•54

6.8K 464 240
                                    

Alara telefonuyla oyun oynayarak sevgilisini bekliyordu.

Dün, yani cuma, Işık'la cumartesi için buluşmak istediğini söylemişti ve sözleşmişlerdi. Bir buçukta her zaman geldikleri yeri ayarlamışlardı.

Ama Alara, geç kalırsa Işık'ın bir ton laf söyleyeceğini bildiğinden on beş dakika erken gelmiş ve beklemeye başlamıştı. Ama sıkıntı şuydu ki Işık hala gelmiyordu.

"Nerede kaldın be Işık?"

Saate baktı kız. Biri otuz sekiz geçiyordu. Bu sefer Işık geç kalmıştı. Eğer kendisi geç kalan olsa...

İç çekti ve arkasına yaslandı. Telefonla Işık'ı aradığında üçüncü çalışta falan açtı.

"Ne oldu Alara?"

Işık'ın telefonu açışı her zamanki gibi çok sevimliydi.

"Nerede kaldın? Seni bekliyorum."

"Otobüse binmek zorunda kaldım, oturamadım da. Bekle az daha ölmezsin."

Sinirli ses tonuna karşı Alara sakin davrandı.

"Tamam, bir şey demedim zaten. Bekliyorum, gelince görüşürüz."

Işık cevap vermeden telefonu kızın suratına kapadı. Alara da burnundan bir nefes verip oyun oynamaya devam etti.

"Hanımefendi? Siparişiniz var mı?"

Garson en sonunda yirmi dakikadır orada oturan Alara'nın başına dikildiğinde Alara dışarıyı yokladı.

"Ben erkek arkadaşımı bekliyorum da. O beraber gelince sipariş veririz."

"Tamam."

Garson gülümseyerek kızın başından gitti. Alara da saate baktı. İkiye beş vardı. Yirmi beş dakika gecikmişti Işık.

Tam yarım saat sonunda Işık içeri girdiğinde Alara ofladı. Cidden sıkılmaya başlamıştı.

"Işık! Hoş geldin!"

Alara gülümseyerek ayağa kalktı ve sevgilisine sarılmak için masanın kenarına geldi. Ama Işık bunu umursamadan geçti oturdu.

"Hoş buldum."

Alara göz devirmemek için kendini sıktı ve yeniden kalktığı gibi oturdu.

Işık da montunu ve hırkasını çıkarıp gömleğinin bir kaç düğmesini açtı. Otobüs çok sıcak gelmişti ve Işık otobüse hiç alışkın değildi.

"İyi misin?"

"Sence Alara? O berbat otobüslere binip on saat ayakta yol geldim. Mutlu olmamı mı bekliyorsun?"

"Benimle buluşmak için katlandın ama."

Alara gülümserken Işık da alayla gülerek başını salladı. Alara'nın gülümsemesi yüzünde solarken Işık da telefonunu çıkardı.

Alara da Işık telefonunu alınca bir şey demedi. Acaba kendisiyle ilgilenmeye ne zaman başlayacaktı?

Ama beklediği gibi olmadı. Işık iki saat telefonunu bırakmadı, o yüzden Alara da menüden kendine bir içecek seçmişti.

"Işık?"

"Hı?"

"Ne yapıyorsun? Bıraksana artık telefonu?"

"Elif'le mesajlaşıyorum dur iki dakika."

Alara sinirinin tavan yaptığını hissetti. Daha fazla dayanamayacaktı.

"Elif'le ne konuşuyorsun acaba?"

Işık kız arkadaşının değişen ses tonunu fark etmeyerek devam etti.

"Sarp hakkında."

"Sen Sarp ve Elif'i birbirlerine mi yapmaya çakışıyorsun?"

Alara'nın sinir akan sesini Işık da fark ettiğinde çocuk kafasını kaldırdı.

"Evet? O salağın yapacağı yok. Ben de işe el attım."

"Eğer Sarp olmasını isteseydi olurlardı. Sana mı kaldı ara yapmak? Esra Erol musun sen?"

Alara kendini tutamazken Işık kaşlarını çattı.

"Sana ne ya benim Sarp için Elif'le konuşmamdan? İkizim için en iyisini yapmaya çalışıyorum suç mu?"

Işık hızlı hızlı konuşurken Alara'nın aklına Yasmin'in itirafı gelmişti. Gözünün önünde ikisi de birbirini seviyorlardı. Işık'ın Elif'i Sarp'a yapmasına göz yumamazdı.

"İkizin Elif ile mutlu olmak isterse olur zaten! Neyse, bırak o telefonu Işık."

Alara Işık'ın telefonunu yakaladı ama Işık telefonunu geri çekti.

"Tamam, bırak!"

Telefonunu masanın kenarına koyup söylendi.

"Saçma sapan hareketler yapıyorsun..."

Alara göz devirdi ve garsonu çağırdı. Garson yanlarına geldiğinde Işık sinirle konuştu.

"Ben daha ne istediğime bakmadım!"

"Telefonla mesajlaşmak yerine seçseydin o zaman."

Alara siparişini söylerken Işık garsona döndü.

"Daha sipariş vermiyoruz kardeşim, git iki dakika sonra gel."

Işık eliyle garson çocuğa gitmesini işaret edip başını menüye gömerken garson sinirle nefes verdi. Alara ise inanamayarak Işık'a bakıyordu.

"Sen ne ara bu kadar terbiyesiz oldun?"

Işık Alara'nın cümlesiyle kafasını kaldırdı.

"Ne diyorsun ya sen?"

"Asıl sen ne diyorsun?!"

Alara montunu ve çantasını alarak ayağa kalktı.

"Kimseye böyle davranamazsın! Kimse senin kölen değil, saygısızlık edemezsin! Bana, sevgiline, bu kadar ilgisiz davranamazsın, Sarp'ın, ikizinin, ne hissettiğini bilmeden onun hayatına karışamazsın! Kimseyi edemezsin, kendini üstün göremezsin, aşağılayamazsın, zaaflarıyla onları vuramazsın!"

Alara kafenin içinde bas bas bağırıyordu resmen. İnsanlar onları izlemeye fısıldaşmaya başlamıştı. Işık ise dişlerini sıkarak Alara'yla konuştu.

"Alara, kes sesini ve otur şuraya."

"Hayır Işık. Sen düzgün davranmaya başlayana kadar seninle ne konuşacağım ne de oturacağım. Bunlardan önce düzgün davranmayı öğreneceksin."

Ardından kız montunu giymeden, çantasını takmadan kafeden çıktı.









••
Selam!

Biri beni durdursun amk yazıp yazıp atıyorum.

Ayrıca bu bölüme çok sevdiğimiz(!) bir çifti koydum. Ne kadar güzel anlaşıyorlar değil mi?

Bir de şey, ilk hafta bitti. Haftasonuna geldiler. Ve şey diyeceğim 51. Bölümün bir yerinde ufak bir değişiklik var, isterseniz bölüme tekrar bakın.

Görüşürüz!

•Gün 1 • 15 Gün | texting |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin