0.3

11.2K 602 141
                                    


Yürüdüğüm kaldırımdan karşı yoldaki parkta bulunan insanları izlerken ayağım tökezlediğinde dengemi kaybettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Yürüdüğüm kaldırımdan karşı yoldaki parkta bulunan insanları izlerken ayağım tökezlediğinde dengemi kaybettim. Birinin elimi kavraması ile düşmekten kurtulmuştum.

"Önüne baksana genç adam!"

Ona şaşkın bir suratla baktım. O da bana baktı. Benim yaşlarımda genç bir oğlandı. Benim kız olduğumu anladığında kendi kendine mırıldanarak küfretti. Duymayacağımı sansa da onu ve sözlerini duymuştum.

Yüzünden geçen pişmanlık gözle görünür derecede belirgindi. Siyah saç uçları ıslanmıştı ve esmer tenine tezat açık mavi gözleri ile beni baştan aşağı inceledi.

Kabul etmeliyim ki üzerime giydiklerimden nasıl biri olduğum zor seçiliyordu. Boyu benden fazla uzun olduğu için yüzüne bakmak için başımı kaldırmak zorunda kalmıştım. Gözlerimin kızardığını ve içimin acı dolu olduğunu hissettim.

"Üzgünüm ben sandım ki..." diyerek açıklamaya başlamasına fırsat vermeden ağlayarak yanından ayrılıp koşmaya başladım.

Gururum incinmişti. Koşarken kapüşonum başımdan sıyrıldı ve yağmur başıma işledi. Ben hızlandıkça yağmur daha da sertleşiyordu. Durmadım. Sırılsıklam olsam da koştum. Ayaklarımdan sıçrayan sular beni artık tamamen ıslatmıştı. Eve geldiğimde ağlamam geçmişti; ama ıpıslak olmuştum. Kapıyı açmak için cebime uzandım.

"Lanet olsun," dedim. Anahtarımı düşürmüş olmalıydım. Geri dönemezdim. Kapıyı çaldım. Yüzleşmek için hazırdım. Annem birkaç dakika sonra kapıyı açtı ve beni baştan aşağıya inceleyerek bağırmaya başladı.

"Rose bu halin nedir? Ne zaman çıktın? Yoksa dün gece eve gelmedin mi?"

Ona yaşadıklarımı anlatmak istemiyordum. Beni daha fazla inceleyip akan göz yaşlarımı görmeden gitmeliydim.

"Hava almaya çıkmıştım," dedim. Odama yürüdüm. İçeri girince kapıyı hızlı bir şekilde kapadım. Yatağıma oturdum ve tekrar ağlamaya başladım. Annemin sesini aşağıdan tekrar duydum.

"Rose üzerini değiştir. Hasta olabilirsin. Biz çıkıyoruz. Akşam geç geliriz. Haberin olsun," diyerek çıkmışlardı.

Annem ve babam aynı şirkette çalışıyorlardı. Birlikte geç saatlere kadar mesaiye kalıp aynı anda gelirlerdi. Genelde işleri yoğun olurdu. Çoğu zaman yalnızdım. Bu duruma alışmıştım. Hatta zamanla yalnızlığı sevmiştim.

Üzerimi değiştirmeden aynanın karşısına geçtim. Omuz hizasındaki siyah saçlarım yüzüme yapışmıştı.

Kendimi inceledim. Yüzüm sıradandı. Ben sıradandım. Kahverengi gözler, yanaklarımda hafif belirgin çiller ve renksiz dudaklarım ile tanıdık bir yüzüm vardı. Eşsiz ve güzeller güzeli bir kız değildim. Bunu çoktan kabullenmiştim.

Rosemary | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin