizimdi ama ondan bir gram umursamaya alışkın değildim. Aslında genel olarak bu evdeki insaların bana umursamasına alışkın değildim. Ufak bir ilgi bile mutlu olmama yol açardı bu yüzden.
Ne kadar Işık dedi diye yapmak istemesem de buzdolabından portakal suyunu çıkardım. Kendime bir bardak koyup ekmeğimi yedim yavaş yavaş. Acelem yoktu sonuçta.
Ekmeği bitirip laf söylemesinler diye salona gittim. İki dakika onlarla oturup gitmeyi planlıyordum ama o kadar sıkıcılardı ki yine telefona sarıldım.
6: Ulan sevgide Nirvana'ya ulaşmışsın.
6: Bunun biraz fazlası Allah katı amk
Sarp: Deme öyle, günah.
Sarp: Ben dinine bağlı bir Müslüman'ım.
6: Evet kesinlikle.
6: O yüzden zaten bugün din hocası sınıfa geldi de geçen dönem 57 aldığın için sana kızdı.
Sarp: Manyak herif ya.
Sarp: Cidden sınıfa gelip bağırdı.
6: Dldşşxşdşcösöxösşxöcşsşxöd
6: Bir insanın en kötü dersi nasıl Din olur ya?
6: Sayısalcısın sen. Matematik, fizik, kimya, biyoloji falan olur.
6: Edebiyat olur hatta.
6: Din ne amk?!
Sarp: O sınav çok kazıktı ama.
6: Öyle olsun cölxldlxöslxldl
Telefonu tekrardan cebime sıkıştırırken mutlu mu olmalıydım yoksa sinirlenmeli miydim bilmiyordum. Ama elimde olmadan sırıtıyordum. Bir insan kendini anca bu kadar belli edebilirdi.
"Kiminle mesajlaşıp sırıtıyorsun sen?"
Annem kaşlarını çatarak bana baktığında omuz silktim.
"Uzay."
Aklıma gelen ilk kişi Uzay olmuştu. Bizimkilerin konuşacağıma en çok inanacağı ve en az kızacağı kişi oydu çünkü.
"Uzay demişken... O da Elif'in kuzeniyle birlikte."
"Öyle mi? Bizimkinden zeki çıktı Uzay."
Babam bana bakarak konuştuğunda gözlerimi devirdim. Kendini kabullenemeyen korkak biri mi benden zekiydi?
"Ayrıca Elif'in kuzeninden bahsetmemiştiniz hiç."
Annem hafif kızgın bir ses tonuyla konuştuğunda alayla güldüm.
""Bahsetmemiştin" demen gerek anne. Ben size ne zaman bir şey anlattım?"
"Marifet sanki!"
"Bir de ikizi var ama o erkek."
Işık annemin bana kızmasını engellemek ister gibi araya girdiğinde susup geri basmak yerine yine konuştum.
"İkiz olup olmadıklarını bilmiyoruz."
Işık'ın yaptığı gibi araya girip onu düzelttiğimde babam kaşlarını çattı.
"Nasıl bilmiyorsunuz?"
"Aynı sınıftayız, soyadları aynı ve benziyorlar. İkizler işte."
Işık peşin hüküm verirken omuz silktim.
"Belki biri geç yazıldı? Belki biri evlatlık? Belki üvey kardeşler? İlla aynı sınıftadırlar diye ikiz olacak halleri yok ya. Hem ikisinin de birbirini sevmediği belli."
"Sen beni çok mu seviyorsun?"
Işık'ın bir anda sorduğu soru ile sustum. Saniyesinde bana tezimi çürüttürmüştü ve bu hiç hoşuma gitmemişti. Ama hoşuma gitmeyen şey tezimin çürümesi değil, ikizimi sevmiyor oluşum hoşuma gitmemişti.
"Ben de öyle düşünmüştüm."
Işık başka bir şey demeden önüne döndüğünde ben de iç geçirdim. Annem ve babam da sessiz sessiz bize bakıyorlardı. Kavga etmemizi bekliyorlardı herhalde ama ikimizden de bir atak yoktu. Çünkü hissediyordum, benimle kavga etmek istemiyordu.
Kavga istemediğim için ayağa kalktım ve odama gittim. Kapıyı sıkıca kapatırken bir yandan da kendi kendime mırıldanıyordum.
"Her şey güzel olacak."
••
Selam!Şimdi siz diyeceksiniz, Cerre önceki bölümdeki sorudan sonra ne yapacaksın? Ben de diyeceğim ki, kitabın bokunu çıkaracağım ama bazı şeyleri hızlandıracağım :)))))
Şimdi yeni bir sorum var, ciddi anlamda şu koskoca kitapta en çok sevdiğiniz karakter kim ve neden?
Görüşürüz!