•26

9.4K 548 203
                                    

"Ne oldu?!"

Şaşkınlıktan Alara'ya bağırdığımda o da telaşla cevap verdi.

"Uzay ile mutfakta kavga ettiler."

"Neden?"

Bu sefer Sarp soruyu sorduğunda Alara omuz silkti.

"Neden olarak Poyraz'ı sevmediğini, ona ayar olduğunu söylüyor."

"Ah Uzay ah!"

Uzay'ın duymasını isteyerek yüksek sesle söylemiştim. Ardından elimdeki poşeti yere atıp Poyraz'ın peşinden aşağıya indim.

Tamam, üç senedir Poyraz ile birbirimizden nefret ediyor olabiliriz ama bu kalan on dört senemizi değiştirmiyordu. Hele ki Uzay nedensizce Poyraz'ı kovduysa ben de o evde durmazdım.

Koşarak apartmandan çıkarken arkama baktım. Alara Sarp'ın kolunu tutmuş gözlerini büyülterek bir şey söylüyordu. Kaşlarımı çatarak onlara bakarken Sarp da kafasını çevirdi.

Göz göze geldiğimizde yüzündeki düşünceli hali gitmişti. Değişik bir durgunluk yüzüne çöktüğünde Alara da beni fark etti.

Bir şey demeden onlara el salladım ve apartmandan gerçekten çıktım.

Poyraz'ın siteden çıktığını görünce yeniden koşmaya başladım. Ayaklarım götüme vura vura koşuyordum Poyraz'ın peşinden.

"Poyraz! Poyraz dur!"

Sitenin kapısını açmaya uğraşmak yerine eğilip araba girişinin altından çıktım. Evet, ufak tefeğim. Oldu mu?

"Poyraz!"

Yokuştan inen Poyraz'a sesimi duyurduğumdan emindim. Ama takmıyordu beni piç!

"Poyraz cidden dur artık! Ay!"

Kar suyundan ıslanmış yokuşta sırf Poyraz'a yetişmek için koşarken popo üstü yere çakıldığımda Poyraz da bana döndü. Yüzünde gördüğüm şey korku muydu?

"Yasmin?! İyi misin?!"

"Sence?! Dur diyorum sana iki saattir!"

Refleks olarak yere koyduğum ama beni durdurmayan ellerime baktım. Kızarmışlardı, kesin kemik kısmım moraracaktı. Popom da. Of be Poyraz!

"Kalk, kalk!"

Belimden tutarak beni ayağa kaldırdığında acıyan ellerimle onu ittirdim.

"Neden durmuyorsun iki saattir?! İlla düşmem mi gerekiyordu durman için?! Ya da beni önemsediğini görmem için?!"

"Önemsediğimi nereden çıkardın?"

"Önemsemesen durmazdın."

Gerçeği pat diye yüzüne vurduğumda geri çekildi.

"Siktir git Yasmin."

Arkasına bile bakmadan giderken sinirle bağırdım.

"Anca git zaten! İstemediğin, hazırlıklı olmadığın bir şey olduğunda ya da verecek cevabın olmadığında kaç git hemen!"

Götümü yırtarak bas bas bağırdığımda etrafta kimsenin olmayışı işime geliyordu. Sitelerin bile bu kısımlarında sadece kortlar vardı ve görüldüğü kadarıyla onlar da boştu.

Poyraz ise ben ona bağırdığımda öfkeyle bana döndü.

"Kaçıyorum evet! Kaçmadığımda ne olduğunu da gördüm!"

"Ne?"

Anlamazcasına ona baktığımda güldü.

"Sen iyi bir insansın Yasmin. Gerçekten, iyisin. Saygılısın, sevecensin, zekisin, konuşkansın, eğlencelisin, dürüstsün, adaletlisin. Ama... Ama berbat bir arkadaşsın."

"Ne demeye çalışıyorsun, anlamıyorum?!"

Cidden çözemiyordum. Övdüğü kadar gömmüştü beni. Ve ben kötü bir arkadaş olduğuma inanmıyordum.

"Sıkıntı bu zaten! Hiç bir şeyi anlamıyorsun! Görmüyorsun, görmedin ve görmeyeceksin!"

"O zaman göster!"

Birbirimize öyle bir bağırıyorduk ki, akşama sesimiz kısılacak gibiydi.

"İlkokul aşkını hatırlıyor musun?"

"Ne alaka şimdi?"

Sakinleşerek sorduğu soruyla iyice şaşırmıştım. Ne alakaydı ki şimdi?

"Cevap ver. Hatırlıyor musun?"

"Evet."

Başını salladı.

"Ben de hatırlıyorum. Tarık'tı adı. Sarışın, kahvrengi gözlü bir çocuktu."

Doğru hatırlıyordu gerçekten.

"Sen benimkini hatırlıyor musun?"

O anda durdum.

"Hatırlamıyorum."

Poyraz histerik güldü.

"Çünkü daha önce hiç nahsetmedim. Hiç dikkatini çekmedi mi bu? Ya da bütün erkekler kızlarla konuşmak için götlerini yırtarken benim susmam? Hiç mi düşündürmedi seni?"

Hayalkırıklığı ile sorduğu sorular beni hayrete düşüyordu. En yakın arkadaşımdı, beraber büyümüş ve beraber okumuştuk. Ve ben cidden bunu fark edememiş miydim?

"Düşündürmedi. Kendini o kadar fazla düşünüyorsun ki beni hiç düşünmedin. Ne hissediyorum umrunda değildi, hep kendini düşündün."

"Ben sadece kendimi düşünmüyorum..."

Gözyaşlarım gözümden akarken itiraz ettim. Değildim, bencil falan değildim ben.

Sessizce birbirimize bakıyorduk. Az önceki halimizden eser yoktu şimdi.

Anladığım şeyi dile getirmeye korkuyordum. Ama Poyraz bans söylemeye korkmuyorsa benim de korkmamam gerekiyordu.

"Sen... Eşcinsel misin?"

"Aferin zeki şey."

"Ve Uzay'a-"

"O cümleyi sakın bitirme."

Poyraz sözümü kestikten sonra başka bir şey demeden arkasını döndü ve gitmeye başladı.

Her şey şimdi yerine oturuyordu kafamda. Uzay'a karşı olan tavrı nefretinden değildi ya da benden nefret etmiyordu.

Gözyaşlarım iyice hızlanmışken sokağın ortasında durmuş Poyraz'ın gidişini izliyordum. Ama içim öyle bir yanıyordu ki, soğuk bile etki etmiyordu.






••
POYRAZ BEBEĞİM POYRAZ! DEMİŞTİM BU ÇOCUK ÖNEMLİ DİYE!

uzay ve poyraz. ship or not?

Görüşürüz!
• Dağ 30'a kadar ortaya çıkacak ;)•

•Gün 1 • 15 Gün | texting |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin